kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 10 Mart 2008, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

"Emekli olduktan sonra konuşsunlar"

ANKA
Yeni Haber
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Danıştay Başsavcısı Tansel Çölaşan'ın 27 Mayıs ve Adnan Menderes'le ilgili açıklamalarına yanıt verdi. Çiçek, "Yargı mensupları konuşacaksa emekli olduktan sonra konuşsunlar, ona engel yok. İfade özgürlüğü var, 301'e girmez" dedi.

Cemil Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu. Çiçek, Çölaşan'ın açıklamalarının hatırlatılması üzerine hukuk adamlarının hukukun dışında gelişen olayları tasvip etmesinin doğru olmadığını söyledi. Çiçek şöyle dedi:

"Yargı, devletin en önemli erklerinden bir tanesidir. Mümkün olduğu kadar tartışma dışı tutulması lazım. Hepimizin saygı göstermesi lazım. Hele yargı mensupları kamuoyuna yapılan açıklamalarda kurumlarıyla ilgili tartışmaları beraberinde getiriyor. Bu tür beyanlar kurumları tartışmaya açar. Çok doğru olmaz. Yani kim bu ülkede çözüm arayacaksa hukukun içinde aramalıdır. Kaldı ki 27 Mayıs'ın halen tasvipkarı var mı bu ülkede onu da bilmiyorum. Yani üç tane devlet adamını asarak bu ülke ne elde etmiştir. Ona da oturup iyi bakmak lazımdır. Ben de eski bir adalet bakanı olarak yargı mensupları keşke konuşmasaydı diyorum. Batıda bir başsavcının, bir mahkeme başkanının konuşmasına şahit olan var mı bilmiyorum. Bunlar kurumları da yıpratıyor. Buna hepimizin dikkat etmesi gerekiyor. Hele hele, toplumda derin ve büyük yaralar açmış konu ise hukuk adamları konuşacaklarsa da emekli olduktan sonra konuşurlar buna engel yok. İfade özgürlüğü var, 301'e girmez."

"YOUTUBE'A DÜŞENLER AÇIKLAMA YAPSIN"

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, youtube internet sitesinde yayınlanan ses kayıtlarıyla ilgili herhangi bir müracaat olmadan yargının harekete geçmesi gerektiğini söyledi. Çiçek, "Eğer bunlar söylenmemiş ise ortada suç teşkil eden hususlar vardır. İlgili makamlara başvurmaları lazım. Söyledilerse o zaman içeriği suç teşkil eder bunların. Bunun için de yargı makamlarının görev yapmaları gerekir" dedi.

SİYASİ AÇILIM YOK

Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Bir gazetecinin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın sözlerine atıfta bulunarak, terörle mücadelede yeni bir siyasi açılımın olup olmayacağı şeklindeki sorusu üzerine, Başbakan Erdoğan'ın yeni bir açılımdan söz etmediğini o kelimenin dışarıdan telkin edildiğini belirtti. Terörle mücadelenin sadece askeri mücadeleden ibaret olmadığının herkes tarafından bilindiğine işaret eden Çiçek, "Onun yanında siyasi, kültürel ekonomikBakın 'siyasi açılım' değil. Siyasi, kültürel, ekonomik başkaca tedbirlerin alınması gerekmektedir" dedi. Çiçek, Türkiye'nin imkanları dahilinde bu tedbirleri uygulamaya koyduğunu belirterek, Irak Devlet Başkanı Celal Talabani'nin ziyaretinin de siyasi bir çaba olduğunu kaydetti.

KAMUOYUNU MERAKTA BIRAKMASINLAR

Çiçek, youtube internet sitesinde bazı devlet adamlarına ait ses kayıtlarının yayınlanmasıyla ilgili değerlendirmesinin sorulması üzerine ismi geçenlerin konuyla ilgili bir açıklama yapmaları gerektiğini söyledi. Çiçek, "Kamuoyunu bu kadar merakta bırakmaları doğru olmaz. Üstelik de bu isimleri geçenler belli görevleri yapmış ya da yapmakta olan insanlardır. Biz siyasetçiler olarak iki satır bir şey çıkmış olsa doğrudur veya yanlıştır diyoruz. Onların da kendileriyle ilgili önemli iddialar gündeme geldiğine göre bence bir açıklama yapmaları gerekir" dedi.

İsmi geçen kişilerin eğer o sözleri söylemediyse ilgili makamlara başvurmaları gerektiğini ifade eden Çiçek şöyle dedi:

"Söyledilerse, o zaman içeriği suç teşkil eder bunların. Bunun için de yargı makamlarının görev yapmaları gerekir. Türkiye'de aslında hiçbir şey boşlukta değildir. Kimin yaptığı iş yasalara aykırıysa bir iki istisna dışında özel bir müracaata gerek olmaksızın yargı makamlarının kendiliğinden harekete geçmiş olmaları gerekir diye düşünüyorum."

