kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
20 Şubat 2009, Cuma
Sabah
 
Haberler Spor Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Magazin Sağlık Televizyon Yazarlar Kültür Sanat
 
24 Saat
24 Saat
Serkan Altunorak’ın rol aldığı İngiliz prodüksiyonu ‘Garp’ adlı film, festivallerde gösterilecek. Handan Öztürk imzalı ‘Roz’un Sonbaharı’ ise martta vizyona girecek.

Rus ruleti oynadım kaybettim ama hayattayım!

EYLEM BİLGİÇ - GÜNAYDIN
19.02.2009
Üç yıl önce 'İmkansız Aşk' dizisinin çekimlerinde rol gereği Rus ruleti oynarken elindeki silah ateş alan ve kendisini başından vuran Serkan Altunorak: Bu kazayı o süreçte almam gereken bir dersmiş diye düşünüyorum!..
'Melekler Korusun' dizisinde konservatuvar hocası 'Erkan' karakterini canlandıran Serkan Altunorak, genç neslin en beğenilen oyuncularından biri. Bugüne kadar birçok dizide başrol oynayan, 'Kürklü Merkür' gibi iddialı bir oyunda seyirci karşısına çıkan ve geçtiğimiz yıl Handan Öztürk imzalı 'Roz'un Sonbaharı' ve İngiliz prodüksiyonu 'Garp'da rol alan Altunorak, hayatla derdi olan bir oyuncu olduğunu söylüyor. Altunorak'la yaşadığı talihsiz kazayı, bu kazadan çıkardığı dersi ve hayata bakışını konuştuk.

* Tipinizi, saçınızı sürekli değiştiriyorsunuz, neden?
Evet, dediğiniz gibi hep değişiyorum. Sadece saçımı değil, kilom ve sakalım da değişiyor. Çünkü belli bir prototip içinde kalmaktansa, ekranda her projede bir tarafımla farklı görünmek hoşuma gidiyor. Bunu bilinçli yaptığımı söyleyebilirim yani.

İŞARETLERE KULAK VERİRİM
* Sezonun yarısında bir diziye başlamak, hele kriz nedeniyle dizilerin yayından kaldırıldığı bir dönemde, bir risk değil miydi?
Yaz başından beri iki tane projeyle ilgileniyordum ama bazı nedenlerden dolayı ikisi de gerçekleşemedi. Böyle olunca ben de, 'herhalde bu yıl televizyona iş yapmamam daha doğru olacak' diye düşündüm. Ama dizimizin yapım şirketiyle uzun süredir görüşüyorduk, ekim ayının başında dizinin senaryosu geldi, okuyunca canlandırdığım 'Erkan' karakterini çok sevdim. Kadroyu görünce ilgim daha da arttı. Erkan da kardeşimin ismi. Bu bir işaret diye düşündüm. Ben işaretlere kulak veririm çünkü...

* Sizin diziyi adı üstünde melekler koruyor galiba, reytingleri fena gitmiyor çünkü...
Güzel işin, doğru projenin hangi kanalda, hangi saatte, hangi programın karşısında olursa olsun, mutlaka seyirciyle buluştuğunu düşünüyorum ben. Tabii şans da çok önemli.

* Sadece dizinizi değil, sizi de melekler koruyor aslında. Geçtiğimiz yıllarda Ebru Gündeş'le oynadığınız dizinin çekimleri sırasında kendinizi kazara başınızdan vurmuştunuz. Aslında bu kazayı çok ucuz atlattınız değil mi?
Tabii çok ciddi bir kazaydı ama çok doğru doktorların eline düştüm, orada da güzel denk geldi her şey. Ama yine söylüyorum; çok ciddi bir kazaydı ve dediğiniz gibi melekler korudu galiba.

* Setlerin şartları ve çalışma saatleri çok tartışılıyor. Sizin yaşadığınız kazanın da set şartlarıyla, fazla çalışmakla bağlantısı var mı, yoksa tamamen kendi dikkatsizliğinizden mi oldu?
Bu kazada benim de suçum vardı çünkü benim de önüme gelen silahı kontrol etmem gerekiyordu bir oyuncu olarak. Ama tabii bunlar kötü tecrübelerle edinilmiş olumlu tecrübeler. Şu an sette önüme bir bardak su gelse, "Bu su nereden geldi?" diye soruyorum artık. Herkes de sormalı, çünkü hakikaten çok zor şartlar altında çalışılıyor.

* Bu zor şartlar da belki sizin dikkatsizliğinize neden oldu...
Benimki sadece eğlenceydi, her şey gayet güzel akarken bir anda bir espri oldu, gülündü ve o anda kurşun unutuldu. Sonrasında da o kaza gerçekleşti. Ama benim de Rus ruleti oynamamam gerekiyormuş. Şimdi bunun esprisini yapıyorum artık, "Rus ruleti oynadım, kaybettim ama hayattayım" diyorum (gülüyor).

* Bu olayı konuşmaktan sıkıldınız mı peki?
Zaten olay olduktan sonra hiç konuşmadım bu konuda. Çünkü bu herkesin başına gelebilcek bir kazaydı. Bu işten reklam yapıyor diye düşünülmesini ya da mağdur insan modeli şeklinde görünmek istemedim. Hatta o an kayıtlıydı, haber bültenlerinden istediler ama ben yayınlanmasını istemedim.

* Bu görüntüleri bir sürü insan, ününü pekiştirmek için kullanabilirdi aslında...
Bir kere bu işi yapmakla, meşhur olmak istemek arasında çok büyük bir fark var. Bu işi hakkıyla yapıyorsanız, tanınmanız zaten kaçınılmazdır. Bana göre, nasıl tanındığın önemli. İnsanlar beni tanır ama beni nasıl tanıyorlar, beni neyle biliyorlar; bununla ilgileniyorum.

ALMAM GEREKEN BİR DERS VARMIŞ
* İyileştikten sonra yeniden setlere dönmekten korkmadınız mı?
Ben korkularımla yüzleşmeyi çok severim. Bir de benim bunu yaşamam gerekiyormuş. Aynı dönemde babam kanserdi ve bir yıllık ömrü vardı. Çok zor bir dönem geçiriyordum. O süreçte almam gereken bir dersmiş diye düşünüyorum o kazayı.

* Babanızı kaybettiniz mi?
Evet, Babalar Günü'nde kaybettim. Hepimiz aynı hayatı yaşıyoruz ama farklı tecrübelerle bunu devam ettiriyoruz. O yüzden birbirimizi anlamamız çok zor. O nedenle bu röportajı okuyanlar da yaşadıklarımın sadece anlattığım kadarını anlayabilecekler. Derler ya, sadece yaşayan bilir!

* Yüzünüzde o kazanın izini taşıyorsunuz...
Evet, taşıyorum. Okuduğum bir habere göre yüzünde yara izi olan erkekler çok çekici oluyormuş (gülüşmeler).