kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
28 Aralık 2008, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat

Bir şarap efsanesi yeniden...

AHMET ÖRS
27.12.2008
1958 yılından beri piyasada olan Diren .arapları bugün üçüncü ku.ak yönetiminde yeni atılımlar içinde; selection, Collection, Kalite ve Ucuz kategoride .araplarıyla piyasada. Bir de ödüllü Mahlep .arabıyla.....
Bir dönem Türkiye'de şarapları efsaneleşen ama sekiz yıldır sessizliğe gömülen Diren Şarapları, bu yıl büyük bir çıkışla şarapseverlere yeniden 'merhaba' dedi. Gusto dergisinin düzenlediği büyük Türk Şarapları Tadımı'nda yeni birkaç ürünü ödüllendirildi. Mustafa Vasfi Diren'in 1958 yılında Tokat'ta kurduğu ve kendi soyadını verdiği firmanın 1996 rekoltesi Karmen Selection çok beğenilmişti. Ancak 2000 yılı rekoltesi eskisinin kalitesine ulaşamadı. Ardından Diren şarapları uzunca süre her yerde bulunamadı. Üç nesildir şarap üreten firmanın genç yönetim kurulu üyesi Ozan Diren'le konuştuk...

- Ozan Bey, uzun bir aradan sonra bu yıl Diren Şarapları ciddi bir atakla piyasada kendini gösterdi. Şarapseverleri niçin bu kadar beklettiniz?

- 1996'da rekoltenin çok iyi olmasını değerlendirerek fazla miktarda üzüm aldık. Öküzgözü ve Boğazkere üzümlerinden işlenen Karmen Selection 1996 uzun süre piyasada kaldı, büyük ilgi gördü, ödüller kazandı. Onun yerine aynı özelliklere sahip yeni bir şarap koymakta epey zorlandık. Ayrıca 2000'lerin başlarından itibaren şarap piyasasında rekabet koşulları değişti. Rekabet, güçlü firmaların satış noktalarından rakipleri çıkarma çabaları üzerine kuruldu.
Önceleri restoranlarda rahatça şaraplarımızı bulundurabilirken, rekabetin şeklinden dolayı mücadeleyi sürdürmekte zorlandık.
Babam Orhan Diren'in, 'Şarap para ile satılmaz; içinde sanat yönü de vardır. Yemek yemeye gittiğiniz yerde sizin istediğiniz şarabı seçme özgürlüğünüz olmalıdır' şeklindeki anlayışı da bizi bir süre o tür rekabetin dışına itti. O dönemde hem finansal açıdan gücümüz fazla değildi hem de şarabın o şekilde satılmasına karşıydık.

- Bugün koşullar değişti mi?
- Hayır. Yine rakiplerimiz restoranlara 'O ürünleri almayın, size şöyle destek verelim,' diyor. Ama artık restoranlar da bilinçleniyor.

- Diren Şarapçılık Türkiye'nin en önemli beyaz üzümü Narince'nin anavatanında kurulmuş. Kendi yöreniz olduğu için herhalde en iyi Narince'leri temin edebiliyorsunuz...
- Hem en iyi üzümü temin edebiliyoruz hem bağcıyı eğitebiliyoruz hemde yerinde işlendiği için üzüm uzak mesafelere taşınmıyor. Tokat'ta bir çiftlik yatırımımız var. 5 bin 500 dönümlük arazinin 350 dönümünde bir deneme bağı kurduk. Burada amacımız kendi üzümümüzü üretmek değil. Tarıma dayalı sanayide çalışıp topyekûn kalkınmaya destek olmakla yükümlü sayıyoruz kendimizi.

- Şaraplarınızı hangi gruplarla tüketiciye sunuyorsunuz?
- En üst kalite şaraplarımıza Selection grubu adını veriyoruz. Karmen Selection kırmızı Öküzgözü-Boğazkere harmanı. Dörtnal Selection ise beyaz, Narince üzümünden işleniyor. Selection'ın bir altında Collection grubumuz var. İçim kalitesi göz önünde tutulan, yıllara göre değişebilen harman şaraplar.
Şimdilik bu grupta Narince, Syrah, Cabernet Sauvignon, Boğazkere ve Öküzgözü şarapları var.
Collection'ın altında Kalite Grubu dediğimiz Karmen, Dörtnal, Kalecik Karası, Lökal, Vadi gibi ürünlerimizin bulunduğu bir alan yer alıyor. Ucuz kategori denen alan da var.

- Diren şaraplarının kamuoyu önüne yeni ürünlerle çıkma hazırlığı sırasında şarap yapım teknolojisinde de bir değişim gerçekleşti mi?
- Şarabın saklanma dönemi çok önemliydi bizim için. Yaklaşık 1 milyon şişelik soğuk ortamda saklama kapasitesi yarattık. Ayrıca işleme sırasında ısı kontrolünü sağlayacak, oksidasyonu önleyecek yöntemleri devreye soktuk.

- Dedenizin kaç çocuğu var?
- Sekiz... Vefatından kısa süre önce Ziraatçılar Birliği Yılın Ziraatçısı ödülünü alırken bir konuşması var. 'Baktım,' diyor konuşmasında, 'O günlerin Türkiye'sinde, Tokat'ta işini bilen insan sayısı çok az; ben de çok çocuk yaptım. Hepsini iyi eğittim. Onlardan, Tokat'ı bırakıp büyük kentlere kaçmayacak, iyi bir ekip yarattım. İçlerinden birini şarap bilimi öğrenmesi için Fransa'ya yolladım; birini Almanya'ya gönderdim, içecek konusunda yetiştirdim. Ötekilerin kimi ziraatçı, kimi gıda uzmanı, kimi makine mühendisi, kimi işletmeci oldu.'

- Çocuklar bu dallarda öğrenim görmeyi istiyorlar mıymış?
- Örneğin babam pilot olmak istiyormuş. Hava Harp Okulu'na başvurusunu postaneye götürüp teslim etmiş. Dedem, babama söylemeden zarfı geri almış. Babamın da Fransa'da şarap bilimi okumaktan başka çaresi kalmamış.
Dedemin başlangıçta şişe alacak parası bile yok; bardakla satabileceği bir şarap evi açıyor, Dörtnal adında bir meyhane.
Tokat'ın vali ve üst düzey bürokratlarının sık sık ziyaret ettikleri nezih bir mekânmış.
Haberin fotoğrafları