kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 14 Mart 2008, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Diyalize bağlı yaşadım ama okulu bırakmadım

DİDEM SEYMEN
13.03.2008
Bugün Dünya Böbrek Günü! Doğuştan böbrek hastası olan ve sekiz yıldır diyaliz makinesine bağlı olarak yaşayan Esra Özgen, çocuk hastalara seslendi: Okulu kesinlikle bırakmayın! Mücadeleden vazgeçmeyin ve hayalleriniz için savaşın!..
İLİŞKİLİ HABERLER
Diyalize bağlı yaşadım ama okulu bırakmadım
Özgen Ailesi'nin en küçük ferdi olan Esra Özgen, doğuştan böbrek hastası. Doktorlar, henüz 2 yaşındayken 'sistinosis' teşhisi konulan Esra'nın böbrek nakli olmasının mümkün olmadığını söylediler. Esra, tam 8 sene boyunca her gün 13 saat diyalize bağlı yaşadı. Türkiye'de her 100 böbrek hastası çocuktan sadece biri eğitimine devam edebilirken, o zoru başardı ve okuluna bir gün olsun ara vermedi.

Azimle mücadele etti
Özel Gaziosmanpaşa Hastanesi Organ Nakli Merkezi Sorumlusu Doç. Dr. Alp Gürkan, Esra'nın hastalığına Türkiye'de çok nadir rastlandığını belirtti ve minik kızın gün geçtikçe daha da iyileştiğini söyledi. Annesinin kendisine verdiği böbrek sayesinde hastaneden taburcu olmaya hazırlanan Esra, azmin elinden hiçbir şeyin kurtulamayacağının canlı kanıtı gibi...

* 7 yaşında diyalize bağlandın. Şimdi 15 yaşındasın. Bu 8 yıllık tedavi süreci, seni nasıl etkiledi?
Bebekliğimden itibaren her gün ilaç kullandığım için bir şeylerin farkındaydım. Fakat diyalizi kabul etmedim. Okula gitmek istiyordum. Diyaliz ne demek bilmiyordum. Tek isteğim bir an önce hastaneden çıkmaktı. Annem, babam, ablalarım, doktorlarım ve psikologlar bana çok destek oldu. Onların sayesinde daha kolay kabullendim diyalizi...

* Sana neler yasaklandı?
Patates kızartması, cips, ayran ve su başlıca yasaklardı. Okulda arkadaşlarım ayran içerken onlara özenerek bakardım. Benim yüksek tansiyonum vardı. Ben sadece annemin yaptığı tuzsuz ayranı içebiliyordum.

Hiç hasta olmadım ki!
* Bu yasaklarla yaşamak, seni çok zorlamadı mı?
Ben hiçbir zaman bir hasta gibi yaşamadım. Her zaman pozitif oldum. Okulumu bir gün bile bırakmayı düşünmedim. Her gün annem beni okula götürdü, getirdi. Her hafta sonu sinemaya gittim. Sadece akşamları 13 saat diyalize bağlanmak beni üzüyordu ama onun dışında hep mutluydum.

* Hastalığı kabullendin yani?
Hayır, aksine hastalığı hiçbir zaman kabul etmedim. Bana, "Sana böbrek nakli yapılamaz" dediklerinde bile ümidimi kaybetmedim. Ailem yanımdaydı. İyileşeceğime inandık.

* Okulu ve diyalizi birarada götürmek zor muydu?
Beni okula her sabah annem götürdü, öğleden sonra gelip aldı. Hastaneye kontrole gittiğim günlerde okula gidemiyordum. Arkadaşlarım ve öğretmenlerim bana hep destek oldu. Ben su içemediğim için arkadaşlarım da benim yanımda su içmiyorlardı. Beni üzmemek için, yanımda abur cubur bile yemiyorlardı.

* Kaç yıl bu şekilde yaşadın?
İlk 6 sene ilaç tedavisi gördüm fakat zamanla yetersiz gelmeye başladı. Devamlı yorgundum ve halsizdim. Tansiyonum çıkıyordu. 7 yaşından sonra hayat benim için, makinem, okulum ve ailemden ibaret hale geldi.

* Bu uzun süreçte organ nakli için listeye girdin mi?
15 senedir organ bekleme listesindeydim. Bir kere bile arayan olmadı. Hep umutla bekledim ama olmadı.