kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 30 Mart 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Hatırla Sevgili'den bir sahne. Mahir Çayan (yemek yiyen) ve Cihan Alptekin (solunda) cezaevinden kaçtıktan sonra İstanbul'da barınamayıp Kızıldere'ye doğru yola çıkmadan önce.

Kızıldere katliamı sırasında Ziverbey Köşkü'nde işkence görüyordum

İLİŞKİLİ HABERLER
Kızıldere katliamı sırasında Ziverbey Köşkü'nde işkence görüyordum
Hatırla Sevgili dizisinin son bölümünde yayınlanan Deniz Gezmiş'in ölmeden önceki son sözleri değiştirilmişti. Tomris Giritlioğlu'nun proje sorumlusu, Nilgün Öneş, Leyla Olça ve Aylin Alıberen'in senarist, Ümmü Burhan'ın ise yönetmen olarak görev yaptığı dizide Deniz Gezmiş'in son sözleri olan: "Yaşasın tam bağımsız Türkiye! Yaşasın Marxizm- Leninizm! Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği! Yaşasın işçiler, köylüler! Kahrolsun Emperyalizm!" değiştirildi. Bunun yerine dizide Deniz Gezmiş ölmeden önce yalnızca: "Yaşasın tam bağımsız Türkiye," dedi. Senaryo danışmanları arasında sosyolog Ferhat Kentel'in de bulunduğu Hatırla Sevgili için bir süre danışmanlık yapan yayıncı Fahri Aral, daha önce bir açıklama yaparak: "Daha güzel bir dünya uğruna idam sehpalarına giden Denizler ve bu uğurda can veren onlarca arkadaşımın anısına saygı duyduğumdan dizinin danışmanlığından ayrılıyorum," demiş ve diziyle ilişkisini kesmişti. Görüşlerine başvurduğumuz Fahri Aral, dizi hakkında şunları söyledi: "Hatırla Sevgili'ye 10 bölüm boyunca danışmanlık yaptım, son kez Kanlı Pazar'la ilgili bölümden sonra bir açıklama yaparak ayrıldım. Önce onlar: 'Olaylarda İlim Yayma Cemiyeti yokmuş!' diyerek benim Deniz'in ağzından Vali Vefa Poyraz'la ilgili yazdığım repliği öne sürerek, artık benimle çalışmayacaklarını söylediler. Daha sonra arayarak, yanlış anlama olduğunu, danışmanlığımın devam ettiğini ifade ettiler. Ama bir bölüm sonra 'sanal' bir sahne yaratarak, İlim Yayma Cemiyeti'nin olayların içinde olmadığını ve yanlışlıkla karıştırıldığını 'anlatan' bir mizansen yarattılar." Fahri Aral, Kızıldere katliamından haberdar oluşunu ise şöyle anlattı: "Kızıldere hakkında bir şey söylemem zor. Çünkü olay sırasında Erenköy'de Ziverbey Köşkü'nde 'misafir' ediliyordum. Köşkün bahçesinden gözlerim bağlı olarak geçirilip, müştemilat gibi bir yerde dar bir beton zeminli ve sadece yatak atılmış bir odada, üzerimde kirli, yırtık bir asker pijamasıyla kalıyordum. Bir gece yarısı büyük gürültülerle uyandım, bitişikte tahmin ettiğim odaya külçe gibi bir şey atıldı ve kilitlenen kapının sesiyle birlikte 'Hadi zıbar bakalım burada...' diye bir konuşma duydum. Saatler sonra hem öksürük sesinden hem de gidip gelenlerin konuşmalarından, getirilen kişinin Ertuğrul Kürkçü olduğunu anlamıştım. Ertuğrul'un da Ankara'da ya da İstanbul'da yakalanıp, buraya getirildiğini tahmin ediyordum. Ne Kızıldere ne diğer olaylar, bunların hiçbirinden zaten haberim olamazdı. Birkaç gün sonra 'işkencem' tamamlanıp, sorguya alındığımda, gözlerim bağlı olduğu için sesinden tanıdığım ve daha önce 1. Şube'den aşina bir müdür yardımcısı: 'Bak artık bittiniz, her şey tamam, devlete karşı gelenlerin sonu bu işte...' diyerek gözlerimi açtı ve 1 ya da 2 Nisan tarihli gazeteleri önüme attı."
Haberin fotoğrafları