kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
11 Mart 2009, Çarşamba
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
HASAN BÜLENT KAHRAMAN

Baykal'ı 'padişah' yapmak!

Daha önce de söylediğim gibi şu "padişahlık" tartışmasının popüler kültür ve toplumsal zihin ve zihniyet bakımından üstünde durulması gereken yanları var ama eğer onu bir tarafa bırakarak ele alırsak Başbakan Erdoğan, Baykal'ı "padişah" diye nitelendirirken çok haklı, doğru fakat eksik bir saptamada bulunuyor. Erdoğan diyor ki, bugüne kadar bir tek seçim kazanmayan Baykal hâlâ partisinin başında bulunuyorsa bu bir padişahlıktır.
Bu eleştiriyi ilk dile getiren Erdoğan değil. Bununla birlikte asıl mesele de bu değil. Asıl mesele CHP'nin iktidar olmayı isteyip istemediği ve ona oy veren kitlelerin hangi maksat ve saiklerle bu seçimi yaptığı. Yaklaşan yerel seçimler bağlamında bu sorunun çok önem taşıdığını sanıyorum.

Kim istemez iktidarı?
CHP'nin iktidar olmayı isteyip istemediği başlı başına bir sorundur. Çünkü her siyasal parti iktidar olmak ister. Hele Türkiye'de iktidar bir tutkudur. Nedeni, devletin elinde bulundurduğu rantları belli sınıflar ve çevrelere kullandırtmaktır. Spekülatif rant ekonomisini o partinin iktidar olarak kendi tercihi doğrultusunda yönlendirmek istemesidir. Bir parti eğer marjinal değilse bu iktidar noktasında bulunmak ister.
CHP ise marjinal bir parti olmamakla birlikte iktidar talebi içinde değildir. Belli ölçülerde iktidar olmayı istediği muhakkaktır. Ne var ki iktidarın büyük çerçevesi ve kapsamlı ilişkileri söz konusu olduğunda bu anlayışla CHP'nin örtüştüğünü söylemek son derecede zordur. Bu olumsuz ve şaşırtıcı durumun nedenini CHP'nin tarihinde ve ideolojisinde aramak gerekir. CHP 1970'leri saymazsak toplumu dönüştürmek yolunda bir çıkış yapmaktan kendisini hırsla alıkoymuş, kendisini bir statüko partisine dönüştürmüştür ve bu politikayı bilinçli bir biçimde seçen 1994 sonrasındaki CHP yönetimi böyle bir anlayışın kendisini iktidar yapmayacağını fevkalade bilmektedir.

Seçmeni de belli CHP'nin
Değindiğim statüko partisi olma özelliği CHP'ye dönük kitle tercihinin de sınırlarını çiziyor. CHP'yi seçen kesim kendi sosyolojisi itibariyle iktidar olamayacağının bilincindedir. Yüksek gelir grubunda, orta yaşın üstünde, kent merkezinde yaşayan, daha iyi eğitimli bu insanlar kendilerinin Türkiye'de çoğunluk olmadığını bilmez mi?
Şu halde bu insanların CHP'ye oy vermesinin altında yatan tek neden, CHP yönetiminin kendisine misyon edindiği statükoyu korumak anlayışıyla içedir. Bu insanlar CHP'yi bir "durdurucu" (stoper) parti olarak görmektedir. CHP dışındaki siyasetlerin gemi büsbütün azıya almasını engellemek için ona yönelmektedir. 1994 sonrasında CHP'nin sürdürdüğü o saçma sapan laik-antilaik, İslamcı-ulusalcı, AB yanlılığı-karşıtlığı türünden çatışması ve kutuplaştırmacı yaklaşımlar bu partiyi öteki siyasetleri durdurmak için seçmeye zorlamıştır kitleleri.
Bugün CHP seçmeni "Biz de oy vermezsek AKP oyu yüzde 80'i geçer" endişesiyle partisini tercih etmektedir. Belki aralarında sosyal demokrat olduğu için ya da ona benzer başka bir nedenle oylarını kullananlar da vardır ama onların yaklaşımı da ne yazık ki bir illüzyondan öteye gitmez. CHP gerçek bir sosyal demokrat parti değildir. O kadar değildir ki, Baykal bir romancının (Tarık Buğra'nın) yazdığı bir metni Şeyh Edebali'nin sanmış, bunu Anadolu solu diye saçma sapan bir kavrama ve politikaya dönüştürmüştür.
Bu oyunlar bir yana bırakılınca, CHP seçmeni son 15 yıldır sadece anti-laik saydığı hareketlere karşı kendi tanımladığı Kemalizmlaiklik çizgisini korumak maksadıyla, apolitik bir politika dürtüsü içinde bu partiyle bütünleşmektedir. İçtenlikli ve önemli bir yanı olan çarşaf açılımına karşı gösterdiği tepki de bu kesimin gerçeğini olduğu gibi aydınlatmaktadır.
Doğrudur, Baykal bir padişah gibi saltanatını korumaktadır ama alan ve satan buna razıdır ve bu bir tesadüf değildir. Fakat bu, saltanatın bu seçimlerden sonra sallanmayacağı anlamına da gelmez!


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın