kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 9 Mart 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Bugün de tartışılıyor...

MEHMET ALTAN (Star)..
1908'de de 'bir karış toprak vermeyiz' lafı vardı
"1908'le 2008 arasındaki en önemli benzerliklerden biri, 1908'deki açılımlar ve özgürlükler, Osmanlı İmparatorluğu'nun tarihinde görmediği bir döneme işaret ediyordu. O zamana kadar, öyle bir özgürlük genişlemesi hiç yaşanmamıştı. II. Meşrutiyet, Osmanlı İmparatorluğu'nun tarihinde görmediği kadar geniş bir özgürlük demetini topluma uzatmıştır. 2008 itibariyle de, Türkiye'nin sekiz uyum paketiyle gelen AB uyum süreci kadar radikal hukuksal bir demokratikleşme paketi, tarihte eşi yok. Avrupa Birliği'nin Türkiye'ye verdiği özgürlüklerle 1908'deki reform ve özgürlük hareketi birbirine çok benziyor, hatta bu iki hareket birbirine özdeştir bile diyebilirim. 1908'deki özgürlük genişlemesi, arkasından muazzam bir İttihat Terakki baskısı, sopalı bir faşizm getiriyor. Ve nihayetinde muazzam bir dağılma süreci... II. Meşrutiyet'in genişlemesi, kalıcı bir durum olmaktan çıkıyor ve dağılma sürecindeki geçici bir oksijen makinesi olarak kalıyor. 2008 Türkiyesi'ne dönersem... Maalesef Avrupa Birliği sürecinin durduğu, militerleşme, askerileşme, hamasi siyasi milliyetçiliğin genel seçimler öncesinden başlayarak bugüne dek gittikçe daha çok öne çıktığı bir tablo var önümüzde. Türkiye'nin Avrupa Birliği'yle AKP dönemindeki ilişki biçimde bir duraklama, bir patinaj görüyoruz. Ayrıca bugün itibariyle Türkiye'de uzun vadeli analiz yapmak zordur. Konjonktür açısından baktığımda maalesef umut veren bir tablo yok. Umarım 2008, 1908'e oranla özgürlüklerin geçici bir parantez içi olmaktan çıkıp yerleşik bir yaşam biçimi olmasını yanında getirir. AKP bize AB sürecinde reform sözü verdi. Marta geldik ve ortada bir şey yok. Bugün açısından umutlu bir tablo yok karşımızda, ekonomik olarak 2008'in kötü geçme ihtimali de çok yüksek. Daha vahim olanı ise şu: 1908'in gündemiyle 2008'inki aynı. İttihat Terakki'nin ilk bildirisinde, 'Osmanlı İmparatorluğu'ndan çakıl taşı alamazlar!' denilir. Şeriat, bölücülük korkuları, çeteler... Hiç birinde değişiklik yok. 1908'deki bir gazeteyi günümüzün mizanpajıyla önünüze koysam, bugün yazılmış zannedersiniz! Bunları hâlâ konuşuyor olmamızın arkasındaki vehamet, gündemin 100 yıldır değişmemiş olması."