kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 27 Nisan 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
MUHARREM SARIKAYA

Kurultaydaki kanıksama...

Kısa süren tartışmaları da olmasa Atatürk Spor Salonu'nda dün CHP Kurultayı'nın olduğuna kimse inanmazdı.
Öncelikle, 32'si olağan, 9'u da olağanüstü olmak üzere 41 kez kurultay toplamış CHP'nin bu kurultay birikiminden eser yoktu.
Ancak bütün bunların yanında birçok siyasi partide rastlanmayan, demokrasi içindeki çok seslilik CHP'de korunuyordu.
Kurultayın bir diğer "olmayanı" da heyecandı.
Bırakın diğer adayları, Genel Başkan Deniz Baykal dahi salona girdiğinde ne yüksek alkış, ne de sloganlar...
Haydi salona girişten vazgeçtik; Genel Başkan kürsüye çıktığında da durum farklı değildi.
Hatta, Baykal karşılaştığı tablodan şaşırmış olacak ki, bir süre kürsüde "Ne oluyor?" der gibi etrafını izledi.
Yine bir hareket gelmeyince konuşmasına başladı.
Kabul etmek gerekir ki, yılların verdiği tecrübesiyle salonu hareketlendirmeyi de başardı.
Ama bu da saniyelerle sınırlı kaldı.

Fırtına öncesi sessizlik
Yüzü tekrar somurtan moda geçen delegenin aslında, yerinden kımıldamaya mecali de yoktu.
Arasında çok sayıda bayanın yer aldığı delegenin bu tavrı bir kanıksama mıydı?
Yoksa "Ben yapacağımı biliyorum" suskunluğunun dışa yansıması mı?
Veya terk ediş öncesi sessizlik mi?
Baykal yandaşları bunu, "Baykal'ı kabullenme, Parti Meclisi'nde de köklü değişimin yansıması" olarak okudu.
Haluk Koç'a destek veren Yakup Kepenek ise "Bu kurultayda başaramasa bile yerel seçim sonrası Baykal'ı gönderecek delegenin sessizliğidir" dedi.
Umut Oran'a destek veren Eşref Erdem de aynı yaklaşımı gösterdi:
"Bu kongre olmasa bile, yerel seçim sonrasında yapılacak olağanüstü kongrede Baykal'ı devirme kararlılığının yansımasıdır..."
Ancak sonuçta Baykal taraftarlarının dediği çıktı.
Baykal, 1016 delegenin oyunu alarak Genel Başkanlık yarışına dahi tek aday olarak girmeyi başardı. Ve 1021 oyla seçildi.

CHP'nin beden sorunu
Bu sonuç CHP'den bir kopuş getirir mi?
Ancak Baykal karşıtlarının sözlerinden yola çıkılırsa kısa vadede CHP'den kopuş beklenmemeli.
Çünkü, daha olağan kurultay bitmeden, 10'uncu olağanüstü kurultayın hazırlığı başladı.
Burada dikkat çeken ise kurultay hazırlığının piminin çekileceğini varsaydıkları zemin...
Çünkü, onlara göre yerel seçimde CHP kaybedecek, bu da kurultay getirecek.
Bugünden bu anlayışla yola çıkıldığında, CHP'nin yerel seçim mücadelesini nasıl yapacağı da anlaşılıyor...
Zaten sorun da burada başlıyor.
Çünkü, parti yıllardır sadece, "baş", yani lider ile uğraşıyor.
Asıl onu ayakta tutan, zihinsel beslenmesinden, sandık mücadelesine kadar her türlü aktivitesini sağlayacak bedenle; teşkilatla ilgilenmiyor.
Sanıyorlar ki lider değişince iktidar olunur...
Oysa eklemleri kireçlenmiş, metabolizması çökmüş, yerinden kalkamaz hale gelmiş teşkilat ile Kurultay'dan ileri gidilemeyeceğini göremiyorlar.
Daha ilerisi kurultayında bile heyecan yaratamayan CHP'nin, halkta bir etki yaratamayacağını da görmüyorlar.
Belki bundan dolayı, salondaki şu pankart CHP'linin hislerine tercüman oluyordu:
"Saymadım kaç yıl oldu biz iktidar olmayalı..."