kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 26 Nisan 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Annesi gibi renkli bir tarzı olan Mehtap bugünlerde çocuk tiyatrosuyla Anadolu'yu geziyor.

Aysel'le ben ailenin hovardasıyız

MELİS D. ÇALAPKULU
Aysel Gürel'in kendisi kadar renkli bir kişiliğe sahip olan tiyatrocu kızı Mehtap Ar, annesinin ardından hâlâ her gün ağlıyor. Şu sıralar çocuk tiyatrosuyla Anadolu'yu gezen Ar, "Bir ağlıyoruz bir kahkaha atıyoruz çünkü annem bizim ağlamamıza hiç kıyamazdı," diyor..
Bir süre önce kaybettiğimiz Aysel Gürel, Türkiye'nin en renkli kadınıydı. Tıpkı onun gibi renkli bir kişiliği olan kızı Mehtap Ar ise hâlâ her gün ağlıyor anneciğinin ardından... Ama onun yolundan gitmek için ağlarken, gülmeyi ve tiyatro yapmayı da ihmal etmiyor... Kendi kurduğu çocuk tiyatrosuyla, Sabancı Vakfı'nın desteğiyle Anadolu'yu gezme hayalini gerçekleştiriyor şu sıralar. Geçen hafta piyasaya sürülen ve Aysel Gürel şiirlerini, ustanın sanatçı arkadaşlarının besteleyip seslendirdiği Aysel Gürel - Çınar Vol.1 albümünden de büyük mutluluk duyuyor. Mehtap Ar ile Gürel'in gitmeden önce ona aldığı evde; bu albümü, çocuk tiyatrosunu ve çok sevgili annesini bol bol ağlayıp, bol bol da gülerek konuştuk.

- Bildiğim kadarıyla anneniz gitmeden önce özellikle sizin hayatınızı garanti altına almak istemiş...
- Evet. Bana daha önce bir ev almıştı. Gitmeden bir sene önce de bu evi aldı. Diğer evden kira geliyor. Emlakçılarla konuşup evi kaça kiralayacağıma kadar ayarlamış.

- Biraz sezinlemiş o halde gideceğini.
- Bilemiyorum, bunlar tabii hep benim düşüncelerim. Annem iki yıldan beri yemek yememeye başladı. Aşırı bir kilo kaybı vardı. Ablam bu konularda çok hassastır. Her yıl anneciğimin tüm kontrollerini yaptırırdı. Çünkü annem bizim bebeğimizdi, aşkımızdı. Öyle bir kadındı ki, benim annemle sırrım vardı ablam bilmezdi, ablamın annemle sırrı vardı ben bilmezdim. Yani bunlar bizim kendi düşüncemiz ama doktor raporlarına baktığımız zaman korkunç sağlıklıydı. Ablam bana "Mehtap, annem hasta olabilir," dedi. Ama tahliller tertemiz çıkıyordu. Bize ve Söz'e hiç kıyamazdı annem. Ablamın eşi vardı filan diye, beni daha bir kollardı. Ama sevgi olarak kimseye ayrıcalığı yoktu.

- Bir de sanırım siz daha çok birlikte vakit geçiriyordunuz. Pazara gidermişsiniz çok.
- Evet. Ama bizim ailede hiç ayrı gayrı olmaz. Ablam bizimle pazara gelmese bile biz pazardan gelince Aysel'le aldıklarımızı açıp bakarken o da beğenir, "Haftaya bana da bundan alın," derdi. Ben vakit olarak Aysel'e daha çok uyabiliyordum.

- Neler yapardınız?
- Annemin en sevdiği şey pazardı işte. Beşiktaş pazarı özellikle de. Orada alışveriş edip, insanlara dokunmak, insanlarla sohbet etmek, onların derdini dinlemek, onların yaşamını paylaşmak... Biz iki ay onunla hiç hastalığından konuşmadık. Evde dört gün kan kusuyor ve biz üzülmeyelim diye söylemiyor. Zaten beşinci gün kötü olunca ablamla eniştem koşarak aldılar ve hastaneye kaldırdığımızda zaten her yeri... (ağlıyor)