KAMUOYUNU BİLGİLENDİRMEK ETİK SORUMLULUK MESELESİDİR

Bakan Çiçek, geçen dönem internet suçlarıyla ilgili yasal düzenleme yaptıklarını ifade ederek, bu alanın yeni bir alan olduğu için yasal bazı boşlukların olabileceğine dikkat çekti. Yasadışı dinlemenin suç olduğunu söyleyen Çiçek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Burada iki şeyi birbirinden ayırmak lazım. Özü itibarıyla doğru olabilir ama o bilgiye erişmek yasadışıdır. O zaten 1 Haziran 2005'te yürürlüğe giren ceza kanununda ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. O noktada bir boşluk yok. Yasadışı yollardan bu dinlemeler yapıldıysa o bizatihi suçtur. Ama içeriğine baktığınız zaman o kişiler demeli ki 'biz bunları dedik' ya da 'demedik'. İlla da suç olması gerekmiyor. Belli görevleri yapan insanlar bakımından kamuoyunu bilgilendirmek bir etik sorumluluk meselesidir. Bunun yapılmasında fayda vardır diye düşünüyorum."

"KEÇİNİN KUYRUĞUNA BAKARAK HAVA TAHMİNİ YAPMAYIN"

Hükümet Sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Irak Devlet Başkanı Celal Talabani'nin Türkiye ziyareti sırasında "Kürdistan" kelimesini kullandığı zaman yüz ifadesinin değiştiğine yönelik haberleri anımsatan bir gazeteciye, "Yüz hareketlerimizin de okunduğuna ilk defa şahit oluyorum. Bu, keçinin kuyruğuna bakarak hava tahmini yapmaya benzer. Siz, hiç keçinin kuyruğuna bakarak hava tahmini yapmayın. Hava açık dersiniz yağmur yağar" dedi.

Çiçek, Başbakan Erdoğan başkanlığında toplanan ve yaklaşık 5 saat süren Bakanlar Kurulu toplantısının ardından kurulun gündemine ilişkin gazetecilere açıklamalarda bulundu. Çiçek, açıklanan milli gelir rakamları hakkında TÜİK yetkililerinin bakanlara sunuş yaptığını ifade etti. Türkiye'nin geldiği yeni durumun yeni kriterlere göre tespiti amacıyla böyle bir hesaplamanın yapıldığını kaydeden Çiçek, her ülkenin, belli aralıklarla ülkesiyle ilgili tahminlerinde, güncellemeler ve değişikler yaptığını söyledi. Avrupa Birliği konusunda bazı eleştiriler getirildiğini anımsatan Çiçek, "Her alanda AB'ye uyum söz konusu olacaksa, bu milli gelir hesaplarıyla ilgili olarak kullanılacak ölçekler, kriterler açısından da lazım. Bu güncellemenin temelinde yatan sebeplerden bir tanesi de bu uyumun sağlanmasıyla ilgilidir. Yani İngiltere'de, Fransa'da, Almanya'da, bir AB ülkesinde milli gelir hangi kriterlere göre hesaplanıyorsa, Türkiye'nin de buna paralel, dünyadaki gelişmelere paralel bu yöntem değişikliğini yapması gerekiyor" dedi.

KESİN OLARAK RAKAMLARIN GÜNCELLENMESİ GEREKİYOR

Çiçek, 2002 yılında iş yeri bazlı anketlerde, çalışan sayısının 2 milyon 133 bin iken bugün 3 milyon 545 bine çıktığını, 2006 yılında 15.2 milyon olan konut sayısının bugün 23.5 milyon olduğunu, ortalama kira bedelinin ise eski hesaplamalara göre, 163 YTL iken, bugün 299 YTL'ye çıktığı örneklerini vererek şöyle dedi:

"Demek ki rakamlarda ve kapsamda değişiklikler olduğu zaman, yöntemde değişiklik olduğu zaman son durumu belirlemek için bu değişikliklerin, bu çalışmaların yapılması gerekiyor idi. Kaldı ki en önemli bir şey daha yapılmıştır. Bildiğiniz gibi adrese dayalı nüfus sistemine göre, Türkiye'nin artık ne kadar nüfusunu kesin olarak belli olduğuna göre bu rakamların güncelleşmesi gerekiyor."

