kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
28 Mart 2009, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
HINCAL ULUÇ
Hıncal'ın Yeri

Kamelyalı Kadın... Ama danslarla..

Kadıköy'e Süreyya Kültür Merkezini kazandıranlara bir kez daha teşekkürler.. Son günlerde gereksiz bir tartışma konusu yapıldı, bu dünya güzeli salon.. AKP'nin Kadıköy adayı, "Burası sinema.. Opera olmaz" deyip kesti attı..
Müthiş bir yanılgı içinde.. "Saptırma" sözcüğünü kullanmak istemiyorum..
Ama o bina, 1924-27 yılları arasında Süreyya İlmen Paşa tarafından bir Opera, Bale ve Konser salonu olarak yaptırıldı.
Sanata fevkalade meraklı paşa, Kadıköy'e böyle bir merkez kazandırma kararı verdiğinde Avrupa'yı dolaştı. Sonunda fuayeyi zamanın ünlü Paris Tiyatrosu Champs Elysee'den, salonu da Alman Tiyatrolarından örnek alarak binayı inşa ettirdi. Salon ve kulislerdeki işleme ve süslemelere bakmak dahi, binanın sinema için çok lüks olduğunu ortaya koyar.
Doğrudur.. Türkiye'de Opera ve Balenin yerleşik kadrolarla oynanması yıllar sonra, 1940'larda, hatta 50'lerde gerçekleşti. Bu süre içinde salon uzun zaman sinema olarak kullanıldı, elden ele hurda hale geldi, atölyelere, hatta depolara dönüştü. Sinemalar küçülüp sinema bloklarına dönüşünce, bu eski tip salonların sinema olarak karlılıkları da kalmadı.. İşte tam bu sırada Kadıköy Belediyesi devreye girdi. Süreyya'yı uzun süreli kiraladı ve gerçekten harika bir restorasyonla eski günlerine döndürdü..
Şimdi burada, sahne imkânlarının yeterli olduğu operalar, baleler oynanıyor, konserler veriliyor.. Tarihi bir kültür merkezinin korunması ve asli görevine döndürülmesi alkışlanacak bir olay..
Tabii, gönül Kadıköy'e dev bir kültür merkezi istiyor.. O ayrı.. Ama onu istemek için Süreyya'daki güzelliği ve başarıyı inkâr etmenin anlamı yok..
İşte bir hafta içinde ikinci defadır Süreyya'ya gidiyorum.. Önce Üç Bas konserini izledim. Fevkalade başarılıydı..
Bu defa Kamelyalı Kadın Balesi'ne koştum. Madde bir.. Salonda tek boş koltuk yoktu. Dışarda kalanlar vardı. Bazı localarda iki kişi vardı. Rica ettiler, dışarda kalanları boş loca koltuklarına aldılar..
Bu güzellik değil midir?.
Kamelyalı Kadın, bir Türk'ün elinden çıkma.. Oğul Alexandre Dumas'nın ünlü eseri defalarca, adıyla, ya da ilhamıyla film oldu. Yeşilçam kaç Kamelyalı kadın çekti sayamam.. Opera oldu.. Tesadüfe bakar mısınız?. La Traviata da şimdi ayni salonda, yani Süreyya'da Yekta Kara'nın rejisi ile sahneleniyor.
Mehmet Alkan, Kamelyalı Kadın'ı dansla anlatmış.. Dans da eksik olur ya.. Dans ve mimik tiyatrosunu birleştirmiş.. Arkaya da Verdi, Mascagni ve Haçaturyan müzikleri koymuş.
Başından sonuna ilgi ile izledim.. Dansçılara bayıldım, ama doyamadım.. Ben fazla mı klasikçiyim bilmem.. Bu kadar kalabalık kostümlü danslara ısınamıyorum. Dans adım demek. Adımları gizleyen kostümlere kızıyorum..
Olaf Zombeck ve Derya İnci daha stilize kostümler yapabilirlerdi. Bir erkek dansçının üzerinde pantolon, gömlek, yelek, ceketle bale adımları atmasını ve bale hareketleri yapmasının, bir balerini kucaklamasını, kaldırmasını mesela düşünebiliyor musunuz?.
Gerçekçi kostüm yaptın mı da, Paris'in hele o devirdeki ihtişamını getireceksin. Erkeklerde zorlanmamışlar ama, kadın kostümlerinde doyurucu oldukları söylenemez..
İlke Kodal, Selim Borak, Melih Mertel, Erhan Güzel'i çok daha "Bale" kostümleri ile izlemek isterdim.. Ya da bir klasik balede.. Çok iyi dansçı bu gençler çünkü..
Oktay Keresteci'ye ayrı bir satır başı açmam gerek..
"Dansçının yaşı olmaz" diye bas bas bağırıyor.. Ustalık ve tecrübe bu kadar güzel sergilenir.. Genç dansçıların Oktay'ın hele el ve kollarını kullanışını dikkatle özümlemeliler..
Kordo Baleyi yöneten Yüksel Ersin'i de kutlamak isterim.. Kalabalık danslar, Kamelyalı Kadın'ın doruk noktalarıydı.. Paris gecelerini anlatan o danslar kalabalık kılıkları yadırgatmadı onun da etkisi var tabii..


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın