kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 2 Mart 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Vakıflar Yasası bu yaraya merhem olamaz

BARIŞ ERDOĞAN
Son yılların en tartışmalı konularından olan Vakıflar Yasası, geçtiğimiz hafta TBMM'den uzun ve sert tartışmalar sonucu geçti geçmesine ancak sular durulmadı. Zira muhalefet partilerinin karşı çıktıkları bu yasa, hukukçulara göre cemaat vakıflarının taleplerini karşılamaktan çok uzak..
Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne (VGM) göre yeni çıkan Vakıflar Yasası'yla birlikte, 212 parça taşınmaz eski sahiplerine teslim edilecek. Ancak Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfı'nın (TESEV) "Vakıflar Kanunu: İzleme Faaliyeti" başlıklı, henüz nihayete ermemiş çalışmasına göre cemaatlerin talepleri bu rakamın çok üzerinde; Rum Cemaati 992, Ermeni cemaati 32, Yahudi cemaati ise 24 adet taşınmaz malın tapusuna sahip olmasına rağmen, devlet hayri ve fiili işlevini kaybettikleri ya da 1936 yılı beyannamesinde bildirilmediği için bu taşınmazlara el koydu. El konulan taşınmazlar arasında çok sayıda ibadethane, arsa, dükkân, ev ve mezarlık bulunmakta. Bu vakıf mallarının büyük kısmı İstanbul'un Adalar, Beyoğlu, Fatih ve Şişli ilçelerinde bulunuyor. TESEV yetkilileri, çalışma sona erdiğinde bu sayının artabileceğini belirtiyor.

AİHM YASAYI BEKLİYORDU
Devlet tarafından el konulan vakıf malları ile ilgili olarak AİHM'nin önünde bekleyen 31 dava var. AİHM en son İstanbul Fener Rum Lisesi Vakfı'nın açtığı bir davada Türkiye Cumhuriyeti'ni haksız bulmuş ve vakfa 910 bin avro tazminat ödenmesini hükmetmişti. Bu karardan sonra AİHM, TBMM'den geçen yasanın sonuçlarını görmek için önünde bekleyen davaları dondurdu. Ancak TESEV uzmanı Dr. Dilek Kurban, çıkan yasanın sorunları çözmediğini savunarak AİHM'nin davaları çok kısa sürede yeniden görüşmeye devam edeceğine dikkat çekiyor: "Gerekli yasal düzenlemeler zamanında yapılmadığı için Türkiye, Rum Lisesi Vakfı davasında cezaya çarptırıldı. Sadece bir davada 910 bin avro... AİHM'de birçok dava var ama mahkeme bu yasayı görmek için davaları dondurdu. Ancak bu yasa AİHM'deki davalara çözüm getirmiyor. Çünkü el konulan bütün malların iadesini ve üçüncü kişilere geçmiş malların tazminini öngörmüyor. Dolayısıyla bu demek ki AİHM'ye yeni davalar gitmeye devam edecek ve AİHM'deki davalar yeniden görüşülmeye başlanacak."

TAZMİNATLARI VATANDAŞ ÖDÜYOR
Dr. Dilek Kurban, bu tazminatların aslında zamanında gerekli yasal düzenlemeleri yapmayan hükümetler yüzünden sıradan vatandaşların cebinden çıktığına dikkat çekiyor: "Bu tazminatları da bizim gibi vergi mükellefi vatandaşlar ödemiş olacak. Biz 'Devletin yanlış politikaları yüzünden bu tazminatları ödemek istiyor muyuz?' Milletvekilleri bunu hiç tartışmıyorlar."

SORUN NASIL ÇIKTI?
Atatürk döneminde, 1935 yılında, vakıf kayıtlarının düzenlenmesi amacıyla Vakıflar Kanunu çıkarıldı. Bu yasaya göre Müslüman, gayrimüslim tüm vakıflardan ellerindeki mal varlıklarının listesi istendi. 161'i azınlık olmak üzere bütün vakıflar, ellerindeki malların listesini 1936 yılında devlete bildirdiler. 1960'larda Kıbrıs sorunu patlak vermeye başlayınca Vakıflar Genel Müdürlüğü, sadece gayrimüslim vakıflardan ellerindeki malların listesini yeniden istedi. Aradan geçen zaman içinde vakıfların satış, bağış ya da miras yoluyla edindiği mallarına, vakıf senetlerinde mal edinmelerine dair bir madde olmadığı gerekçesiyle devlet el koydu. Normalde padişah fermanıyla kurulmuş bu vakıfların zaten vakıf senetleri yoktu. Bu yorum daha sonra 1971, 1974 ve 1975 yıllarında Yargıtay kararlarıyla da onaylandı. Bunun dışında 10 yıl boyunca yönetici ataması yapılamayan, cemaatlerini kaybeden okul, kilise gibi vakıf malları da hayri ve fiili işlevini kaybetmiştir gerekçesiyle VGM'nin kontrolüne geçti. Böyle vakıflara da mazbut vakıf ya da mazbutaya alınmış vakıf adı verildi.

HERKESE AYRI VURDU
Geçmiş dönemde Rum cemaati mazbut vakıflar uygulamasından; Ermeni cemaati ise en çok 1936 beyannamesi nedeniyle mağdur oldu. TESEV Demokratikleşme Programı yöneticisi Dr. Dilek Kurban: "Rum cemaati en çok mazbut vakıf uygulamasından yara aldı. Cemaatin nüfusu özellikle 1960'lar ve 1970'lerde 6-7 Eylül olayları ve Kıbrıs sorunu nedeniyle çok azaldığı için, VGM yetkisini kötüye kullanarak cemaati kalmamış kiliseleri, öğrencisi kalmamış okulları hayri ve fiili işlevi kalmadığı gerekçesiyle el koydu. Tırnak içinde bu mallar devlet koruması altına alındı." dedi. Fener Rum Patrikhanesi'nin verdiği bilgilere göre 24 Rum vakfı mazbataya alındı. Dr. Dilek Kurban, Rumlara göre nüfusları daha fazla olan Ermeni cemaatinin özellikle 1936 beyannamesi uygulamasından zarar gördüğünü belirtiyor. Miras, bağış ya da satın alma yoluyla 1936'dan sonra edindikleri malları kaybettiler.
Haberin fotoğrafları