SERBET BÖLGELERE YENİ DÜZENLEME

Toplantıda, Başbakan Erdoğan'ın, İzmir'e hafta sonu yaptığı ziyarette gündeme getirdiği serbest bölgeler konusunun da ele alınarak, ilgili bakanların, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren başkanlığında bir değerlendirme yapacağını ve ihtiyaçlara göre ihtiyaca göre yasal düzenleme ya da başka bir çalışma yapılacağını açıkladı.

KIBRIS SORUNUN BİR AN ÖNCE ÇÖZÜMÜNÜ İSTİYORUZ

Çiçek, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın Türkiye'ye yaptığı ziyaret hakkında da değerlendirmelerde bulunarak, Kıbrıs sorunun çözümü konusunda bir beklentinin bulunduğunu söyledi. Çiçek şöyle dedi:

"Türkiye ve KKTC, tekrar ifade ediyoruz ki bu sorunun biran evvel çözülmesini arzu etmektedir. Yakın tarihin de en uzun süren uluslararası uyuşmazlıklarından, itilaflarından biridir. Türkiye de KKTC de bugüne kadar yapılan bütün müzakerelerde soruna kalıcı çözüm için çaba sarf etmiştir. Tabii, bunun kuralları var, parametreleri var. Orada iki ayrı devlet var, iki ayrı toplum var, iki ayrı demokrasi var, iki ayrı eşit halk var. Türkiye'nin garantileri var. Bu manada, BM'nin hazırladığı, Türk tarafındın kabul edip, Rum tarafının reddettiği bir Annan Planı var. Bundan geriye gidilmeksizin, bu müzakerelerin bu sene içinde tekrar ele alınacağı bilinmektedir. Bunu için bir değerlendirme için Sayın Talat Türkiye'yi ziyaret etmiştir."

IRAK'LA İLİŞKİLER YENİ BAŞTAN GÖZDEN GEÇİRİLDİ

Talat'ın ziyaretinin ardından Irak Devlet Başkanı Talabani'nin de Türkiye'ye geldiğini anımsatan Çiçek, Irak ile ilişkilerin yeni baştan gözden geçirilmesinde ve en üst düzeyde ele alınmasın sayısız faydaları olduğunu vurguladı. Çiçek, görüşmelerde terör konusun kapsamlı bir şekilde ele alındığını kaydederek, bu alanda somut işbirliği yönündeki iki tarafın iradesini ortaya koyduğunu ifade etti.

"KEÇİNİN KUYRUĞUNA BAKIP HAVA TAHMİNİ YAPMAYIN"

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Çiçek, Talabani'nin ziyareti sırasında yapılan basın açıklamasında Talabani'nin "Kürdistan" kelimesini kullanmasın kamuoyunda rahatsızlık yarattığını ve bunun kendisinin yüz ifadesine de yansıdığını belirten bir gazetecinin, "Bu rahatsızlık Bakanlar Kurulunda gündeme geldi mi?" sorusu üzerine Çiçek, "Yüz hareketlerimizin de okunduğuna ilk defa şahit oluyoruz. İnsanız, sabahtan itibaren yorgunluk oluyor. Bununla ilgili çok güzel fıkralar var ama bunu anlatmam fevkalade zordur. Yani şeye bakarak hava tahmini yapmak anlamına gelir. O türlü yorumlara girmeyelim" dedi.

Kendisinin bir devlet görevi yaptığını anımsatan Çiçek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Temsil ettiğim devlet Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve onun hükümetidir. Bunu en iyi şekilde yapmaya çalışırız. İnsanlara göre yakınlığınıza veya uzaklığınıza göre davranışınızı ayarlayamazsınız. İnsanları seversini sevmezsiniz bu s izin kişisel tercihinizdir. Ama Türk milleti misafirperverdir.. Gelen konuk kim olursa olsun hele hele bir ülkenin cumhurbaşkanıysa buna saygı göstermek bizim devlet terbiyemizin bir gereğidir. Hiç yüz ifadelerine bakarak, şuraya buraya yöneltmek ve bir yorum yapmak çok doğru olmaz diye düşünüyorum. Bu konu biraz da speküle edilmiş. Kimisi 'ben niye görevlendirildim', öbürü 'niye böyle oldu' tarzındaBunların hiçbiri doğru değildir. Ülkesine gelen bir cumhurbaşkanıysa onun konumuyla bir karşılama ve uğurlama yapmak bizim devlet terbiyemizin gereğidir. Başka türlü değerlendirme doğru olmaz. O keçinin kuyruğuna bakarak hava tahmini yapmaya benzer. Siz hiç keçinin kuyruğuna bakarak hava tahmini yapmayın. Hava açık dersiniz yağmur yağar.