kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
9 Kasım 2008, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Magazin Sağlık Televizyon Yazarlar Kültür Sanat
 
24 Saat
24 Saat
Son yıllarda tasavvufla ilgilenen Alanson: "Tasavvuf sayesinde ‘hırtlıktan’ kurtulup insan olma yolunda adımlar attım. Artık insanlara karşı daha az kırıcıyım."

Biricik hayatımdan giderse emekli olurum!

07.11.2008
Mazlar Alanson eşi Biricik Suden'e olan aşkını Aktüel Dergisi'nin son sayısına anlattı: Biricik bana haddimi bildirdi. Hayatımdan giderse her şey zordan öte olur. Emekli olurum. Zaten kafasına taktıysa gider ama onu kaçıracak bir durum da hiç olmadı..
İLİŞKİLİ HABERLER
Biricik hayatımdan giderse emekli olurum!
Türk pop müziğinin usta ismi Mazhar Alanson, Aktüel Dergisi'ne konuştu. Alanson, kızıyla birlikte oynadığı yeni filmi 'Kirpi'den müziğe, şarkı sözlerinden kadınlara ve Umre ziyaretinden tasavvufa kadar hakkında merak edilen her konuya açıklık getirdi.

ÇİFTİN FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYINIZ...

* Müzik sektöründen gelip film setlerinde çalışmak zor gelmiyor mu?
Müzikten geldiğim için setlerde pek yapamıyorum. Saatler belli olmadığından insan özel bir karavanı olsun istiyor. Tuvaletimin özel olması önemli. Dağın başında da tuvalete gidecek yer aramak istemiyorum. Hele setlerde sahneni bekleme konusu var ya bu beni çok sıkıyor. Robert De Niro, 'Biz parayı oynamak için değil, beklemek için alıyoruz' dermiş. Çok doğru. En kralı reklam çekimlerinde. Ne istersen, anında önünde.

* Prens olmayı seviyor gibisiniz...
Hayır, hep dalga geçerim. Çünkü ben işin askerliğinden geldim. Gittiğimiz festivallerde kulisin yerleri yağdan kayardı. Çünkü bizden önce orada pehlivanlar yağlanmış olurdu. Egemen Bostancı'yla çalışırken en alt katta tuvaletin yanındaki küçük odalardan her yıl aşama kaydederek daha yukarılara çıktık. Son yıl 'Diday'la birlikte solist odasına terfi ettik. Yıllarca kötü odalarda hazırlanıp sonra büyük yere geçince 'Niye en baştan adam gibi odaya koymadınız, illa meşhur mu olmak lazım' deyip her şeyi kırmıştık. O zaman yaşlar da genç ya...

YAŞLANMADIM OLGUNLAŞTIM
* Şimdi yaşlı mı hissediyorsunuz?
Yaşlı değil ama olgunlaşmış hissediyorum. Bedende eskime olsa da insanın ruhu aynı kalıyor. Çocuk küçükken neyse 40'ında da aynıdır. Yıllardır görmediğim biriyle karşılaşıyorum; fizik olarak tanınmayacak halde ama sohbet edince anlıyorum ki hiç değişmemiş...

* Filmdeki kostümler Biricik Hanım tarafından mı hazırlandı?
Tasarım gerektiren kostümler olmadığı için dışarıdan alındı. Ama Biricik benim kostümlerimle ilgilendi. O olmasaydı filmi çeviremezdim.

* Özel hayatınızda kendinizi eşinizin eline teslim eder misiniz?
Tamamen. Mesela konser vereceğimiz yeri bile bilmem. Konsere çıkmadan önce Biricik'e ne giyeceğimi sorarım. Biricik giydirir, ben de sahneye çıkarım. Ona itimat ederim. Zaten bugüne kadar giydiğim kostümlerle ilgili daima iyi eleştiriler aldım. Bizim hanımın tarzı vardır.

