kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 6 Mayıs 2008, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
HINCAL ULUÇ
Hıncal'ın Yeri

Cemiyetim varlığını duyurmalı..

İbrahim Tatlıses adlı kabadayı, bu ülkenin en saygın gazetecilerine hem de bir canlı yayında en iğrenç sözcüklerle hakaret ederken, medyanın büyük bir bölümü suskun kalarak bu hakaretleri kabullendi..
İçlerinde korkanlar vardı.. Öyle ya.. Kabadayı tekin adam değildi. Onun emirlerine uymayanların dövüldükleri, hatta vuruldukları olmuştu. Sonra hazret büyük politikacıların, patronların çok yakınıydı. Ne olur olmaz?.
Böyle durumlar, en çok meslekte yeni, yani güvencesi nerdeyse olmayan genç gazetecileri etkiler. Daha mesleğin ilk günlerinde kovulmamak, işsiz kalmamak için, fincancı katırlarını ürkütmek istemezler ve bir oto sansür başlar..
Baskıyı yapanın etkili olmasını önlemek, basın ve ifade özgürlüğüne sahip çıkmak, böyle zamanlarda sivil toplum örgütlerine, en başta da meslek kuruluşlarına düşer..
Onlar kıyameti koparırlar ki, gençler sahipsiz olduklarını sanmasın, korkuya kapılmasınlar..
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti de, anında bir bildiriyle tepkisini ortaya koydu.. Ama laf ola.. Çünkü ortaya pek bir şey konmadı, aslında..
Kimse yazmadı ki, ortaya çıksın..
Şu bildiriyi içinizde duyan, okuyan var mı, mesela?..
"TGC'den Tatlıses'e kınama;
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, türkücü İbrahim Tatlıses'in gazetecilere yönelik hakaret içeren sözlerini kınadı ve şu açıklamayı yaptı:
"İbrahim Tatlıses'in, gazetecilere yönelik hakaret dolu sözlerini hayretle okuduk. Bir süre önce de Fenerbahçe Kulübü; gazeteci Hıncal Uluç için hakaret içeren açıklama yapmıştı.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olarak, hakaret ve küfür içeren bu açıklamaları protesto ediyoruz.
Bilinmelidir ki, gazetecilerin görevi, karşıdaki kişi veya kuruluşlar kim ve ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar, kamu çıkarını kollamak ve korumak, bunu da yazmaktır.
Türk Basın Tarihi, sadece kamu çıkarlarının korunmasını gözettikleri için canlarını veren cesur gazetecilerin öyküleri ile doludur. Bu tür hakaret ve küfür içeren açıklamalar, gazetecileri korkutamaz, sadece açıklama sahiplerinin üzerine yapışır."
Cemiyetin Hıncal Uluç'a hakaret edenler için yaptığı açıklamayı da okumadınız. Hatta Hıncal Uluç'un gazetesinde bile okumadınız.
Gazeteciler Cemiyeti, gazeteci haklarını savunmak için açıklama yapıyor, ama gazeteciler bu açıklamaları sayfalarına koymuyorlar.. Bu nasıl bir ayıp, bu nasıl bir utançtır bilmiyorum..
Bildiğim, Cemiyeti artık kimse adam yerine koymuyor ve saymıyor.. Oysa cemiyet kaybettiği saygınlığını yeniden kazanmalı.. Mesleğin geleceği buna bağlı..
Bir zamanlar ihtilal liderlerinin ilk işleri İstanbul'a gelip, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı'na saygılarını bildirmek olurdu. Bugün başkan kim bilen yok..
Gazetecilere son günlerde artan saldırılar, Cemiyet'in kendini yeniden kanıtlama fırsatıdır.
Kimsenin yayınlamadığı bildirilerle bu iş olmaz. Cemiyetçilik "Ben bildiri yayınladım bitti" demekle olmaz. Baskı yapacaksın, lobi yapacaksın, yayınlatacaksın bu bir..
İkincisi.. Bu ülkenin en iyi avukatlarıyla anlaşacaksın. Böylesi işleri para için yapmayacak yığınla avukat ben tanıyorum. Maliyet de yüklemez. Gazetecilere hakaret edenleri, meslek ve düşünce özgürlüğü adına dava edeceksin. Genç gazeteci bilecek ki, arkasında meslektaşları, patronları olmasa da, bir Sivil Toplum Kuruluşu olarak Gazeteciler Cemiyeti vardır ve üye olmasa da onun haklarını savunmaktadır.
Mesleğin onurunu ve Cemiyet'in saygınlığını kurtaracak radikal eylemler bekliyoruz.
.. ve de RTÜK!..
"Efendim İbrahim Tatlıses'e nasıl 150 milyar verirsiniz? Sana ne lan! Sana giren çıkan ne? Bunun altında ne arıyorsun? Bunun altında bir şey arama oğlum. Bizde de hile yok, TRT'de de hile yok. Geri zekalı, sen bunu yazmakla neyi yazıyorsun? İçine sığdıramadığın ne?"
Zahid Akman ve arkadaşlarına, canlı yayında edilen bu laflar için ne gibi bir eyleme geçeceklerini sordum. Şu ana kadar çıt çıkmadı hiç birinden..
En üften püften sebeplerle ekran karartan, M. Ali Erbil'e cezalar yağdıran, Huysuz Virjin'i ekrana çıkartmayanlar, hem de aile izleme saatinde edilen bu lafların etkisini bilmez, düşünmez, hesaplamazlar mı?..
Yoksa onların gücü de sadece bazıları için mi vardır?.
Bu Kabadayı ile iş görüşmelerini anında durduran TRT'yi yürekten kutluyorum.