kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 16 Mart 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Cüneyye Salman Abdullah, kocasını kaybettikten sonra çocuklarıyla Türkiye'ye sığınmış.

Cüneyye Salman Abdullah: Kocamı öldürdüler kızlarımı kaçırdılar

"Kocam Kerküklü Türkmen bir şarkıcıydı. Kerkük'te düğünlerde, toplantılarda sahne alırdı, yerel televizyonlarda şarkılar söylerdi. Üç yıl önce Amerikalılar tarafından öldürüldü. Ona Türkmenlikten vazgeçmesini söylemişlerdi, o da reddetmişti. Cesedini bile bulamadık, bir mezarı bile yok. Kocam öldürüldükten sonra iki genç kızımı kaçırdılar, rehine olarak tuttular ellerinde. Onları serbest bıraktırmak için evimizi, arabamızı, bütün altınlarımı, her şeyimi sattım. Zengindik, maddi durumumuz çok iyiydi. 60 bin dolar karşılığında kızlarımı kurtardım. Bir hafta içinde kızlarıma her türlü işkenceyi yapmışlardı. Bu olayın akabinde pasaport çıkarıp Zaho'dan otobüse bindim ve altı kızımı ve bir oğlumu da yanıma alarak İstanbul'a geldim. Hiç kimsemiz yoktu. 15 gün Fatih Camisi'nin bahçesinde yattık. Çevredekilerin yardımıyla karnımızı doyurduk, daha sonra bir hoca bize bir ev buldu. İlk evimizde lağım patlayınca, şu an yaşadığımız eve yerleştirdiler bizi. Evimizin kirasını İHH karşılıyor, her ay bir koli gıda yardımı yapıyorlar, üstümüzdeki giyecekleri komşularımız verdi. Amerika Irak'a girmeden önce maddi durumumuz çok iyiydi, şimdi yardıma muhtacız. Ama namusumuzu korumak için ülkemizi terk etmek zorunda kaldık, bu yoksulluğa katlanmak zorundayız, çünkü çaresiziz. Pasaportumuzdaki vize süremiz dolduğu için oturma izni alamıyoruz, çalışma iznimiz zaten yok. Kızlarımdan biri kaçak olarak konfeksiyonda çalışıyor, biz bütün aile onun haftada bir getirdiği 70 YTL ile yaşıyoruz. Ben zaman zaman caminin bahçesinde su ve peçete sattım, ama ona da belediye izin vermedi. Büyük kızımın rahminde kist var, bazı geceler sancıdan yatamıyor ama parasızlıktan doktora götüremiyorum. Amerikalılar Irak'a girdikten sonra her şey daha kötü oldu. Zenginlerin kapılarının altından mesajlar attılar, 'Bize bu kadar para vermezseniz, hepinizi öldüreceğiz,' dediler. Amerikan askerleri, erkek olmayan evleri basıyorlar, kadınlara ve kızlara tecavüz ediyorlardı. Evli ve üç çocuklu teyzemin kızını kaçırdılar, önce tecavüz ettiler, sonra kafasını kesip bir boş alana attılar. Sonra da bize haber verdiler, 'Gidin cesedinizi alın, yoksa köpekler yiyecek,' diye. Kürtler de Amerikan askerleriyle işbirliği yapıyordu, onlar da benim evimi bastılar, bacağımda onların attığı kurşunların izleri duruyor hâlâ. Zaten bütün zulmü Araplarla Türkmenler görüyor. O yüzden burada sürünsem de, Irak'a dönmem, çünkü ne olursa olsun Türkiye'ye güveniyorum. Irak'ta Amerikalılar ve Kürtler olduğu sürece hiçbir şey düzelmez."