kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
18 Ekim 2008, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
Günaydın  
YÜKSEL AYTUĞ

Yok mu bir icat?

TEKNOLOJİ sayesinde her şey küçülüyor. Yakında kulağımızın arkasına takacağımız çip sayesinde telefon görüşmeleri yapacağız, yüzüğümüzün taşına dokunarak internete gireceğiz v.s. Ama şu elin Japon'u her şeyi küçülttü de stüdyolardaki telsiz mikrofonlara bir çare bulamadı. Kulağınıza doladığınız hadset mikrofonların vericisini belinize ya da oranıza buranıza asmak zorundasınız. Eh, alet de öyle pek küçük değil. Örneğin, Beyaz, şovunun başındaki o çılgın dansını her yaptığında, 5 dakika boyunca düşürdüğü alet edevatını toplamak zorunda kalıyor. Geçen haftaki Disko Kralı'nda Okan'ın konuğu Bengü'ye de acıdım. Kız zaten bir damlacık. Üzerinden kaçacak gibi duran minicik elbisesinin arkasına bir de o koca vericiyi asmamışlar mı? Neredeyse aletin ağırlığından sırtüstü düşecek gibiydi gariban... Yok mu elbiselerin görüntüsünü bozan, ceplerde potluk yapan, ceketlerin yırtmacına takılıp, erkek konuğun poposunu açıkta bırakan, sunucuların kablolarına dolandığı şu aletten bizleri kurtaracak bir icat?