kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
15 Aralık 2008, Pazartesi
Sabah
 
Haberler Spor Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Magazin Sağlık Televizyon Yazarlar Kültür Sanat
 
24 Saat
24 Saat
Ferec; vokal ve elektro gitarda Fuat Taş, elektro gitarda Cemal Kaya, bas gitarda İsmail Kurt, davulda Erkan Baran’la her çarşamba ve cumartesi geceleri Hakkari Paradoks Cafe’de sahne alıyor.

Biz dünyaya Hakkari'den bakıyoruz

14.12.2008
Hakkarili heavy metal grubu 'Ferec' ilk albümünü çıkarmaya hazırlanıyor. Grubun solisti Fuat Taş, "Biz dünyaya Hakkari'den bakıyoruz. Orada da insani durumlar yaşanıyor, insanlar aşık oluyor" diyor..
Müzikseverler onlarla ilk kez geçen yaz Barışarock Festivali'nde tanıştı. Hakkari'nin ilk heavy metal grubu 'Ferec', bu tarzda Kürtçe söyleyen bir topluluk olarak dikkat çekti. Yeni Aktüel dergisi ilk albümlerini çıkarmaya hazırlanan grubun solisti ve gitaristi Fuat Taş'la, Hakkari ve ismi 'Sabah Yıldızı' anlamına gelen grup 'Ferec' üzerine konuştu... Fuat Taş, hem Hakkari'de yaşayan insanların hem de grubun yaşam biçimini "Bizim bütün derdimiz Kürt olmak değil. Öncelikle insanız. Hakkari'de insani durumlar da yaşanıyor. Orada da insanlar aşık oluyor, hastalanıyor, aralarında tartışıyorlar. Yani yaşama dair birçok sorun ve güzellik hayatlarımızda çok daha gerçek" diyerek özetliyor.

İDOLLERİ METALLICA
'Ferec'in elemanları aslında farklı aşiretlerden çocukluk arkadaşları... Onların heavy metale duydukları ilgi ise, nereden bulduklarını hatırlayamadıkları bir kasetle olmuş. En sevdikleri ve idol olarak aldıkları grupların başında Metallica ve Rammstein geliyor. Taş, "Beş yıl önce bu grupları bilmiyorduk. Yapmak istediğimiz müziğin ne olacağını biliyorduk. Bu müzik kendimizi ifade etme biçimimiz..." diyor.

UMUDUMUZ VAR!
Taş, 'Ferec'in manifestosunu ise şöyle özetliyor: "Biz Hakkari'den dünyaya bakıyor, bu dünyaya ait olduğumuzu hissediyoruz. İtiraz edecek çok şeyimiz olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla insana dair her sorun aynı zamanda bizim de sorunumuz. Biz dünyanın umut tarafındayız. Kürt olmamız bizim için sıradan bir durum olsa da İstanbul'da İstanbul için bir sorunmuş gibi görünüyor. Dünyanın herhangi bir yerinde olduğu için insanların yargılanmasını anlamlandıramıyoruz. Bildiğimiz, içine doğduğumuz dilimiz ve kültürümüz bizi dünyayla bir şekilde ilişkilendiriyor. Bu ilişki yoluyla dünyayı anlıyoruz, anladığımızı paylaşmaya çalışıyoruz. Kendimizi bir kalıba sokmuyoruz."