kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
1 Kasım 2008, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
Cumartesi SABAH  
REFİK DURBAŞ

Sanatın Anadolu Aydınlanması...

Nedir sanatın Anadolu aydınlanması? Bu sorunun yanıtı "Anadolu'nun sahip olduğu kültürel değerleri inceleyerek farkındalık yaratmak ve bu değerleri çağdaş formlarda yeniden yorumlayarak sürekliliği sağlamak," olabilir mi? Neden olmasın? İki yıl kadar önce 'farkındalık' konusunda ilginç bir olaya tanık olmuştum. Gaziantep'in İslahiye ilçesinde Hititlerden kalma bir heykel atölyesi var.
Bugün 'Yesemek' olarak bilinen atölyede, çeşitli üniversitelerden 10 kadar heykelcinin katıldığı bir çalışma yapıldı. Bir anlamda, Hititlerin yüzyıllar öncesi yaptıkları heykelleri günümüz sanatçıları yeniden yorumladılar. Elbette hepsi özgün, çağdaş, sanatçının kimliğini yansıtan çalışmalardı. Fakat bir heykel vardı bütün bunlardan ayrılan...
Heykel konusunda eğitimi olmayan Gaziantepli genç, yapıtını geçmişin birikimiyle harmanlamıştı; yaşı, Yesemek'teki Hitit heykellerinin yaşındaydı çünkü... İstanbul'un Avrupa kültür başkenti olacağı 2010 yılı yaklaştıkça projeler de gün yüzüne çıkıyor.
Ali Akdamar'ın tasarladığı ve 'Lisans Kırtasiye A.Ş.' tarafından desteklenen 'Sanatın Anadolu Aydınlanması' projesinin amacı şöyle özetlenebilir: Anadolu uygarlıklarının günümüz sanatına etkisi, kültürel birikim bağlamında bu uygarlıkların değerlendirilmesi, bu birikimden yola çıkarak ne kadar evrensel ürünler ortaya konduğunun sorgulanması ve Anadolu'da bulunan üniversitelerin güzel sanatlar bölümlerine bir açılım sağlayarak aydınlatıcı bir sanat hareketi başlatılması...
Bir başka deyişle, İstanbul'u oluşturan kozmopolit dokunun kaynağına gitmek ve orada bin yıllardır birikmiş olan kültürü ortaya çıkararak farkındalık yaratmak. Böylece de Avrupa kültür başkentine yaraşır bir bellek tazelemesinin kavşak noktasında buluşmak...
Projenin danışma kurulunda ise Ali Akdamar, ben, Devrim Erbil, Adem Genç, Ara Güler, Leyla Pınar, Ferit Özşen, Tilbe Saran, Gürol Sözen ve Erkal Yavi yer alıyor.
Projeye katılacaklar, kendi coğrafyalarındaki geçmiş uygarlıkların izinde soyutlamalar yaparak çağdaş ürünler geliştirecekler; Danışma Kurulu da bu bağlamda yön verici ve bilgi aktarıcı konumda olacak. Projeyi tasarlayan Ali Akdamar, Sanatın Anadolu Aydınlanma'sının önemli görevlerinden birinin 'farkındalık yaratmak' olduğunu vurguladıktan sonra şöyle diyor: "Yıllar önce bir Alman kalem firmasının önüme koyup neye benzediğini sorduğu kalemin bana çok yakın gelmesine rağmen ne olduğunu bulamama duygusu, bu konuda aldığım önemli derslerden birisidir. Kalem, Efes antik kentindeki sütunlardan esinlenerek tasarlanmıştı. Son yıllarda bizim sanatçılarımız da bu değerleri ortaya çıkarma çabasıyla bir şeyler üretmekteler. Ancak pek çoğu bilinen sembolleri kullanmanın ötesine geçemiyor." Akdamar'a katılmamak mümkün mü? Projeye katılması için 12 üniversite belirlenmişti. Fakat pek çok bağımsız sanatçıyla üniversite öğretim üyesi, projeyi destekleyince bu sayı ikiye katlanacak gibi görünüyor.
Sanatın Anadolu Aydınlanması projesini, bu açıdan İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinliğinin en önemlilerinden biri olarak görüyorum. Bu projeyle İstanbul ve Anadolu arasında bir sanat köprüsü kurulacağı gibi, geçmiş birikimin yarına yansıtılmasıyla da ulusaldan evrensele sanat dünyamıza yeni açılımlar kazandırılmış olacaktır. Bu Anadolu'nun sanata ilgisinin bir göstergesidir de aynı zamanda...