| 5 Kasım 2008, Çarşamba |
Ali Poyrazoğlu hiçbir zaman ağlayan tiyatroculardan olmadığnı, her zaman seyircisinin bulunduğunu söyledi.
İLİŞKİLİ HABERLER
Sadece para için oyuncu olana 'hadi ikile' derim!
04.11.2008
Ali Poyrazoğlu bugün saat 21.00'de MTV'de yayınlanacak 'beniMTV'm' adlı programa katıldı. Poyrazoğlu programda genç oyunculara destek olduğunu ve oyunculuk anlamında mirasını onlarla paylaştığını anlattı..
Ünlü oyuncu Ali Poyrazoğlu 'beniMTV'm programına katıldı ve Alper Etiş'in sorularını yanıtladı. Poyrazoğlu oyunculuğa nasıl karar verdiğinden bugüne kadar olan süreci kendi üslubuyla anlattı...
*ALİ POYRAZOĞLU FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYINIZ...
* Sinemaya ağırlık vermeyi hiç düşündünüz mü?
Öyle bir denge kuramıyorum çünkü benim çok şapkam var. Hocalık da, gazetelerde yazarlık da yapıyorum. Kitap yazıyorum, oyun yazarlığı yapıyorum, radyo programcılığı yapıyorum, televizyonculuk yapıyorum. Sinemada 69 tane film çevirdim, 350 bölümü aşkın dizi yazdım, yönettim, bir de oynadım. E, bu kadar iş yeter!
YABANCI DİLDE OYNADIM
* 90'lardan sonra neden bıraktınız sinemayı?
Aynı anda birçok iş yaparken farklı disiplinlerde kendimi sınarken, başka alanlarda deneyip bilgimi farklı açılarda yenilerken, kendi beynimden bir sinemacı beyni, bir tiyatrocu beyni, bir yazar beyni gibi 3-4 beyin çıkarmaya çalışırken, araştırmalar peşinde dolaşırken, zamanımı, canımın istediği gibi farklı kullanmak özgürlüğünü yaşamak istedim. Bir de yurtdışında oynamaya başladım. Amerika'da, Avustralya'da, Yunanistan'da, Fransa'da oynadım. E, bunları yabancı dillerde oynuyorsun, kolay değil, zaman alıyor.
* Oyuncu olmaya nasıl karar verdiniz?
Gençken herkes bir meslek seçme yaşına geliyor ya, ben tıbbi bir aileden geliyorum. Baba tarafım hepsi eczacıydı, annem doktor ve de ticaret yapan bir aileydi. Bütün bu karmaşanın arasında önce o işlerin ortasındaydım ama sonra daha mutlu olabileceğim bir mesleği seçmeye karar verdim. Bu da oyunculuktu. Böylece bulunduğum topluma daha faydalı olabileceğim, kendi açımdan da mutlu olacağım bir iş istedim. Mutlu olursam başarılı olacağımı, başarılı olursam da para da kazanabileceğimi düşündüm.
* Doğru düşünmüş müsünüz?
E, iyi düşünmüşüm hepsi yerine geldi. Yaptığım işte mutlu bir insan oldum. Bir şikayetim yok yani, ben çok ağlayan tiyatroculardan değilim. Seyirci sıkıntım yok, ağlarsam dalga geçerler. Tiyatroyu kurduğum günden beri dolu oynuyorum. Seyircimi kumbaraya para atar gibi tek tek biriktirdim ben. Emek verdik, seyirci bana emek verdi. Ben oyunlara, tiyatroya, birlikte çalıştığım arkadaşlarıma emek verdim, beni başkaları yetiştirdi, başka hocaların üzerimde çok hakkı vardır. Diz çöktük önlerinde, hocalara kendimizi anlatmaya çalıştık, hocalar bize bilgiyi anlattılar, el verdiler peştamal sardılar, 'buyrun efendim yapın bakalım bu işi' dediler. Şimdi onların süzüp bize geçirmiş oldukları bilgiyi bizim de iş arkadaşlarımıza geçirmek gibi bir sorumluluğumuz var. Mirasını paylaşacaksın ki ben de bunu yapıyorum.
* Oyunculuk yaparak kısa yoldan para kazanmak isteyen insanları suçluyor musunuz?
Şimdi kimse bana gelip "Ben para için oyuncu olmak istiyorum" diye bir şey söylemedi. Öyle bir adama rastlamadım bugüne kadar. Çalıştığım, çalıştırdığım, yetiştirdiğim ya da başkalarının yetiştirdiği genç arkadaşlarımın içinde hiç biri öyle bir densiz tavırla benim çevreme giremez. Zaten kendini adamış bir biçimde öğrenmeye çalışan insanlarla çalışıyorum. Diğerlerine "İkile hadi, yürü!" derim; giderler. Zaten benim onlarla beraber olmam söz konusu bile değil.
SEMİNERLER VERİYORUM
* 21.yy insanı olarak aradan fark yaratıp çıkmak için ne yapmak lazım?
Bu bir uzun seminer konusu ama ben birçok konuda büyük firmalara insan kaynakları konusunda danışmanlık yapıyorum. Marka derinliği, inovasyon, altı sigma, motivasyon, iyi sinerji yaratma, müşteri sadakati sağlama gibi konularda yönetimsel metotlar öğretiyorum. Biz fark yaratan insanın peşindeyiz. Bu farkı insanın kendisi yaratacak...
*ALİ POYRAZOĞLU FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYINIZ...
