kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 4 Şubat 2008, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

'2007 reformlar için kayıp bir yıl oldu'

2007 yılının seçim yılı olması nedeniyle reformların aksadığını kabul eden Dışişleri Bakanı Babacan iddialı konuştu: Meclis, parlamento ve cumhurbaşkanı yenilendi. 2008 kesinlikle AB yılı olacak..
Kriter dergisi için gazeteciMehmet Ali Birand'ın sorularını yanıtlayan Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Türkiye'nin AB'ye tam üyelik sürecinin aksadığı yönündeki eleştirilere yanıt verdi. Babacan'ın, sorulara verdiği yanıtlar şöyle:

* Sayın Cumhurbaşkanı '2008 Avrupa Yılı' olacak dedi. Siz buna katılıyor musunuz? Hükümet bu işten artık bıktı diye düşünülüyor. Durum gerçekten böyle mi?
Algılamada biraz bozulma olduysa bunun en önemli sebebi dışarıda olup bitenler. Almanya ve Fransa'dan gelen olumsuz mesajlar kamuoyunda çok geniş yankı buluyor. Dışardan gelen bu yaklaşımların algının bozulmasında daha etkili olduğunu düşünüyorum.

* Ama siz de sorumlu tutuluyorsunuz. Hükümet bir şey yapmıyor, Başmüzakereci ortada görünmüyor. Nerede Ali Bey? En çok sorulan sorular bunlar. Ben de bu soruyu soranlardan biriyim.
AB ile ilgili reformlar, 2007 yılının seçim yılı olması ve Meclis'in önemli bir süre kapalı olmasından etkilendi. Meclis açılır açılmaz, bütçe çalışmalarının başlaması filan derken 2007'de yasama açısından fazla bir ilerleme olmadı. Ama bu sadeceAB reformları ile ilgili değil, genel anlamda da olmadı. Mesela bir Sosyal Güvenlik Reformu da planlıyorduk, o da olamadı. Reformlar açısından 2007 yılı kayıp yıl oldu. Şimdi 2007 seçimlerinden sonra yeni hükümet, yeni parlamento ve yeni Cumhurbaşkanı oluştu. Yani bundan sonra artık yeni bir reform dalgası ile devam etmemiz için alt yapı hazır.

VAKIFLAR YASASI HAZIR
* Yani 2007'deki gerekçeler artık yok. Harekete geçme dönemi başladı mı, diyorsunuz?
Onların hepsi geride kaldı. Bakın Vakıflar Yasası hazır. Aynı şekilde 301 de rayına girdi. Ayrıca eylülden bu yana 229 tane toplantı gerçekleştirildi. Bunların hepsi AB müktesebatına uyum ile ilgili çalışmalar. Sadece Brüksel'e 5 ayda 17 heyet gönderildi. İkinci tur güncellemeleri 17 Mart'da bitireceğiz. Ayrıca Bakan veya Başbakan seviyesinde sadece bu 5 aylık süreçte AB ile yoğun bir trafiğimiz var. 40'ın üzerinde ziyaret yapıldı. Başbakanımız 5 ayda 5 AB ülkesini ziyaret etti.

* Ancak, piyasa bunu hissetmiyor, medya da hissetmiyor. Müzakereler yürümüyor, bürokrasiye soruyorum onlar da "Hiçbir ilerleme yok" diyorlar.
O zaman siz yanlış kişilere soruyorsunuz. Saydığım 229 toplantının önemli bir kısmı da açılış kriterlerinin nasıl ne zaman yerine getirileceği ile ilgili toplantılar. Biz iç reformlarımıza hızla devam edeceğiz.

* Gerçekten bizi şaşırtacakmısınız? Cumhurbaşkanı'nın dediği gibi 2008 AB yılı mı olacak?
Kesinlikle.

* Sarkozy-Merkel ikilisi?
Hem Merkel, hem Sarkozy sürecin aslında işlemesini istiyorlar.

* Sarkozy pek o kadar değil, ama Merkel istiyor.
Sarkozy ile bizim seçimlerimizden sonra ve o Cumhurbaşkanı olduktan sonra, iki kere masaya oturduk. Biri New York'da, biri de Lizbon'da. İkisinde de Ben süreci durdurmak, süreci engellemek istemiyorum. Sürecin devamından yanayım dedi. Merkel ile ilgili endişeler vardı. Alman dönem başkanlığında 3 fasıl açtık. İlerlemenin en hızlı olduğu dönemlerden biri oldu.

* Sarkozy ile Merkel'in bu tutumları sizi rahatsız etmiyor mu?
Hayır, kesinlikle etmiyor. Bu iş biraz sabır işi. Rahmetli Turgut Özal, zamanında uzun ince bir yol demiş. Türkiye'ye hem 2006'da hem 2007'de 20 milyar doların üzerinde doğrudan sermaye girmiş. AB süreci olmasa Türkiye'ye bu kadar sermaye girmesine imkân yok. 106 tane Yunan işadamı geldi.

* Dışardan bakıldığı zaman izlenim hükümetin sürekli aday kalmak işine geliyormuş şeklinde.
Bu algılamanın doğru olup olmamasında bizim de payımız vardır, bizim de hatalarımız vardır, ben bunların hepsini kabul ediyorum.