kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
27 Şubat 2009, Cuma
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Neşeli oluşunuza şaşınız!

ESİN KÜÇÜKTEPEPINAR SİNEMA
27.02.2009
Sekiz Oscar kazanan Milyoner, 'kendini iyi hisset filmi' olarak, hizmetinizde. Filmin finaline getirilen yapay çözümler ise, bizim Emrah filmlerine, Mahsun türkülerine rahmet okutuyor..
Madem ki zaman kötü ve madem ki bu fena gidişata müdahil olamıyoruz o halde Milyoner'e buyurun! Filmdeki 'hem paraya hem de kıza' kavuşma hayali ve ihtimaliyle sefil Hindistan manzaralarında debelenen yoksul fakat onurlu gencin yaşam mücadelesi iki saat boyunca sizi ziyadesiyle oyalayacaktır. Oscar ödüllerine damgasını vuran film, akıcı kurgusu, 'romantik' çözümlemeleri ve nihayetindeki şarkılı türkülü kutlamasıyla tam bir eğlencelik, diğer bir deyişle 'kendini iyi hisset filmi' olarak hizmetinizde. Yetenekli İngiliz yönetmen Dany Boyle, arabeskin sınırlarını katmerlice aşan öyküsünü öylesine becerikli bir ekip işiyle kotarmış ki 'eğer mutlu sonla bitmezse dağıtırım bu sinema salonunu' dedirtecek kadar dolduruşa getiriyor. Tüm yoksulluklar ve trajediler şahane görüntüler eşliğinde akarken adeta ana karakterin (Dev Patel) yerinde olmayı istiyor insan. Milyarlar içinde bir kişinin (siz değil ama!) kurtulmasının sembolik hafifliği de zaten 'kaçış sineması'na olan meylimizdeki şuursuz çaresizliğimize delalet değil mi? Buyrun kaçalım. Nereye? Yoksul gencimizin ağzından kanlar fışkıracak denli işkenceye maruz kaldığı polis karakolu, mafya çetelerinin cirit attığı mahalleler, dövülen, dilenciliğe zorlanan ve cinsel olarak suistimal edilen küçük çocukların dolandığı arka sokaklar bunlardan saadece bir kaçı. Elbette şiddet ve mezalimi acımasızca gösteren bir filmin nasılda keyif ve neşe uyandırdığına şaşabilirsiniz... Eğer ki Dickensvari yoksulluk edebiyatını 'kaderde yazılmış aşk hikâyesine' dönüştüren filmin yönetmeni olarak Danny Boyle'un imzası ve filmde itinayla 'görüntülediği' gerçekçilik iddiası olmasa, onca yoksulluğa, adaletsizliğe ve şiddete rağmen bu yakışıklı varoş çocuğunun Kim 500 Milyar İster misali yarışmaya uzanan peri masalı öyküsündeki klişeleri ve 'sahte' güzellemeyi unutur, giderdik. Lakin eski Yeşilçam filmlerinin naifliği veya Dickens'a özenen Kemalettin Tuğcu romanlarının fakirlik edebiyatıyla şerbetlenmişiz biz. Üstelik bunlar 'bizi bize' anlatıyordu bir anlamıyla. Oysa bu film esasen Hintliler için değil de Batılı seyirci için, bir Batılı gözüyle çekilmiş.Yani tam da oryantalist hissiyatı karşılayan egzotik ve turistik nefis bir tura dönüşen görüntüler eşliğinde bir Üçüncü Dünya Ülkesi sefaletine timsah gözyaşları dökmek, eseflenmek durumu var açıkçası. Yani film tüm küreselleşme, kısaca tüketime dair tüm zaaflarımızı kendine güç katmak için kullanarak bizi ters köşeye yatırıyor. İki kardeşten kötüsünü temsil eden ağabey aracılığıyla senaryonun finaline getirilen yapay çözümler ise bizim Emrah filmlerine, Mahsun türkülerine rahmet okutuyor açıkçası.
Orijinal adı: Slumdog Millionaire Yönetmen: Danny Boyle Oyuncular: Dev Patel, Anil Kapoor, Saurabh Shukla, Freida Pinto Süresi: 120 dakika