* Sinemaya ağırlık vermeyi hiç düşündünüz mü?
Öyle bir denge kuramıyorum çünkü benim çok şapkam var. Hocalık da, gazetelerde yazarlık da yapıyorum. Kitap yazıyorum, oyun yazarlığı yapıyorum, radyo programcılığı yapıyorum, televizyonculuk yapıyorum. Sinemada 69 tane film çevirdim, 350 bölümü aşkın dizi yazdım, yönettim, bir de oynadım. E, bu kadar iş yeter!
YABANCI DİLDE OYNADIM
* 90'lardan sonra neden bıraktınız sinemayı?
Aynı anda birçok iş yaparken farklı disiplinlerde kendimi sınarken, başka alanlarda deneyip bilgimi farklı açılarda yenilerken, kendi beynimden bir sinemacı beyni, bir tiyatrocu beyni, bir yazar beyni gibi 3-4 beyin çıkarmaya çalışırken, araştırmalar peşinde dolaşırken, zamanımı, canımın istediği gibi farklı kullanmak özgürlüğünü yaşamak istedim. Bir de yurtdışında oynamaya başladım. Amerika'da, Avustralya'da, Yunanistan'da, Fransa'da oynadım. E, bunları yabancı dillerde oynuyorsun, kolay değil, zaman alıyor.
* Oyuncu olmaya nasıl karar verdiniz?
Gençken herkes bir meslek seçme yaşına geliyor ya, ben tıbbi bir aileden geliyorum. Baba tarafım hepsi eczacıydı, annem doktor ve de ticaret yapan bir aileydi. Bütün bu karmaşanın arasında önce o işlerin ortasındaydım ama sonra daha mutlu olabileceğim bir mesleği seçmeye karar verdim. Bu da oyunculuktu. Böylece bulunduğum topluma daha faydalı olabileceğim, kendi açımdan da mutlu olacağım bir iş istedim. Mutlu olursam başarılı olacağımı, başarılı olursam da para da kazanabileceğimi düşündüm.
* Doğru düşünmüş müsünüz?
E, iyi düşünmüşüm hepsi yerine geldi. Yaptığım işte mutlu bir insan oldum. Bir şikayetim yok yani, ben çok ağlayan tiyatroculardan değilim. Seyirci sıkıntım yok, ağlarsam dalga geçerler. Tiyatroyu kurduğum günden beri dolu oynuyorum. Seyircimi kumbaraya para atar gibi tek tek biriktirdim ben. Emek verdik, seyirci bana emek verdi. Ben oyunlara, tiyatroya, birlikte çalıştığım arkadaşlarıma emek verdim, beni başkaları yetiştirdi, başka hocaların üzerimde çok hakkı vardır. Diz çöktük önlerinde, hocalara kendimizi anlatmaya çalıştık, hocalar bize bilgiyi anlattılar, el verdiler peştamal sardılar, 'buyrun efendim yapın bakalım bu işi' dediler. Şimdi onların süzüp bize geçirmiş oldukları bilgiyi bizim de iş arkadaşlarımıza geçirmek gibi bir sorumluluğumuz var. Mirasını paylaşacaksın ki ben de bunu yapıyorum.
* Oyunculuk yaparak kısa yoldan para kazanmak isteyen insanları suçluyor musunuz?
Şimdi kimse bana gelip "Ben para için oyuncu olmak istiyorum" diye bir şey söylemedi. Öyle bir adama rastlamadım bugüne kadar. Çalıştığım, çalıştırdığım, yetiştirdiğim ya da başkalarının yetiştirdiği genç arkadaşlarımın içinde hiç biri öyle bir densiz tavırla benim çevreme giremez. Zaten kendini adamış bir biçimde öğrenmeye çalışan insanlarla çalışıyorum. Diğerlerine "İkile hadi, yürü!" derim; giderler. Zaten benim onlarla beraber olmam söz konusu bile değil.
SEMİNERLER VERİYORUM
* 21.yy insanı olarak aradan fark yaratıp çıkmak için ne yapmak lazım?
Bu bir uzun seminer konusu ama ben birçok konuda büyük firmalara insan kaynakları konusunda danışmanlık yapıyorum. Marka derinliği, inovasyon, altı sigma, motivasyon, iyi sinerji yaratma, müşteri sadakati sağlama gibi konularda yönetimsel metotlar öğretiyorum. Biz fark yaratan insanın peşindeyiz. Bu farkı insanın kendisi yaratacak...
Haberin fotoğrafları
İLİŞKİLİ HABERLER
Yayın tarihi: 5 Kasım 2008, Çarşamba
Web adresi: http://www.sabah.com.tr/2008/11/05/gny/haber,8C2EEC420A4A4EF0A63673214DD97909.html
Tüm hakları saklıdır.
Günaydın Haberleri
Diğer Günaydın Haberleri
Son Dakika | Ana Sayfa | Yazarlar | Çizerler | Günün İçinden | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Spor | Hava Durumu | Sarı Sayfalar | Dosyalar | Günaydın | Televizyon | Astroloji | Sağlık | Magazin | Teknoloji | Otomobil | Turizm Rehberi | Emlak | İşte İnsan | Sabah Çocuk | Mobil Eğlence | Detaylı Arama | Cuma | Cumartesi | Pazar | Kültür-Sanat | EGazete | Gazete Reklam | Internet Reklam | Künye | Bize Ulaşın
 |
Copyright © -2008 Tüm hakları saklıdır. TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş. | 
|