kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
20 Şubat 2009, Cuma
Sabah
 
Haberler Spor Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Magazin Sağlık Televizyon Yazarlar Kültür Sanat
 
24 Saat
24 Saat
"Ben tüm yöreleri hatta dünya halk şarkılarını çok seviyorum. Ben Türkmenim. Yörük olduğum için o türküler daha çok ruhuma hitap ediyor."

Türkülere burun kıvıranlar cahildir

İPEK DURKAL - GÜNAYDIN
19.02.2009
'Garbiyeli' adlı türkü albümü önümüzdeki hafta satışa sunulacak olan Kıraç, türkülere burun kıvıranları eleştirdi: Asimilesin, sömürgesin, beynin kontrol altında ve farkında değilsin!..
Kıraç'ın yedinci albümü önümüzdeki hafta çıkıyor. Doğduğu şehir olan Kahramanmaraş'ta esen 'Garbiyeli' rüzgarını albümüne isim yapan Kıraç, sevdiği türküleri bu albümde topladı. Albümü için, "Bu albüm bütün hikayenin başlangıcı ve sonucudur. Türküler benim yolumun en gerçek masallarıdır" diyen Kıraç, 'Eleşkirt Türküsü'nden 'Çoban'a, 'Gelin Ayşe'den 'Köprüden Geçti Gelin'e kadar 11 türküyü yorumladı. Geçen kasım ayında Ayşe Şule Bilgiç ile evlenen ve baba olmaya hazırlanan Kıraç 'Gelin Ayşe' türküsünün albümde olma sebebini şöyle açıklıyor: "Çok güzel bir tesadüf!"

KIRAÇ FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYINIZ...

* Bundan üç sene önce yaptığımız röportajda evleneceğinizi söylemiştiniz; evlendiniz. "Türkü albümü yapmak istiyorum" demiştiniz, yaptınız. "Üç çocuk istiyorum" demiştiniz, eşiniz hamile. Bir tek, film yapmak isteğiniz gerçekleşmemiş...
Film işi biraz büyük bir iş. Onu da yaparım inşallah. Senaryosunu kendim yazacağım. Zaman kolluyorum.

'GELİN AYŞE' TESADÜF OLDU
* 'Garbiyeli' önümüzdeki hafta dinleyicisiyle buluşacak. Bir tane daha türkü albümü hazırlıyormuşsunuz. İkisi arasındaki fark ne?
Bu daha soft bir albüm. İkincisi rock bir albüm olacak. O da tamamen türkülerden oluşuyor. Onun hemen sonrasında da kendi normal albümlerinden bir tanesini yapacağım. Rock olan türkü albümünü mayıs ayında çıkartmayı planlıyorum. Kendi şarkılarımdan oluşan albümüm ise sonbahara yetişecek.

* Niye iki albümü birleştirmediniz?
Öyle de olabilir mi diye düşündük, ama özeni kaçırabilirim diye vazgeçtim. Çünkü o zaman içinde yaklaşık 24 tane çalışma oluyor ve çok ciddi bir durum bu. Mutlaka hata oranı daha fazla, gözden kaçan şeylere müdahale etme olanağım daha az olacaktı. Dinleyen için de sıradanlaşacaktı. İki albüm birlikte yapan arkadaşlarımız da var tabii, ama bence sıkıntılı.

* Bu türküleri neye göre seçtiniz?
Anemin karnından itibaren dinlediğim, tüm hücrelerime kadar hissettiğim türküler bunlar...

* Ayşe Şule Bilgiç ile evlendikten sonra çıkan ilk albümünüz bu. 'Gelin Ayşe' türküsünü bu albüme almanız tesadüf mü?
Bence çok güzel bir tesadüf. 'Gelin Ayşe', dünya üzerinde duyduğum en güzel melodidir, en güzel resmi anlatır. Türküleri söylerken gözümde o kadar güzel, değişik duygular canlanıyor ki...

DALGA GEÇEN ACİZLER VAR
* Tarif edilebilir şeyler mi?
O duyguyu anlatamadığım için o türküleri söylüyorum ya. Türküleri tek gitarla söylediğim zaman bana gerçekten Kaf Dağı'nın arkasından, çok masalsı geliyor. Günümüzün algısından çok farklı. Peri padişahının kızından duyduğum melodilermiş gibi. Hem uhrevi boyutu var hem spiritüel... Hem çok masumane hem de çok gerçek...

* Türkülerin müzikteki son nokta olduğunu söylemişsiniz. Neyi kastettiniz bu sözlerinizle?
Şöyle ifade etmeye çalışayım; diğer müzik türleri, türkülerin yanında biraz yapmacık kalıyor. Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun dediği gibi, "Ne zaman bir köy türküsü duysam şairliğimden utanırım..." Türküler kendinizi değersiz hissettirmiyor ama çok küçük kalıyorsunuz onların yanında.

* Türküye burun kıvıran bir kesim var. Sizce neden burun kıvrılıyor?
Tamamen bilgisizlik ve cahillik. Kişinin yaşadığı toprakların öz damarları olan türküleri bilmemesi, algılamaması tamamen bunlardan kaynaklanır. "Minareden at beni in aşağı tut beni, ha ha ha ne salakça sözler bunlar!" diye dalga geçenlerin bu sözleri aslında o kişinin ne kadar acizlik içinde olduğunu gösterir. Bu, diğer ülkelerin halk şarkıları için de geçerlidir.

BEYNİN KONTROL ALTINDA
* Diğer yandan da türküleri herkes bir şekilde bilir. Bu çelişki değil mi?
Evet, hepimiz biliyoruz söylüyoruz ama popüler şehir hayatımızda barındıramıyoruz. Onları hep otantik, müzelik algılamaya çalışıyoruz. Oysa türküler sizin kimliğinizi, yaşayışınızı, karakterinizi oluşturan parçacıklardır. Siz, "Ben bunlardan oluşmak istemiyorum" diyebilirsiniz ama böyle düşünen toplum için ben de şunu söylerim: Asimilesin, sömürgesin, beynin kontrol altında ve farkında değilsin!

* Bir sonraki albümüzde türkülerinizin rock formatında olacağını söylediniz. Neden olan haliyle değil?
Türkü bir söz ve ezgiden oluşuyor. Türkü evrenseldir. Aşık Veysel'in söylediği söz sadece Sivas'ı mı ilgilendiriyor! "Benim sadık yarim kara topraktır" diyor. Bunun anlamı çok nettir, gerçektir. Türkü herhangi bir yerde her zaman bir enstrüman ile söylenebilir. Bu, onun özünü bozmak değildir ki...
Haberin fotoğrafları