kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 2 Temmuz 2008, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Samoslu balıkçılar için Ege denizi her şey demek.

Yunan adalarında tarih, güneş ve deniz kol kola

Müjgân HALİS
23.06.2008
Tertemiz denizi, sıcak insanları ve birbirinden lezzetli yemekleriyle Yunan adaları, keyifli bir tatil vaat ediyor. Türkiye'ye birkaç saat uzaklıktaki bu şirin adalarda ailenizle birlikte unutulmaz anlar geçirebilirsiniz.....
İLİŞKİLİ HABERLER
Yunan adalarında tarih, güneş ve deniz kol kola
Yolculuğumuz Kuşadası'ndan bindiğimiz tekne ile başladı. Bir saatlik bir yolculuktan sonra Samos limanından körfeze giriş yaptık. Turizme ve turiste rağmen geleneksel yapısını bozmayan tek ada Samos. Her yer tertemiz ve tarihi doku çok iyi korunmuş. Tüm sahil şeridinin açıkça görüldüğü sahilde Yunanistanlı arkadaşımız Irini'nin de yardımıyla Samos'un arka sokaklarını keşfe başladık. İlk amacımız karnımızı doyurmak. Bir yandan da ada halkının sieasta saatlerine denk geldiğimiz için biraz endişeliyiz. Neyse ki, çok zorlanmadan karnımızı doyuruyoruz. Yunanlılar ile ortak noktalarımız çok fazla. Adalarda bulunan kiliselerin hepsi loş ve ibadet için kendi vatandaşlarına açık. Pisagor'un sırtlarındaki mağaranın içindeki Vouthi Kilisesi, bir insanın dahi zor girebileceği kadar küçük ve sıkışık. 10 dakikalık bir yolculuktan sonra Euphalinos Tüneli'ne varıyoruz. Dar geçitten sonra basık tavanlı ve bol ışıklı bir yeraltı şehrine, Euphalinos tüneline ulaşıyoruz. Yolumuz, su sporlarının bolca yapıldığı şirin kasaba Ireo'ya düşüyor. Bembeyaz binalar, mavi pencereli evler. Klasik Yunan mimari tarzı. Samos'ta pek çok şirin köy var. Adanın kuzeyindeki Karlovasi'deyiz şimdi de. Köye geldiğinizde dudaklarınızdan "Bana dokunmayın. Burada en az bir ay yaşamak istiyorum," cümlesinin dökülmesi işten bile değil. Bunun en önemli nedeni köylülerin yakın ve sıcak ilgisi. Karlovasi'nin dar sokaklarındaki manzara görülmeye değer. Asma, beyaz badanalı evler, hatta kenarları boyanmış merdivenler...

KUTSAL PATMOS
'Ege'nin Kudüs'ü' sayılan Patmos, Osmanlı egemenliğine girmeyen ender Yunan adalarından ve Rum Ortodoksları için kutsal bir ada. Güllük körfezi yakınlarındaki bu kayalık adanın nüfusu 2 bin 500 civarında. Adanın en görkemli binası ise karşı tepedeki St John Manastırı. Doğrulanamayan bir efsaneye göre, Hazreti İsa'nın annesi Meryem ve Aziz John bir süre, Patmos'taki bir mağarada yaşayıp Hıristiyanlığı yaymaya çalışmış. Azizin Meryem ile birlikte Efes'e gelip, Bülbül dağındaki eve yerleşmiş olması, Patmos'u kutsallaştırmış. Manastırın beyaz duvarları ve gökyüzünün mavisi, görenlerde Akdeniz coşkusu yaratıyor. Adanın tam ortasındaki liman küçük iskeleleriyle çok sevimli. Güzel, şık lokantaları, pastaneleri ve turistik eşya dükkânlarıyla cezbedici. Yarım saatlik bir yolculuktan sonra sözü edilen mağaraya ulaştık. 30-40 dekarlık büyük bir bahçe ağaçlandırılmış, çiçekler dikilmiş. Mağaraya inen yolun ve mağaranın doğal hali korunmuş. Sadece iniş ve çıkışı biraz kolaylaştırmak için gereken yapılmış. Mağaranın bahçesinden görünen çok yüksek ve sivri bir tepenin üzerindeki manastır, çocuğu olmayan kadınların ümit ve adak yeri. Ancak dileğin tutması için manastıra kadar, yarım saatlik taşlı ve dik yokuşu dizler üzerinde geçmek gerekiyormuş. Adada irili ufaklı birçok köy var ve köylerin neredeyse hepsi kıyıda. Bir buçuk saatte dolaştığımız adanın geliri balıkçılık ve turizm. Adada lokanta fiyatları sudan ucuz. Yalnız adada değil, Yunanistan'daki en ünlü lokantalardan birisi Benetos. Bir Yunan şefle Amerikalı eşinin işlettiği bu lokanta ve o yemek kalitesi bizde olsa fiyatlardan kimse yanına yaklaşamaz. Samos'a tekneyle altı saat uzaklıktaki Fourni adasını Millet'ten gelenlerin kurduğu söyleniyor. Bu küçük ve özgün ada asırlarca korsan barınağı olmuş. Küçük beyaz evleri, tertemiz plajları ile tanınıyor. Ege denizinin en temiz kalmış, bozulmamış adası sayılıyor. Adalıların ana geçim kaynağı balıkçılık. Deniz mahsulleri ve özellikle ıstakozları dünyaca ünlü.
Haberin fotoğrafları