* Ama bir ara giydiğiniz kostümler fazla tepki almıştı hatta bu yüzden grup arkadaşlarınızla aranızın bozulduğu bile söylendi.
Biricik o sivri kostümleri hazırlarken muhakkak birilerine kızmıştır. Mesela Fuat'a kızıp ondan yüklenmiştir belki... (Bu arada Biricik Suden söze giriyor.) B.S.: Bu dönemsel bir şey. İnsan her zaman aynı çılgınlık ve stilde kostüm giymez ki... Bu neticede show business. Üstelik o kadar şımarıklık, Mazhar gibi 50 yılını bu işe vermiş birinin hakkıdır diye düşünüyorum. Mazhar yeni albüm çıkaran bir delikanlı olur da kafasına teller takıp çıkar o zaman bu benim için kıroluk olur. M.A: Biraz da bu kıyafetlerin sayesinde konser verdiğimizin haberi oldu. Ama benim resmim büyük çıkınca arkadaşlar 'şey' yaptılar.

SEZEN AKSU HORHOR ÇEŞMESİ GİBİ

* Müzik yapmasaydınız hayatın hangi yönlerini keşfedemezdiniz?
Mesela bu kadar çok gezemezdim. Bunca yıl şarkı söylersiniz ama geride bıraktığınız üç beş şarkıdır ve bunları da herkesin söylemesi hoş bir şeydir. Yıllarca eşek gibi çalışıyorsunuz sonra bir gün bir bakıyorsunuz 10 bin kişiyle aynı şarkıları söylüyorsunuz. Ben iki saatliğine sahnede devleşirim onun dışında da vasat bir adamım.

* Söz yazarken neler sizi etkiler?
Her şey olabilir, karım da buna dahil. TV'deki bir sohbetten, yolda giderken gördüğüm bir şeyden... O makine devamlı çalışır, bir şeyleri kaydeder. Bir şarkıyı ben uzun zamanda yazarım ama mesela Sezen Aksu 15 dakikada şarkı sözü yazabilir. O konuda Sezen'e hayranım, 'Horhor Çeşmesi' gibi...

* Eşiniz Biricik Suden hayatınızda neleri değiştirdi peki?
Bana haddimi bildirdi!

* Belki 'Bana haddimi bildiren kadın' sözleriyle bir şarkı yazarsınız...
Artık 'şarkıdaki kadın o kadın' diye belli etmem. (Gülüyor)

*
Bir gün hayatınızdan gitse ne yaparsınız?
Çok zor olur, hatta zordan da öte. Benim için epey bir şey olur yani... Emekli olurum.

* Peki 'gitme' der misiniz?
Demez olur muyum? Kafasına taktıysa gider. Ama onu kaçıracak bir durumum olmadı. Bundan sonra da olmaz.

* Ona sürprizler yapar mısınız?
Çok sürprizler yaparım. 'Hadi kalk seyahate gidiyoruz' derim ama sadece derim, gerisi yoktur. Kadınlara 'Şunu alacağım, buraya gideceğiz, şöyle yapacağız' gibi hep ileriye dönük şeyler söylemek lazım, yoksa fena....

* 'Yandım Yandım' şarkısını Biricik Suden için mi yoksa Umre ziyaretinizden etkilenip mi yazdığınız hâlâ muamma...
Aslında muamma değil ama tabii medya bunu evirip çeviriyor. 'Kimi Mekke için, kimi Biricik için yazdı' diyor. Yandım yandım cümlesini Medine'de, şarkının diğer kısımlarını da Ankara'da yazmıştım. Ayrıca ilk defa Biricik'ten sonra aşk şarkıları yazıyor değilim. Ama 'Sarı Laleler'i onun için yazmıştım.

* Umre ziyaretleriniz çok merak edildi. Ama bunlara biraz tepkili yaklaştınız. Neden?
Merak eden gidip görsün. Benim bakış açım başka bir bakış açısı. Diğer Müslüman kardeşlerimizinkine de uymayabilir.
Haberin fotoğrafları