kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
9 Kasım 2008, Pazar
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Fuarın tadı mı kaçtı, ne?

ÖZGÜR ÇAKIR SABAH
08.11.2008
Bu akşam sona erecek TÜYAP fuarları, şehir merkezine uzaklıklarına rağmen ücretsiz İETT ulaşımı ve ziyaretçi çokluğuyla göz dolduruyor. 10 ayrı yayınevi temsilcisi, fuar kalabalığı içinde farklı mesajlar veriyor..
27. TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı bu akşam sona eriyor. 550 yayınevi ve sivil toplum kuruluşunun katıldığı, onlarca etkinliğin düzenlenip yüzlerce yazarın okurlarıyla buluştuğu fuarın nabzını ölçmeye çalıştık, düşük çıktı. Bu yıl 1968: 40 Yıl Önce, 40 Yıl Sonra adlı temasıyla dönemin ruhunu arayan fuar, aslında kendisiyle ilgili bir ruh çağırma seansına ihtiyaç duyuyor gibi. Belediyenin bedava İETT servisleri ve basında fazlasıyla yer bulmasına rağmen, fuarın geçen yıllardan pek farkı yok. Beylikdüzü'ndeki fuarın uzaklığından bahsetmek artık sıradan bir hal almakla birlikte, Tepebaşı'nda yaşanan o eski kitap coşkusu ve etkinliklere katılım heyecanına hiçbir zaman ulaşılamayacak gibi. Tabii bu, fuarı ziyaret eden ziyaretçi sayısında düşüş olduğu anlamına gelmiyor. Aksine, ziyaretçi sayısında bir artış, ama ona paralel olmayan bir kitap satış miktarı anlamına geliyor.

ÖĞRENCİ İLGİSİ BÜYÜK
Hafta içlerinde bindirme kıtalar gibi otobüslere doldurularak getirilen öğrenci kalabalıkları da bu seneki fuarda her seferinden daha fazla. Öğrencilere kitap okuma alışkanlığı kazandırmak ve onları bu dünyayla tanıştırmak için fuar iyi bir vesile olsa bile, etkinliğin giderek bir AVM (böylesi daha havalı oluyor: Alışveriş merkezi) havasına bürünmesi, öğrencilerin kitaplarla gerçekten tanışmasına nasıl yardımcı olur, bilinmez. Üstelik anne babalarıyla gelen öğrencilerin, kitap diye bilumum sınava hazırlık kitapları çıkaran dershane ve test kitabı yayını stantlarının önünde hatırı sayılır kalabalıklar oluşturmaları da, acı bir görüntü olarak belleklere kazınıyor. Bazı ziyaretçiler etkinliklerin fazlalığından şikayet ediyor. Bazıları biraz daha az ama temaya ait daha kaliteli etkinlikler yapılabileceğinden dem vurarken, kimi indirim azlığından şikayet ediyor. Görece büyük yayınevlerine ait şaşaalı stantlar ve onların kenarlarına dağılmış (maddi anlamda) 'küçük yayınevleri'nin tıkışık halleri, ya da bazı yayınevlerinin parasızlık nedeniyle hiç stant açamamaları da, bir başka önemli konu. Biz de, fuarın sonuna gelirken irili ufaklı yayınevlerinin neler düşündüğünü merak ettik ve onlara sorduk: "Fuar nasıl geçti sizce?" diye. Aldığımız cevaplardaki açı farkı, pek manidar oldu.