Askeri siyasetin içine çekti

Askeri siyasetin içine çekti
"Bütün büyük tarihi olaylar gibi II. Meşrutiyet de ak-kara diye tasnif edilemeyecek kadar karmaşıktır. Pozitif yönlerine baktığımızda, Türkiye'de anayasallık, kuvvetler ayrılığı, seçim, milli irade, vatandaşlık, kanun önünde eşitlik gibi değerlerin ve kurumların gelişmesinde II. Meşrutiyet'in katkısı çok büyüktür. O kadar ki, Mahmut Goloğlu gibi bazı tarihçiler, Milli Mücadele'yi yürüten TBMM dönemini III. Meşrutiyet olarak nitelendirmişlerdir. Gerçekten o mecliste meşrutiyetin estirdiği bu kavramlara dayalı siyasi kültür son derece güçlüydü. II. Meşrutiyet'in bir diğer pozitif yönü, hukukta, eğitimde ve orduda yaptığı modernleşme ıslahatlarıdır ve bu açıdan başarılıdır. 1912'de Balkan Harbi'nde utanç verici bir mağlubiyete uğrayan ordu, bu reform ve İttihatçıların getirdiği ruh sayesinde üç yıl sonra Çanakkale Destanı'nı yazacaktır. Olumsuz yönlerine baktığımızda ise... Devrim, taşları yerinden oynatarak büyük sarsıntılar yaratmıştır. Orduyu siyasileştirmiş, siyasetin içine çekmiş, ilk askeri darbeyle askeri diktatörlük kurmuştur. Yönetimdeki acemilikler ve naif bakışları Balkan faciasına yol açmıştır. Birinci Dünya Savaşı'na girilmesinde, devrimle iktidara gelen genç kadronun tecrübesizliği ve kontrolsüz heyecanı önemli rol oynamıştır."