kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
30 Ekim 2008, Perşembe
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Edebiyatın ulu çınarına anlamlı ödül

30.10.2008
Daha önce Devlet Sanatçılığı'nı reddeden Yaşar Kemal, "Ödülün, bana verilmesini barış ve insan hakları mücadelesinin dışlanmaması olarak görmek istiyorum" dedi..
Daha önce Devlet Sanatçılığı unvanını reddeden Yaşar Kemal, edebiyat dalında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü'nü "Köşk'ün siyaset ve partiler üstü bir kurum olması" nedeniyle kabul etti. Aslında onun ismi ile ödüllerin yan yana gelmesi çok şey ifade etmiyor. Nedeni de onun yazarlığının, edebiyattaki büyüklüğünün artık ödüllerle ölçülemeyecek olması. Bahsettiğimiz isim "edebiyatımızın ulu çınarı": Yaşar Kemal. Kemal, bu kez de Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü'ne layık görüldü. Ama bu ödülün anlamı hem çok farklı hem de önemli. Neden mi? Bunun nedeni Yaşar Kemal'in 85 yıllık yaşamında saklı.

DESTANLAR ANLATTI
Küçük yaşta bir kaza nedeniyle bir gözünü kaybeden Yaşar Kemal, 5 yaşındayken babasının cuma namazı kılarken öldürülmesine tanıklık etti. Bir taraftan ilkokula giderken diğer taraftan da çırçır fabrikasında işçilik yaptı. Ortaokulu son yılında bıraktıktan sonra pamuk ve çeltik tarlalarında çalıştı, traktör sürücülüğü yaptı. Bir dönem de köy okulunda öğretmen vekilliği yaptı. Bütün bunları yaparken bir taraftan da sazı eşliğiyle destanlar anlatıyordu yöre halkına. Şiirleri Adana ve çevresindeki dergilerde yayımlandı. Kemal Tahir ve Abidin Dino ile tanışması onu edebiyat ve düşünce dünyasına iyice yakınlaştırdı.

HALKININ HİKÂYELERİ
Siyasi nedenlerle cezaevine düşmesi ise daha 17 yaşında oldu. 1950'de ikinci kez cezaevine girdi. Tahliye olur olmaz da soluğu İstanbul'da aldı. Bir yıllık işsizlik döneminin ardından Cumhuriyet gazetesinde röportajlar yapmaya başladı. Ardından gazetenin Yurt Haberler Servisi'ni kurdu. Röportajlarında Anadolu insanın sorunlarına bambaşka bir dille anlattı. Kendisiyle adeta özdeşleşen İnce Memed romanını 1955'te tamamladı. Ağalara karşı Çukurova'nın yoksul halkına destek veren eşkıya İnce Memed'in öyküsünü anlatan roman, büyük yankı uyandırdı. Yaşar Kemal'in deyimiyle "mecbur adamın" öyküsüdür İnce Memed. Yaşar Kemal, 1963'te gazeteciliği bıraktıktan sonra kendini tamamen roman yazarlığına verdi. Çukurova köylüsünün sorunları, değişen yaşamlarını, toprakla ilişkilerini anlatan Teneke, Orta Direk, Yer Bakır Gök Demir, Ölmez Otu, Demirciler Çarşısı Cinayeti, Yusufçuk Yusuf kitaplarını yazdı. Sonrasında da her biri klasikleşen eserleri yazmaya devam etti: Yılanı Öldürseler, Ağrıdağı Efsanesi, Binboğalar Efsanesi, Çakırcalı Efe, Bir Ada Hikâyesi... Bugün bu eserlerin her birisi 40'tan fazla dile çevrildi. Dünyanın her yerinde okunuyor. Bu kitaplarla aldığı ödüller ise burada sayılamayacak çok ve her biri diğerinden önemli.

İNCE MEMED'İN KABULÜ
Peki, Cumhurbaşkanlığı ödülü Yaşar Kemal için ne ifade ediyor? Çünkü daha önce kendisine verilen Devlet Sanatçılığı unvanını reddetmişti. Onun yaşamı sömürüye, haksızlığa karşı başkaldırının, insan hakları mücadelesinin özeti gibi. Bu ödül bu nedenle anlamlı. Bir anlamda romanlarında gerçek hayattan hareketle anlattığı köylülerin, yoksulların ve de onlara destek çıkan İnce Memed'in kabulü. Zaten Yaşar Kemal de ödül için "Bu ödülün, bana verilmesini Türkiye'de siyasal duruşun, barış ve insan hakları mücadelesinin dışlanmaması konusunun ve toplumsal barışa giden yolun açılmak üzere olduğunun bir işareti olarak görmek istiyorum. Bu ödülün siyaset ve partiler üstü bir kurum olan Cumhurbaşkanlığı tarafından verilmesi bu açıdan ümidimi güçlendiriyor" dedi.