kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
18 Ekim 2008, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
NAZLI ILICAK

İsviçre'de asker ne yapardı?

İsviçreli üst düzey bir yetkiliyle yemek yerken, lâf, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un açıklamasına geldi. Başbuğ, "Her ülkede, eleştiriler karşısında ordu kendisini savunur" demişti. Acaba İsviçre'de nasıl bir uygulama vardı; öğrenmek istedim.
Meğer, bir yıl kadar önce, Hava Kuvvetleri'ne mensup bazı askerler, rafting sporu yaparken hayatlarını kaybetmiş. Birkaçı da, dağa tırmanırken ölmüş. Bu iki kaza, medyada, çok ağır bir dille eleştirilmiş ve komutanlar suçlanmış. Öyle ki, İsviçre Genelkurmay Başkanı, rafting kazasında ölen havacılardan, Hava Kuvvetleri Komutanı'nı sorumlu olarak görüp, onun istifasını istemiş. Ne tesadüf, daha sonra Genelkurmay Başkanı da bir özel mesele yüzünden görevinden ayrılmak zorunda kalmış. O özel meseleyi de, medya, diline dolamış. Meğer Genelkurmay Başkanı, bir vakitler, kendisinden ayrılmak isteyen eşini zora sokmak maksadıyla, kadının email adresini birçok erkeğe dağıtmış ve taciz edilmesine yol açmış; sonunda mahkemeye düşmüş. Bu husus, basında yer alınca, Milli Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı'nı istifaya davet etmiş. Ama Milli Savunma Bakanı da basındaki eleştirilerden payını almış. Çünkü, bakan, komutanı, mahkemede taciz olayı davası devam ederken o makama atamış. Şimdi de parlamento, bütün bu skandallerin de tesiriyle, askerin ödenek artışına dair taleplerine karşı çıkıyormuş.
Görüldüğü gibi asker söz konusu olunca, medeni ülkelerde herkes sus pus oturmuyor. Gerektiğinde istifa mekanizması işliyor. Ama diyeceksiniz ki, "Bizde sivillerde de bu mekanizma çalışmıyor." Zaten, bu yüzden, demokrasinin erdemini tam olarak yaşayamıyoruz ya!