- Peki hastaneden çıkıp reklam filminde oynaması nasıl oldu?
- Biz hastanede iki ay 10 günlük bir tiyatro oynadık. Çünkü yaşam bir tiyatro. O bize oynadı biz ona oynadık. Fakat aralarda iki üç kere çıktı hastaneden. Aysel'i yormak istemedik, kemoterapi filan hiç yaptırmadık. Eve geldiğinde ablamın telefonu çaldı, bu reklam filmi teklifi geldi. Ablam "Katiyen olmaz, annem rahatsız," dedi. Oradan annem "Ne rahatsızlığı, bana hiçbir şeyin yok diyorsunuz. Benim bir şeyim yoksa ben reklam filmini kabul ediyorum," dedi. Burada yapacağınız hiçbir şey yok. Kabul ettik. Hep birlikte gittik ve annem o reklam filmini 10 dakikada çekti. Sonra geldi buraya, anneciğime burada yatak yapmıştık. "Aysel bunu da becerdin," dedi. Ve yatağa uzandı. "Mehtap, herkese anlat, 80 yaşına kadar ayaklarının üzerinde durdu, çalıştı, hiç kimseye baş eğmedi de," dedi. Ertesi gün zaten ambulansla hastaneye kaldırdık. Sonra da yolcu ettik. (Ağlıyor)

- Çok zor tabii böyle arkasından konuşmak...
- Aysel bizimle beraber, yaşıyor. Biz böyle ağlıyoruz, arada kahkahalar da atıyoruz, çünkü o bizim ağlamamıza hiç kıyamazdı. Bizimle beraber, gittiği yerde hâlâ bizi düşünüyor. Ablam için bazen "O bizim annemiz," derdi. Ablam hakikaten daha programlı, daha yatırımcıdır. Biz Aysel'le daha bir hovardayızdır. Aysel'e 50 milyar ver, gider pazarda hepsini yer gelir, "Bir 50 milyar daha yok mu?" der. Koruyucu, kollayıcı ablamdır ailede.

- Oğlunuz Söz kime benziyor?
- Söz çok olgun. Çok genç yaşında çok kötü günler geçirdik, hep beraber. Geçen gün bana "Anne, sen ve teyzem artık toparlanın da ben biraz kendimi bırakacağım," dedi. Hâlâ güçlü. Biz ondan güç alıyoruz.

- Aysel Gürel - Çınar Vol.1 albümünden biraz bahsedelim mi? Sezen Aksu, Müjdat Gezen, Timur Selçuk, Zerrin Özer, Nükhet Duru, Şehrazat, Nilüfer, Atilla Atasoy gibi önemli isimler annenizin şiirlerini bestelemiş ve seslendirmiş.
- Aysel'in ve annemin manevi oğlu İlker'in birlikte yola çıktığı bir projeydi. Biz biliyorduk Aysel'in çok zamanı olmadığını. Aysel'i motive etmek adına bir şeyler yapalım diye düşündük. O da aynı şeyleri düşünüyordu bence. Gençlere örnek olmak isterdi hep. Gençlere, onu sevenlere sıfır şarkılarını bırakmak istedi giderayak. Bu albümü doğum gününde yetiştirmeye çalıştık, 7 Şubat'a. Yetiştiremedik. Anneme çok değer veren sanatçılar bu çalışmada yer aldı. Diyorlar ki 'Çınar parçasında kendini mi anlattı?' Her şarkıda kendini anlattı annem. Annemin her kesimden arkadaşları vardı, pazardakiler arkadaşıydı, profesör arkadaşları vardı. Travestileri çok severdi. Türbanlı arkadaşları da vardı. "Bunların beyninde örtü yok," derdi. Halkın, yaşamın çok içindeydi o.

- Albümdekilerin hepsi son dönemde yazdığı şarkılar mı?
- Hayır. Annemin, tasnif edilmeyenlerle beraber 60 bin civarında şiiri var. Böyle bir projeye başlanınca, biz oturduk bir sanatçı ve besteci listesi çıkardık. Annemin yaşamında var olan ya da var olmayıp annemin sevdiği kişiler. Bir baktık yaklaşık 90 kişi. Ama ilk CD'ye en fazla 17 kişi girebilecekti. Biz 35 besteciye Aysel'in dörder şiirini yolladık, 'Hangisini istersen onu bestele' diye. Ayrı gayrı yoktu, elini daha çabuk tutanlar ilk etapta yaptı bu işi. Müjdat Gezen koşarak getirdi mesela Çınar'ı.

- O kadar şiirle, daha sonra da bir şeyler yapmayı düşünüyor musunuz?
- Annem hep gençlere yardımcı olmak taraftarıydı. Annemin şiirlerini bestelemek isteyen herkesle onları paylaşırız. Bizden izin almak kaydıyla. O işlerle zaten annemin manevi oğlu İlker ilgileniyor. Çünkü ben şu andan itibaren haftada yedi gün çalışıyorum. Ablam da annemle ilgili bir kitabın hazırlıklarına başladı. Mehtap Ar oğlu Söz'le.
Haberin fotoğrafları