kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
27 Şubat 2009, Cuma
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
MAHMUT ÖVÜR

AK Parti'nin sırrı 'değişimci' olmasında

Yerel seçimlere ilişkin kamuoyu yoklamaları çarpıcı sonuçlar ortaya koyuyor. Bunu en net biçimde Habertürk televizyonunun İpsos'a yaptırdığı anketlerde gördük.
Şu ana kadar açıklanan İstanbul, Ankara anketlerinde AK Parti, İzmir'de ise CHP açık ara önde görünüyor.
Araştırmanın ayrıntılarına bakınca şaşırtıcı bir nokta göze çarpıyor. AK Parti ikinci iktidar dönemini neredeyse yarılamasına rağmen, hâlâ oyunu koruyor; dahası yer yer oyunu artırmış durumda.
Peki, bu nasıl oluyor?
Birçok neden sayılabilir ama en belirleyici olanı hâlâ AK Parti'nin "değişimci" bir parti özelliğini koruması.
Sosyal demokrat olduklarını söyleyenlerin oy tabanı olan Alevi meselesine sıcak yaklaşıyor.
Kürtçe yayını başlatıyor.
Halledilmesi en kolay olmasına rağmen yıllardır halledilmeyen Nâzım Hikmet'e vatandaşlık hakkını geri veriyor.
Kimsenin ağzına almadığı Ahmet Kaya'nın mezarının Türkiye'ye getirilmesini gündeme taşıyor.
Bir de siyasal yelpazede yer alan muhalefet partilerine bakın...
Bugün, iktidardaki AK Parti'nin karşısına dizilen bütün bu muhalefet partileri hatta muhalif siyasi aktörler de dahil hepsi AK Parti'yi aşan değil, gerisinde kalan bir söyleme sahip...
AK Parti'nin sırrı burada saklı. AK Parti özgürlükler alanında da sosyal sorunlarda da muhalefetin yararlanacağı bir boşluk bırakmıyor.
İpsos'un anketinde AK Parti'nin değişimci özelliğiyle toplumun nabzını nasıl yakaladığı çok net görünüyor.
Alın TRT'nin Kürtçe yayın, Ergenekon ve Alevi açılımı örneklerini.
Kürtçe yayını İstanbulluların yüzde 49'u olumlu buluyor. Bu önemli bir oran... Partiler açısından da durum çok farklı değil. Bu yayına AK Partililerin yüzde 57'si, CHP'lilerin yüzde 43'ü, MHP'lilerin ise yüzde 27'si olumlu bakıyor.
AK Parti'nin Alevilere yönelik yaklaşımını toplumun yüzde 52'si destekliyor.
Ergenekon operasyonu konusunda da toplumla AK Parti'nin tutumu arasında bir paralellik var. Toplumun yüzde 47'si AK Parti'nin tutumunu destekliyor. Karşı olanların oranı ise yüzde 30.
Bu rakamlar şunu gösteriyor: Karşımızda kendini yenileyen, sürekli politika üreten bir AK Parti gerçeği var. Tabii o AK Parti sadece bu değişimci yapısıyla yetinmiyor, aynı zamanda hem genelde hem de belediyelerde toplumla buluşan bir hizmet veriyor.
Teşkilatlarını da göz ardı etmemek gerektiği çok açık.
Peki, muhalefet partileri ne yapıyor?
Tüm bu alanlarda yeni politikalar üretmedikleri gibi, tam aksine birçoğu statükoya sarılıyor. Daha özgürlükçü bir muhalefet yerine daha kendi içiyle kavgalı, toplumun farklı kesimleriyle sorunlu bir muhalefet yapısı var.
Bunu da en net biçimde CHP'de görüyoruz.
CHP İstanbul'da Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara'da ise Murat Karayalçın'la yerel seçim sürecine pozitif bir başlangıç yaptı. Araya serpiştirilen "çarşaf adımı" ve "Kuran kursu" çıkışı da sert iklimi yumuşattı. Bu da hemen oylara yansıdı. Ancak uzun sürmedi. Bu politikaların içini dolduramadığı gibi kendi içinde derin sıkışmalar ve kavgalar yaşadı. Yeni bir siyasal söylem de geliştiremediler. Böylece CHP, yeniden bir düşüş trendine girdi. Önümüzdeki süreçte bu trend aşağı doğru gitmese de çok yukarı çıkacağı da beklenmiyor.
Bu gerçeği "sadaka" adıyla küçümsenen sosyal yardımlara bağlayan, halkın gerçeği görmediğini ileri süren muhalefetin görmesi gerekiyor.
Bunu görüp kendini yenileyen, alternatif üreten muhalefet partisine Türkiye'nin de, AK Parti'nin de ihtiyacı var.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın