kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
25 Ocak 2009, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat

Romancıların 'gündemi' siyasetçileri geçerse...

KAYA GENÇ
23.01.2009
Kürt sorunundan Ermeni meselesine, Türk-Rum mübadelesinden kadınların özgürlüğüne, başörtüsü ve radikal siyasi görüşlere dek Türkiye tabu olarak kabul edilen konuları tartışmayı öğreniyor, her gün yeni bir tabusunu yıkıyor. Ama bunu biraz da sık sık hapishanelere ve fakirliğe layık gördüğü romancılara borçlu. Onlar gündemi belirliyor, tabu konuları ilk olarak edebiyatçılar konuşturuyor. Türk romanının tabu yıkan örneklerini gözden geçirdik, yazarlar ve eleştirmenlere de 'Romancının cesareti hepimizi geçti mi?' sorduk.....
BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI
Pamuk: Başörtüsü meselesinde hiçbirimiz masum değiliz...
Orhan Pamuk 28 Şubatvari bir dönemde geçen romanı Kar'da, demokrat veya cumhuriyetçi hiç birimizin yapamadığını yaptı: Başörtüsü tartışmasından başlayarak iki farklı ideolojiyi en radikal temsilcileri aracılığıyla anlattı. İslamcıları hem katil hem kahraman gibi gösterdi. Darbeci Kemalistlerin de bir mantığı vardı üstelik...

FEMİNİZM
Latife Tekin ve Ay.e Böhürler: Kendi mahallelerini kızdırdılar
Latife Tekin'in liberallerle arasını açan son romanı Muinar, on bin yaşındaki kadın kahramanının öyküsünü anlatırken çok tanrılılığa övgü yaptı. Kitapta doğa, türbana, örtünmeye karşı bir güç olarak öne çıkıyordu. Duvarların Arkasında isimli kitabıyla ise Ayşe Böhürler dini ve siyasi söylemlerin ardındaki Müslüman kadına baktı. İki yazar da kendi 'mahalleler'inde tepkiyle karşılandı.

DİNİ TABULAR
Gürsel, Muhammed'i insan olarak anlattı
2008 başında Nedim Gürsel yayımladığı Allah'ın Kızları kitabıyla Türkiye'nin büyük tabularından birini yıktı, İslamiyet'in peygamberi Muhammed'in hayatına bir romancı olarak baktı. Atatürk ve Muhammed'in farklı kesimler tarafından tabulaştırıldığı bir dönemde Nedim Gürsel, Muhammed'i tarihsel bir figür olarak görebileceğimizi hatırlattı. Herkes kitaptan memnun değildi ama: Gürsel'e hapis istemiyle dava açıldı.

ERMENİ OLAYLARI
Elif .afak'ın 'soykırım romanı' tabulara ve 301'e takıldı
Ermenilere 1915 yılında reva görülen muamele konusunda Türkiye'de pek az kişi özgürce konuşma imkanı bulabilirken 2006 yılında yayımladığı Baba ve Piç romanında Elif Şafak herkesi şaşırttı. Müslüman-Türk bir aileyle Ermeni asıllı Amerikalı bir ailenin 90 küsur yıllık öyküsünde iki taraf da özgürce konuştu. 'Atalarımızı kestiniz' diyen karakterin sözleri yüzünden dava açıldı ama Şafak aklandı.

TÜRK-RUM MÜBADELESİ
Ya.ar Kemal'den mübadele gerçeği
Lozan'da alınan mübadele kararıyla, Türkiyeli Rumlar Yunanistan'a gönderilmişti. Yaşar Kemal'in 2004 tarihli Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana kitabı savaşlarda yerini yurdunu yitirmiş insanların Ege'deki boşaltılmış bir adaya yerleştirilmesini anlatıyordu. Kemal hem 20. yüzyılın hâlâ izlerini ve güncelliğini koruyan bir büyük acısını önümüze serdi. Akademisyen Erol Köroğlu'na göre bu, roman tarihimizin en insancıl ve şefkatli öykülerinden biri.

CUMHURİYET
Ayşe Kulin'in gözüyle imparatorluk
Osmanlı'nın son günlerinde geçen Veda romanında Ayşe Kulin, iddialı bir projenin peşinden koşan 'Milliciler'le imparatorluk kültürünü kucaklayan 'Osmanlıcılar' arasındaki tartışmayı anlattı. İstanbul Hükümeti'nde bakanlık yapan dedesinin hayatından biyografik detaylarla süslediği öyküsünde Kulin, bir milliyetçinin sürgüne gidişini gösterirken ideolojik tartışmalar arasında iktidar sadık hizmetkarlarını harcadı mesajı verdi.

ÇARŞAF MESELESİ
Çarşaf, Baykal'dan önce Mungan'ın gündemiydi
Murathan Mungan'ın 2004 tarihli Çador romanı, dünyanın her yerinde çok tartışılan bir konuyu, Afganistan ve Ortadoğu ülkelerinde kadına burka ve karaçarşaf giymeyi şart koşan zihniyeti merceğine aldı. En son Deniz Baykal'ın rozet kriziyle tartıştığımız çarşaf ve örtünme meselesini kitap dört yıl önce gündeme getirmişti.

KÜRT SORUNU
Mehmed Uzun yasaklı dille yazdı
Kürt sorununu tartışan ve bunu edebiyat tarihimizde en etkileyici biçimde yapan yazar İsveç'te sürgün hayatı yaşamak zorunda kalan Mehmed Uzun oldu. Kürt siyasetçiler hapisteyken ve düşünce özgürlüğünün kısıtlandığı dönemlerde Uzun anlattığı aşk hikayeleri ve kendi öyküsünü dramatize etme biçimiyle Kürt sorununu konuşulur kıldı. Ama Kürtçe televizyonu görmeye ömrü yetmedi.
Haberin fotoğrafları