Erzurum... Yiğidin harman olduğu yer

Ilıcalı Çetin Çoban (halk ona Hacı Metin diyor) Suudi Arabistan'da 15 yıl çalışmış.
Cidde'de "Karnak" lokantasında. Memleketi Ilıca'ya dönmüş "Karnak Lokantası" açmış.
- Hacı işler nasıl?
- Allah'ıma bin şükür dadaş. Bir yiyirek, bin şükredirek.

İsmail Nalbantoğlu, Erzurum'un Vakıf İşhanı'nda, yıllardır "tesbih üretiyor."
Oltu taşından.
Onun "2 YTL'ye" yaptığı tesbih, çarşıda "10 YTL."
İstanbul'da "30-40 YTL."
- İsmail işler nasıl?
- Abi memleket iyi olsun... Karnımız doyiir, geçinip gidirek... Allah devlete millete zeval vermeye.

Karskapı, Harputkapı, Gürcükapı, Tebrizkapı demedik...
Bütün Erzurum'u dolaştık. İşportacı çok. Ayakkabı boyacısı çok. Ama tek dilenci yok.
Kapkaç yok, laf atma yok.
Erzurum Türkiye'nin "en ucuz kentlerinden."
Ve de "en huzurlu."
Antalya'da "denize girilirken", Erzurum'da hâlâ kayak yapmak mümkün.

Sıra geldi veda etmeye.
Bizim "Allahaısmarladık" dememizle birlikte...
Başta Hakkı Hınıslıoğlu ile Demir Bilirdönmez olmak üzere "dadaşlar" boynumuza sarıldılar:
- Bunu saymırek, yine beklirek... Gelesen, Erzurum'a sahap çıkasan.