kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 18 Şubat 2008, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Erdoğan, SABAH Genel Yayın Yönetmeni Ergun Babahan’ın yönettiği programda gazeteci Hasan Cemal ve Mustafa Karaalioğlu ile Prof. Beril Dedeoğlu’nun sorularını yanıtladı.

Başı açık da güvenmeli

ANKARA
Hiçbir mahallede başı örtülü, açık sıkıntısı yok. Aynı ailede başı örtülü, açık yaşamıyor muyuz? Benim ailemde de var

Alanlara insanlar gelip toplanıyor. Gerilim istesek 10 katını toplarız. Ama sabır telkin ediyoruz. Burada parlamento var

Başbakan Tayyip Erdoğan, atv'nin canlı yayınında gazetecilerin sorularını yanıtlarken türbandan, Ergenekon soruşturmasına, Irak'lı Kürtlerle diyalogdan, Avrupa Birliği'ne ve ekonomiye kadar pek çok konuda önemli açıklamalar yaptı. Programda öfke ve gerginliğine ilişkin esprilere gülerek yanıt veren Başbakan, "Üzerinizde mahalle baskısı hissediyor musunuz" sorusuna "Mahalle baskısını hissediyoruz tabii. Asıl mahalle baskısı işini iyi tahlil edecek olursak, medya haberlerinde bu mahalle baskısını hissediyorum" karşılığını verdi. Dolmabahçe Sarayı'nın Başbakanlığa tahsis edilen binasından yapılan yayının bir numaralı gündem maddesini türban tartışmaları oluşturdu.

SESSİZ YIĞININ TEMSİLCİSİ: Erdoğan, gelişmelerden kaygı duyanlara yönelik eleştiri ve öfkesine ilişkin şunları söyledi: "Bu geçen haftanın gerilimi filan değil. Ben her şeyden önce sessiz duran yığınların bir temsilcisiyim. Kimsesiz yığınların bir temsilcisiyim. Alanlara, belli insanlar gelip toplanıyor. Onlar da benim vatandaşım. Ve oralarda bazı senaryolar düzenleniyor. Ben onları da sabırla izliyorum. Eğer gerilim taraftarı olsam, o meydanlara 10 katını biz toplarız. Ama biz hep sabır telkin ediyoruz. Niye? Çünkü burada bir parlamento var, 'egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' diyor. Eğer milletin temsilcisi, milletvekilleri, '411 milletvekilinin eli kaosa kalkıyor' nitelemesini görürsem, bu ifadeye katlanamam. Çünkü bu ifade yenilir, yutulur bir ifade değildir. Bu ifade, parlamentonun onuruyla oynamaktır. Bu ifade, milletvekillerinin onuruyla oynamaktır."

BAŞI AÇIKLARIN GÜVENCESİ: CHP lideri Deniz Baykal'ı eleştiren ve seçimlerden önce çözüm bulmak için türbanlılardan oy istediğini söyleyen Başbakan, konunun rejim meselesi haline getirilmesinin doğru olmadığını söyledi. Erdoğan, seçimden önce ve seçim gecesi "başı açıkların da başı örtülü olanlara ayrım yapmayacağı" sözünü anımsattı ve "Başı açık olan kardeşlerimin güvencesiyiz, aynı şekilde başı örtülü olanın da güvencesi olmak istiyoruz. Türkiye'de niçin bu sıkıntı olsun? Gelin, hep beraber aşalım" diye konuştu.

KARARA SAYGILIYIZ: Erdoğan, anayasa değişikliğinin ardından tansiyonu düşürmek için ne yapacakları sorusunu yanıtlarken, "çene altı bağlama" formülü içeren YÖK yasası değişikliği için Anayasa Mahkemesi kararını bekleyeceklerini söyledi: "Atılan bir adım var. Cumhurbaşkanımızın bunu nasıl değerlendireceği, eğer onaylarsa CHP Anayasa Mahkemesi'ne gidebilir. Anayasa Mahkemesi'nin ondan sonra vereceği karar, şekil noktasındadır, Tersini verirse bilemem. 367 olayı yaşadığımız için söyleyecek bir şey yok. 17'nci madde için MHP ile mutabakat gereği hareket ediyoruz. Değişiklik için Anayasa Mahkemesi'nin kararını bekleyeceğiz."

DİN DEVLETİ İSTEMİYORUZ: Erdoğan, türban değişikliğinden sonra yaşam şeklinin tehlikeye gireceğine ilişkin kaygılara da şöyle yanıt verdi: "Bir din devleti peşinde değiliz, böyle bir gayretimiz yok."

AÇIK, ÖRTÜLÜ HEPSİ KARDEŞİM: Vatandaşlar arasında ayrım olamayacağını belirten Erdoğan, laikliğin istismar edilmesinden yakındı. Provokatif eylemler olabileceği uyarısında bulunan Erdoğan, "Hiçbir mahallemizde başı örtülü, başı açık sıkıntısı yok ki. Aynı ailede başı örtülü, başı açık yaşamıyor muyuz? Benim kendi ailemin içinde, partimin içinde var. Beraber yaşıyoruz, mücadele ediyoruz. Açık, örtülü hepsi kardeşimdir. Hepsinin güvenliği bana emanettir. Ülkenin rejim sıkıntısı diye bir şey yoktur. Bunu çıkaranlar sadece bir rantın peşindedir. Yıllarca sömürdüler artık izin verilmeyecek" dedi.