kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 15 Haziran 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Denizel, Yunanlılara hem yardım ediyor hem de Ortadoğu'ya kaçırılan aileleri ile irtibat kurmalarını sağlıyordu.

Yunanlıların Türk Schindler'i

MÜJGÂN HALİS
Ali Denizel, İkinci Dünya Savaşı'nda binlerce Yunanlıyı Nazi işgalinden kurtardı, onlara kol kanat gerdi. Yunan direnişçilere sağladığı destekle savaşın seyrini değiştirdi. Hayatını kurtardığı Yunanlılardan biri de savaş sonrasının bakanlarından Sofoulis ve oğlu Kostas'tı. Denizel'in yeğeni Hasan ve o yılların küçük Kostas'ını buluşturduk..
Hasan Fuat Hepişeri, Kuşadası doğumlu. Hukuk fakültesini bitirmiş ama hayatını rehberlik yaparak kazanmış. 1978 yılında yaşlı bir Yunanlı kadınla sohbet ederken, dayısı Ali Denizel'in inanılması güç hikâyelerini öğrenmiş. Ve günün birinde bu öyküyü Ege'nin iki yakasında tüm insanların öğrenmesi için bir şeyler yapmayı kafasına takmış. Şimdi yıllardır üzerinde çalıştığı bu kahramanlık öyküsünün belgeselini tamamlamak üzere. Hepişeri, ailesinin başkahramanı olduğu öykünün önemini ise İsmail Cem'in Papandreu ile Kuşadası'nda yaptığı buluşma sırasında anlamış. Öykünün Türk tarafındaki kahramanı Ali Denizel'i yeğeni Hasan Hepişeri, Yunan tarafındaki kahramanı Emanuel Sofoulis'i ise oğlu Kostas Sofoulis anlattı. 7. Türk Yunan Dostluk Festivali nedeniyle bir araya gelen birçok Yunanlı ve Türkiyeli, Kuşadası'nın Schindler'i Ali Denizel'i hâlâ saygıyla anıyor. Şimdi bundan 66 yıl öncesine geri dönelim. Kuşadalılar Samos'tan, Kos'tan, Fourni'den akın akın sandalları görmek için kıyıya indiğinde vakit gece yarısını gösteriyordu. Merakla gelen yabancıları izlerken, gelenler önce yaralıları indirdi sandallardan, sonra kadınları ve çocukları. Ülkelerinin Naziler tarafından işgal edilmesi nedeniyle adalardan Türkiye'ye kaçan bu davetsiz misafirler kaçmak için tek seçenekleri olan Ege sularını seçmişti. İtalyan ordularını geri püskürtmeyi başaran Yunanlılar, Alman ordusuna karşı koyamamıştı.

DİRENİŞE DESTEK VERDİ
1941 yılında başlayan Alman işgali halkın hayatını dayanılmaz kılınca iki ülke arasındaki düşmanlık hiçe sayılarak, sandallara binilmişti. Yunan halkı içgüdülerinde haklı çıkmıştı, Kuşadası halkının uzattığı yardım eli birçok Yunanlının hayatta kalmasını, hatta Alman işgaline karşı direnişin sürmesini sağladı. Yunanlılar; aralarında üst düzey bürokratların, milletvekillerinin de bulunduğu müthiş bir misafirperverlikle ağırlandı, yedirildi, içirildi, hastaları tedavi edildi, hatta uzun uzun kalanlara işler, evler bulundu. 'Adanın beyi' olarak kabul edilen Ali Denizel ise Yunanlılara yardım elini uzatmakla kalmayıp daha sonra onların Ortadoğu'ya kaçmaları için canla başla çalıştı. Yunanistan'ın Nazi işgaline karşı direnişi Samos üzerinden devam etti. Samos'la ilgili en önemli enformasyon merkezi ise Kuşadası'ydı. Bununla ilgili mektupları yıllar sonra ailenin küçük oğlu Hasan bulacak ve bu direnişin önemli kahramanlarından, daha sonra Yunanistan Göç Bakanı olacak Emanuel Sofoulis'in oğlu Kostas Sofoulis'le karşılaşınca diğer detayları öğrenecekti. Emanuel Sofoulis, Nazilere karşı örgütlenen Demokrat Subaylar grubunun lideriydi. Savaştan sonra kendisi Göç Bakanı, ağabeyi ise Başbakan olacaktı. Sofoulis ailesinin direnişle bağını kuran kişi Ali Bey'di.

YILLAR SONRA GELEN MEKTUPLAR
1901 ile 1968 yılları arasında yaşayan Ali Denizel aslen Giritliydi. Yunanlılara ilk yardımı Kandiyeli olan babası Hasan Reis yapmıştı, o da babasının geleneğini sürdürmeye karar vermişti. Babası Hasan Reis'in kurduğu zeytinyağı fabrikasını işleten Ali Denizel bölgenin sayılı girişimcilerindendi. İki yıl boyunca Nazi zulmünden kaçanlara kol-kanat geren Ali Denizel, birçoğunu da kimi zaman tek tek, kimi zaman gruplar halinde Filistin ve Mısır'a kaçırdı. Kaçmaları tehlikeli olabilecek kadın ve çocukları ise Kuşadası'nda barındırıp, koruması altına aldı. Yunanistan'da kalan aileler ile kaçanlar arasındaki iletişim köprüsü de oydu. Savaştan sonra birçok kişi Ali Bey'e mektuplar yazdı. Lübnan'dan, Mısır'dan, Yunanistan'dan ve dünyanın birçok ülkesinden gelen mektuplar minnet doluydu. Bazı mektuplar ise hâlâ ondan yardım isteyen satırlardan oluşuyordu. "Ali Bey, bana 500, karıma da 1000 lira verdiniz. Size 1500 lira borcum var. En yakın zamanda ödeyeceğim." "Ali Bey, eğer hayatta iseler ailemi de kaçırmanız mümkün mü?" "Ali Bey, biz savaş kurbanlarıyız. Tanrı sizi karşımıza çıkardı ve hayatımızı kurtardık..." Yunan hükümeti, savaş sonrasında Ali Denizel'e yardımları yüzünden bir saat hediye etti. Halen Lalaunis Müzesi'nde bulunan kalın altın zincirli saatin arkasında şu satırlar yazılı: "Yunan hükümetinden Ali Denizel'in Yunanlılara verdiği değerli hizmetler için; 25 Mart 1944, E. Çuderos." Arka yüzünde Türk ve Yunan bayraklarının olduğu saatteki Çuderos, Kahire'de kurulan sürgündeki Yunan hükümetinin başbakanının adıydı. İzmir'deki Yunan Konsolosluğu'nda yapılan törenle takdim edilen saat, Yunanistan'ın milli kurtuluş günü olan 25 Mart'ta hediye edilmişti. Öyküyü aynı heyecanla anlatan Hasan Fuat Hepişeri ve Kostas Sofoulis atalarının neredeyse 70 yıl önce unuttuğu düşmanlığı, Türk ve Yunan halklarının unutması için yıllardır çabalıyor. Yakında bir belgesel olarak yayınlanacak Ali Denizel'in öyküsü gerçekten de bugüne ibret olacak kadar öğretici.
Haberin fotoğrafları