kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 9 Nisan 2008, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Günaydın 
AYŞE ÖZYILMAZEL

Yazarımızı tanıyalım...

Buldum! Pazartesi sabahı 'Aysun ve Ben' yazısını okuyunca Tuna Kiremitçi'yi nereden tanıdığımı buldum! Yılbaşında kadınları taciz ediyorlardı, Taksim'deydi... Plajda güneşlenirken bikinili kadınları yan yan kesiyorlardı, baktım yine oradaydı! Beyoğlu barlarında içip içip kadınlara sarkıyorlardı, baktım yine o! Kadın kadına eğlenenleri aranıyor sanıyorlardı, baktım yine o! Sarışın ve güzel kadınları aptal süs bebeklerinden başka bir şey zannetmiyorlardı, baktım yine o oradaydı... (Bekir Coşkun'a saygılar...)

YER MİSİN YEMEZ MİSİN?
Ona diyorlar; yazar, edebiyatçı, müzisyen, aşk adamı... Sorarlar adama: Bu nasıl yazı? Aysun Kayacı her perşembe akşamı NTV'deki canlı yayında bir bomba patlatıyor. Sen oyna reyting, sen oyna! Sonra da hafta arasında köşe yazarları kıza döşeniyor, Aysun Kayacı yerden yere vuruluyor. Malumunuz sayın seyirciler, en son "Dağdaki çobanın oyuyla benim oyum neden eşit" buyurdu Kayacı. Bunu diyen sen misin, yer misin yemez misin! (Sanki başka kimsenin aklından bu fikirler geçmemiş gibi...) Tamam! Aysun Kayacı özellikle 'ayaktakımı' lafıyla canlı canlı politik bir yanlış yapmış olabilir. Kabul! Ama kafasındaki soru işaretlerini dile getiren bir gence cevap verirken niçin seviyeyi koruyamıyoruz? Misal; AKP Genel Başkan Yardımcısı 'Edepsiz Civciv'i yapıştırıveriyor anında... Ya da canlı yayın kazasının kralına imza atan Mehmet Ali Erbil aşağılamaya çalışıyor Aysun'u. Kolay lokma ya, manken ya, sarışın kadın ya.

SAKIN FİKRİNİ SÖYLEME!
Fikrinden dolayı okuluna korumayla gitmek durumunda kalıyor Aysun! Programa bir daha çıkmamayı düşünebiliyor. Ve gamzeli Tuna Kiremitçi kalkıp, şu cümleleri kurabiliyor: "Bütün erkek yazarlar gibi ben de Aysun Kayacı'yla akşam yemeğine çıkmak ve onunla temsili demokrasinin sorunlarından konuşmak istiyorum. Daha doğrusu, o düşüncelerini söylesin ve ben onun konuşmasını seyredeyim istiyorum." (Aysun onun gözünde seks objesinden başka bir şey değil hesabı...) Üstelik niyetini itiraf edecek kadar da cesurmuş Kiremitçi. En iyisi bütün bunları bir akşam yemeğinde tartışsınlarmış... Sorarım size ey vicdanlı okur. Genç bir kadın daha ne kadar aşağılanabilir, daha ne kadar hırpalanabilir, daha ne kadar canı acıtılabilir? 'Okumuş' sınıfına giren bu erkekler daha ne kadar ileri gidebilirler? Yoksa bu ülkede 'kadınsan ve güzelsen yapılamayacaklar listesine' bir de 'fikrini söyleme çarpılırsın' mı eklenmelidir? Demokrasi dedikleri nerededir? Ha nerededir?