kapat
E-gazete
|
Hava Durumu
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
English
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
6 Eylül 2008, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak
 
24 Saat
24 Saat

Cinsellik erkeği yaşlandırır kadını güzelleştirir

Tuluhan Tekelioğlu
Giriş Saati : 29.08.2008 00:02
Güncelleme : 29.08.2008 18:59
Lütfen önce bulunduğunuz yerden kalkın. Ayakta derin bir nefes alın. Akciğerlerinizi iyice temiz havayla doldurun... Şimdi oturun. Yerinize otururken bir esneme hissi geldiyse, bırakın kendinizi, ağzınızı açın, dolu dolu esneyin. Tam nefes almaya devam edin. Bir beklentiniz olmadan sadece durun! Aklınızdan geçenleri de durdurun. Sadece aldığınız her nefesin gelip gidişiyle olun. Hiçbir şey yapmadan oturun. Kendinizi rahatlamış hissediyorsanız, devam edelim. Dikkatinizi nefesinize yöneltin. Her şeyi olduğu gibi bırakın. Kontrolü bırakın. Hiçbir şey yapmamanın, her şeyi kontrol etmeye çabalamaktan daha iyi sonuçlar verebileceğini hiç düşündünüz mü? Şimdi gözünüzü bu sayfanın fotoğraflarındaki iki insanın yüzlerinde gezdirin. Ne kadar huzurlular değil mi? Yaşlarını tahmin etseniz? Adnan Çabuk 65 yaşında. Filipinli eşi Lourdes Doplito Çabuk ise 55! Üstelik Lourdes Hanım'ın tam beş torunu var. Onların pek çoğumuzdan farklı bir hayatları var. Kendilerini o anın getirdiklerine bırakarak yaşıyorlar. Ve Zen Öğretisi'ne göre, çoktan usta olmuşlar bile.. Bir kere nefreti, nefret etmeyi çıkarmışlar hayatlarından. İhtirastan, egodan, bencillikten kurtulmayı mutluluk olarak görmüşler. Hiç başağrısı çekmemiş, ilaç bile kullanmamışlar. Nasıl mı? Doğru nefesle, herşeyi kontrol etmeyi bırakarak...

-Bir Filipinli ile Türkün beraberliği nasıl olur?
-A.Ç:
Türk yogi olunca evlilik de farklı oluyor. 15 sene önce evlendik. Ama son beş senedir beraberiz! Çocukları vardı Lourdes'in. Küçüklerdi, annelerine ihtiyaçları vardı. Dedim ki; "Ben zaten yogilikten dolayı seyahat ediyorum, sen çocuklarını yetiştir, senede bir gelir, bakarım size..." Senede bir geldim, bir ay kaldım, dertlerini hallettim.

- Film gibi bir tanışma hikayeniz var...
- L.Ç:
Medikal laboranttım. Aynı zamanda Filipinler'de, Manila'da kristal taşlar sattığım bir mağazam vardı.
- A.Ç: 50 yaşıma kadar bekâr yaşadım. Şimdi 65'im ama kendimi 40 gibi hissediyorum. ABD'de kalmak için kâğıt evliliği yapmıştım. Sonra bitti. İçimdeki ses, eşimin beni Uzakdoğu'da beklediğini söylüyordu. Filipinler'e gittim. Makati'de güzel bir kristal dükkanı gördüm.Satıcı, "Patronum madam Lourdes'tir, onu çağırayım," dedi.
- L. Ç. Mağazaya annemi gönderdim. Bir saat sonra, yabancıyı yanında görünce şaşırdım. Evdeki kristalleri de görmek istemiş.Karşımda kristalleri çok iyi tanıyan bir Türk!
- A.Ç: Madam Lourdes'i şişman, yaşlı, kalın sesli bir hanım teyze olarak bekliyorum. Çok hoş, narin bu güzel kadını karşımda görünce şaşırdım Sonra iyi arkadaş olduk telefonlaşıyorduk,
- L.Ç: Manila'da işler kötüye gitmeye başladı. Dört çocuğumla yalnızdım. Onlara iyi bir eğitim vermem gerekiyordu. Amerika'ya gitmeye karar verdim ama çalışma iznim yoktu..'Yapamıyorum, geri döneyim' derken, Adnan aradı. "Ben havalimanındayım, geliyorum," dedi. İnanamadım. "Seninle evleneceğim," dedi.. Çok şaşırdım. Amerikan vatandaşlığı varmış.. "
- A.Ç: Çocuklarını sevmiştim. Baba olsaydım, içimde ancak bu kadar sevgi olurdu. Bu kız hiç gülmemiş senelerce... Benimle gülüyor, değişik bir enerji oluştu aramızda. Bana mektup gönderince "Bu kızı ve çocukları kurtarmak lazım," dedim. ABD vatandaşı olsun diye evlendik hemen.

-Evlendiniz ve birbirinizi 10 sene görmediniz...
- L.Ç: Haberleşiyorduk devamlı. Belki başta hiç erkek düşünmüyordum, sadece çocuklar ve iş. Adnan Bey 2000 yılında bana "Artık Türkiye'ye gelmek istemiyor musun?" diye sordu.
- A.Ç: Çocuklar büyümüştü.İyi bir annesin, bu güne kadar yaşamamışsın, senin de yaşamaya hakkın var. Çocukları uzaktan yönetme imkânına sahip olursun," dedim.

- Çocuklar kaç yaşındaydı o zaman?
- A.Ç:
En küçüğü 20 olmuştu.. Annelerine yapışmışlardı adeta. "Ben seni yaşatacağım," dedim. Hiç uyumamış belki hayatı boyunca, hep ailesine hizmetçilik yapmış. "Senden hiçbir şey istemiyorum," dedim. Ona hizmet etmek istedim. Çocuklar, annesi, babası, kardeşi, hepsi bana karşı çıktı.
- L.Ç: "Doğrusu budur. İstersen gel, istersen gelme, ama gelmezsen ben yoluma gidiyorum, beklemem," dedi. Çok sabretmişti. Çocuklar bayağı sıkıntı yarattı ama "Geleceğim," dedim. İlk geldiğimde üç ay İstanbul'da kaldım, üç ay Amerika'da...

- Şimdi beraber yaşıyorsunuz...
- L.Ç:
Tam beş senedir beraber yaşıyoruz. Adnan olmayınca ben yaşamıyorum sanki.
Haberin fotoğrafları