kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 16 Mart 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Pazar SABAH 
ÖNCEL ÖZİÇER

Acaba gagaya ne oldu?

Son iki üç yıldır, haziran başından ağustos sonuna kadar poposunu izlediğimiz bir hemcinsim var: Eda Taşpınar. Gerçi bu konuda kadının hiçbir suçu yok. Gerek televizyonların, gerekse gazetelerin Bodrum muhabiri arkadaşlarım, nedense ve artık her kimse, Eda Taşpınar'ın dibinden ayrılamıyorlar bir türlü. Gün geçmiyor ki "Eda bugün sağ dizini güneşe verdi," ya da "Bugün sol omuz başını yaktı," gibi abuk sabuk haberleri gözümüze sokmasınlar.

HER DAVETTE VAR
Eskiden karpuz kabuğu denize düştüğünde anlaşılırdı yazın geldiği, şimdiyse Eda mabadını şezlonga yayınca, "Oh bee artık denize girilebilir," diyoruz. Eli ayağı çok şükür tutan bu kişinin, her düğünün yengesi misali, her davetin vazgeçilmezi olmasından, yattığı yerde tüketmekten üretmeye vakit bulamadığı da anlaşılmaktadır. Bize ne tabii... Kadının parası var pulu var, o bir ikoncan, havası var! Ayrıca çalışmayı sadece ihtiyaç sahiplerinin gerçekleştirdiği zorunlu ve acınası bir eylem olarak da görüyor olabilir.

KUŞ TÜYÜ DÖNEMİ
Dediğimiz gibi bu tip tercihler kimseyi ilgilendirmez. İster karınca gibi çalışır, ister kertenkele gibi güneşe yayılır. Ama kendisini her gün gazete sayfalarında ayrı bir 'acayip' giysiyle görmezse içi rahat etmeyen Eda, orasına burasına kuş tüyleri tıkıştırıp poz verirse, işte o beni çok ilgilendirir sevgili okur-dostlarım... Şimdi şu fotoğrafa bir daha bakın. O tüyler, göç yolunda Türkiye'ye uğrama talihsizliğinde bulunmuş güzeller güzeli bir yaban ördeğine ait... Hani şu yare karşı uçup giden yeşil başlı gövel ördek dediklerinden... İşte elbisenin üzerinde kalıntılarını gördüğünüz bu ördekciği de Eda'nın sevgilisi Nurettin Hasman vurmuş. O da artık rengini mi şeklini mi beğendi bilinmez, hobi amaçlı öldürülen bu garip kuşun etini yemiş yemiş bitirmiş, fakat ceset parçalarını atmaya kıyamamış. Ve basın mensuplarına, yaratıcılığın sınırlarını zorladığı kostümüyle de şu açıklamayı yapmış: "Bu ördeği Nurettin vurdu. Önce evimizde etini yedik. Sonra da tüylerini kuruttum ve elbiseme diktim. Gerçi biraz kokuyordu ama bu beni rahatsız etmedi!"

SEVGİLİSİ AVLAMIŞ
Memlekette et satın alacak kasap kalmadı ya... Kala kala bir avuçcuk canı olan ördeğe kalmışlar işte... Sevgilisi, aç karınlarını doyurmak için ava çıkmış. Eda da ev ekonomisinden anlayan bir mağara kadını olarak, o küçücük hayvanın etinden tüyünden vs. yararlanıvermiş. Avcılık sporuyla (!) ilgili düşüncelerimi burada defalarca yazmıştım. İnsanoğlunun öldürmeye duyduğu bu merakından, 'onlardan' biri olarak, nasıl utanç duyduğumu yani... Tekrarlamaya gerek yok. Ben sadece ördeğin etini yiyip, tüyünü memesine diken Eda'nın, tek kalan parça 'gaga'yı ne yaptığını merak ediyorum. Onu da bir şekilde, uygun bir yerde değerlendirmiştir herhalde, değil mi?