kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 6 Haziran 2008, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
HASAN BÜLENT KAHRAMAN

Kemalizm'deki İslam-İslam'daki Kemalizm

Kemalizmin 'iyi-doğru-güzel' konusunda yeterli, kapsamlı, bütüncül bir cevap oluşturmaması imamöğretmen tartışmasındaki düğüm noktasıdır. Bu boşluğun sosyolojik açıdan gelenekçiyerel değerler bağlamında İslam tarafından doldurulduğu söylenebilir. Daha doğrusu bir 'boşluk doldurma' değil, bir 'boşluk yaratmama' faaliyetidir İslam'ın Türkiye'de gerçekleştirdiği. İslam tarihsel olarak elinde tuttuğu mevzileri bugün de koruyor. Peki, bu durumda, İslam'ın iyidoğrugüzel konusunda verdiği tarihsel yanıtların bugün de aynen geçerli olduğunu ve bugünü de karşıladığını söylemek imkanı var mı? Yani, Türkiye'de bugün görülen İslam çıkışı bu nedenden mi kaynaklanıyor?

Kemalist İslam mı?
Benim bu soruya vereceğim yanıt şudur: Türkiye'de şimdi yerleşik olan İslam Kemalizmin bir sonucu gibidir. Çok aykırı gibi durmasına rağmen Kemalizmin öngördüğü bazı dönüşümleri İslam, elbette radikalizmden uzak bir biçimde, içselleştirmiştir denebilir.
Kemalizmin üzerine oturduğu iki temel unsur söz konusudur: laiklik ve Batıcılık . Aykırı ve ayrıksı bazı hiziplerin dışında bugün İslami çevrelerde bu iki olguyu yadsıyan unsurları bulmak çok zordur. Tekrar edeyim: laikliği, İslami çevreler elbette Kemalizmin kavradığı şekilde kavramadı. Fakat dünyayı metafizik bir algılamanın ötesine geçerek anlamak ve tanımlamak bakımından laik bir kavrayışı benimsedi. İkincisi, evet Milli Görüş veya Büyük Doğu çerçevesi belli bir dönemde Batı karşıtı bir üslup sergiledi ama onu da aşmasını bildi İslami çevreler. Sonunda, pozitivizmle arasına Çin Seddi çekmemiş bir İslam-modernite sentezi ortaya çıktı Türkiye'de.
Şimdi bu model iyi-güzel-doğruyu karşılamakta yeterli midir sorusuna döneyim.

'Pop' İslam'ın krizi
Eğer ortada duran mesele modernleşmeyse bence bugünden itibaren İslam da Türkiye'de ciddi bir krizin içine sürüklenmektedir. Bu, İslam'ın bugün Türkiye'de sahip olduğu bir çelişkiden kaynaklanıyor. O çelişki, İslam'ın 'pop' bir İslam olarak ortaya çıkmasıdır. Bugünkü İslam ne 'yüksek İslam-tasavvuf-felsefe' temelinde açılmaktadır ne de yerelgelenekçi bir halk İslamıdır. Tam tersine bugünkü İslam epey 'sıradanlaştırılmış', siyasal açıdan araçsallaştırılmış bir İslam'dır. Gelenekle kesişmesine rağmen bu İslam'ın asıl dayanağı popülizmdir. Bütün o yerleşik tarikatcemaat ilişkisine ve onların ürettiği 'mikro' kültürlere rağmen bu gerçek ortadadır. Bugün gündelik hayatta gözümüze çarpan İslam o kökten türemiş ama artık dönüşmüş, metamorfoz geçirmiş, farklı bir modeldir. Bu İslam'ın da iyigüzel doğru ile felsefi düzeyde bir ilişkisi yoktur.

İslam'daki Kemalizm
Gerçekten de, eğer bugünkü Türkiye'de hakim ideoloji sayacaksak bu İslam'ın iyi-güzel-doğru konusunda geleneksel bazı değerler dışında gündelik hayatı kavrayan bir tanım geliştirdiğini söylemek olanaksız. Yani nasıl bir dönemde Kemalizmin kentsel-yüksek kültürüne karşı Anadolu'nun gelenekçi-yerel yaklaşımı var idiyse aynı şekilde bugün büyük kent İslamına karşı Anadolu'nun yerleşik İslam'ın farklı, tepkisel ve ayrıksı bir pozisyon içinde olduğunu belirtmek gerekiyor.
Buradan bakarak bir süre sonra İslam'ın kendi iç çelişkisini, tıpkı Kemalizm gibi, yaşayacağını hatta yaşamaya başladığını öne sürmek yanlış olmaz. Daha da somutlaştırmak için şunu söyleyeyim: bugünkü çelişki artık imamla öğretmen arasında değildir. İmamla imam, öğretmenle öğretmen arasındadır. Bundan öncesi Kemalizme gömülü İslam'dı, şimdi İslam'a gömülü bir Kemalizm yaşanacaktır ve çözüm bu çelişkinin veya sentezin içinden çıkacaktır.
Beğensek de beğenmesek de bu böyle ve buradaki asıl sorun iyigüzeldoğru meselesinin Kemalizm ve İslam ötesinde kimseyi ilgilendirmemesi, Türkiye'nin metafiziketikestetik düzeyde derin bir boşluğa sahip olmasıdır.