kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
8 Ekim 2008, Çarşamba
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
Günaydın  
YÜKSEL AYTUĞ

Azıcık susun da müzik duyulsun!

Pazartesi gecesi Saba Tümer, Habertürk'teki programında Deniz Seki'yi ağırlıyordu. Bir ara gözü telefonuna gitti. Konuşmaya devam etti ama sonra telefonunu masanın altından çıkartıp, "Az önce aramıştı, açmadım. Ama mesaj atınca dayanamadım. bakın yine arıyor. Vallahi açacağım. Hüsnü arıyor" dedi ve cep telefonunu açtı. Arayan Hüsnü Şenlendirici'ydi. İkilinin canlı yayında olduğunu bilmediğini, "tesadüfen" aradığını söylüyordu. Tümer, Şenlendirici'den izin alarak, konuşmaları herkesin duyması için telefonun hoparlörünü açtı. Belli ki Hüsnü çok dolmuştu ve boşalma ihtiyacı hissetmişti. "Bir sürü şey yaşıyoruz, 1,5 yıl oldu. İnsan yaşadığı şeylere değmediğini düşünse zaten bu kadar şeyi yaşamaz. Bunlar içime de geliyor, inşallah bu kadar şeyi yaşadığımıza bizim içimizde değiyor, devamında da değer, hayırlısı olsun. Aylardır bizi malzeme yapmaya hâlâ devam ediyorlar. Çünkü bizim iyi olmamız, bir tarafla iyi olmamız işlerine gelmiyor. Yaşanmışlıkların adına bir tarafı rencide etmeden bunu söylemeye çalışıyorum. Çünkü hâlâ o sorumluluğu üstümde taşıyorum. Ama bunu anlamamaya çalışmak insanların hoşuna gidiyor ve bundan rant sağlıyorlar. Hâlâ bunu devam ettirmeleri çok ayıp. Onlara buradan bütün en iyi dileklerimi hepsine gönderiyorum. Yeter artık bizden para kazandıkları. Lütfen herkes kendine başka malzeme arasın..." Bu arada Saba Tümer, Hüsnü Şenlendirici'nin Deniz Seki'ye gönderdiği mesajı da okudu: "Deniz'i yaşamak, her şeye değer..." Sonra Deniz Seki, buğulu gözlerle konuşmaya başladı: "Hepimiz yaşını başını almış insanlarız. Bu kadar Türkiye'nin gündemine oturan, bu kadar değişik ne yaşıyoruz bilmiyorum. Başka sektörde de bizim yaşadığımız şeyin bir benzerini yaşayan var. Etik olarak bazı şeyler doğru değil, ama bunun muhakemesini yapamıyorsun. Zaten muhakemesini yapınca o iş aşk olmaktan çıkıyor. Bizim özel yeteneklerimizin, gerçekten hayatımız olan müziğimizin önüne geçmeye başladıysa bazı şeyler, özel hayat denilen şey, o zaman müdahale etmek gerekir." İşte böyle... Oysa ben bugün yine ikilinin o enfes şarkıları "Adaletsiz Seçim" ile Popkomm Festivali'ne katılacaklarını duyurmak istiyordum. Ama onların "televizyon şovlarından" fırsat bulamadım ki... Sevgili Hüsnü ve Deniz, ne yaşadığınız, nasıl yaşadığınız beni zerre kadar ilgilendirmiyor. Ama azıcık sussanız da, müziğinizi dinlesek...