kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 26 Ocak 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
- Ahmet Bey'in takıntıları var mıdır evde?
- F.D:
Takıntıları yoktur. Sadece hastalıklar konusunda hassasiyeti vardır. Küçücük bir sivilceyi bile büyütebilir bazen. Peşine düşer, "Bu niye çıktı, nereden çıktı, nasıl bir şeydir?" diye...

- Hastalık hastası mıdır?
- F.D:
Hastalık hastası denmez ama hastalığa karşı böyle bir tavrı var.
- A.M.D: Problemi neticelendirinceye kadar unutmam. Onun sonunu illa ki bulacağım.
- F.D: Yani hayattaki tek takıntısı odur diyebilirim. Mesela kızımızın gözleri kayıyordu ve gözlük kullanması gerekiyordu. Bu çok üzdü Ahmet'i.

- Ferda Hanım her şeye siz mi koşarsınız? Evde bir yardımcınız var mıdır?
- F.D:
Evde bir yardımcım var, ama yemeği muhakkak ben yaparım.

- Eşinize evlendikten sonra mı âşık oldunuz, evlenmeden önce mi Ferda Hanım?
- F.D:
Bir insan sevmeden zaten evlilik yapamaz, yani ben gerçekten çok severek evlendim.

- Ama tanışmışsınız ve sekiz ay sonra evlenmişsiniz.
- F.D:
Birbirinizi ne kadar tanısanız da, evlendikten yıllar sonra ilişkilerin daha iyi yerine oturduğunu düşünüyorum. Yani iki-üç sene çıkıp da evlenmiş olsaydık yine aynı şeyler olacaktı.

- İlk erkek arkadaşınız mıydı Ahmet Bey?
- F.D:
Tabii ki. Ben hâlâ âşığım eşime. Bir kadının bir erkekte görmek isteyeceği birçok özelliğe sahip. Gururlandırıyor bir kere, güçlüdür. Neşelidir, pozitiftir. Mesela ben daha negatif olabilirim bazı durumlarda. O hemen unutur. Kin tutmaz. Beş dakika sonra başka bir şeyi konuşuyor buluruz kendimizi.
- A.M.D: İşten geldiğimde bir 10 dakika bile olsa Ferda ile konuşmak isterim. Dinlemedi mi, suçludur. (Gülüyor)