kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
22 Ocak 2009, Perşembe
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
NAZLI ILICAK

ABD ve kurucu felsefe

Barack Obama şerefine düzenlenen törenin, Abraham Lincoln'ün anıtının bulunduğu mekânda yapılmasının özel bir anlamı vardı. Obama'nın, iç savaş döneminde, ABD Başkanı koltuğunda oturan Lincoln'ün düşüncelerinin takipçisi ve hayranı olduğu biliniyor. Zenci haklarının savunucusu Martin Luther King de, "Bir hayalim var" diye başladığı konuşmasını, 1963'te, bu anıtın merdivenlerinde gerçekleştirmişti. Anıtın duvarlarında, Lincoln'ün, iç savaşta ölen askerlerin mezarlarının açılışında yaptığı ünlü Gettysburg konuşmasının bir bölümü de yer almakta.
Lincoln'ün seslendirdiği düşüncelerin izlerini Obama'nın, ABD'nin yeni başkanı sıfatıyla yaptığı ilk konuşmada da gördük. Lincoln, "Güvenlikleri için özgürlüklerinden vazgeçenler, gün gelir her ikisini de kaybederler" diyordu. Obama, "Güvenliğimiz için ideallerimizden vazgeçmeyiz" dedi; kurucu babaların, en zor zamanlarda hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını ön plana çıkaran metinler kaleme aldıklarını hatırlattı.
ABD Anayasası, birinci ek maddesinde, düşünce ve inanç hürriyetini, vazgeçilmez bir hak olarak kabul eder ve bu özgürlükleri ortadan kaldıracak hiçbir yasa yapılamayacağını öngörür. Kurucu metinlerde teminat altına alınan insan haklarına rağmen, ABD'de, zenciler, köle olarak çalıştırılmış ve onların beyazlara göre ikinci sınıf sayılması, güney eyaletlerinde genel kabul görmüştü. İşte Abraham Lincoln, Gettysburg konuşmasında, bu ayrımcılığa karşı çıkıyordu: "Tam 87 sene önce, atalarımız, bu kıtaya, insan özgürlüğü üzerine kurulmuş bir ülke hediye etti. Atalarımız, bu ülkeye, 'her insanın eşit doğduğu' ilkesini armağan etti. Yaşadığımız savaş, aynı zamanda, bu idealler üzerinde kurulan bir ülkenin ayakta kalıp kalamayacağının da test edilmesidir... Bu bitmemiş görevi, cesur insanların ilerlettiği noktadan alıp, daha ileriye taşımak zorundayız; bu insanların hiç uğruna ölmediğini ispatlayalım ve Tanrı'nın şahitliğinde, yeni bir özgürlük hamlesinin doğmasını sağlayalım. Halkın oluşturduğu, halk için, halkın yanında yer alan devletin yok olmayacağını herkese ispat edelim." (that government, of the people, by the people, for the people, shall not perish from the earth.)
Çoğumuz, törenleri hayranlıkla seyrettik. Ama acaba, ABD'nin başarısının temelinde yatan "kurucu felsefeyi" kaç kişi fark etti? Başarıya giden yol, insan haklarına (farklı kimliklere ve inançlara) saygıdan, "mozaik yapıyı" zenginlik olarak görmekten geçiyor.