kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 26 Ocak 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan ilk kez eşi Ferda Demircan ile röportaj verdi. İkisi de ikizler burcu.

Ferda'nın peşinden iki sene koştum

Tuluhan Tekelioğlu
12.01.2008
Ahmet Misbah Demircan. 40 yaşında. 12 yıllık evli ve Türkiye'nin en genç belediye başkanlarından biri. Dört yıldır İstanbul'un cazibe merkezi Beyoğlu'nu yönetiyor. Bugüne kadar eşi Ferda Hanım'la kamuoyu önüne çıkmaktan, özel hayatını paylaşmaktan hep sakınmış ama, 'Her Şeye Rağmen İkimiz' röportajına "Evet," dedi. Neden mi? Çünkü bugün, beraberliklerde bir kolaycılık olduğunu düşünüyor. "İnsanlar her şeye hemen, bedel ödemeden sahip olmak istiyorlar," diyor: "Gençler evliliği, bir hayat mücadelesine el ele, omuz omuza girmek ve bunu birlikte aşmak olarak görmüyorlar artık." Bundan 12 sene önce Ferda Hanım'ı önce uzaktan görüp beğenen Ahmet Misbah Demircan, büyüklerini araya koymuş. Ferda Hanım, babasının ricasını kırmayarak, ayarlanmış randevuya istemeye istemeye gitmiş. Orta yaşlı, şişko, göbekli, çirkin bir adam hayal ederken, karşısına uzun saçlı, deri montlu, yakışıklı bir genç çıkmış. 10 Ocak 1996'dan bu yana beraberler. İki kızlarının doğumu da seçim zamanlarına denk gelmiş. Kızlar mitinglerde büyümüş. Dokuz çocuklu, kalabalık bir ailede büyümüş Demircan. Bu yüzden, hiç olmazsa bir çocuk daha istiyor. Ferda Hanım ise pek gönüllü değil. "Siyasetçi eşi olmak sabır ister. Kocası eve az gelecek, kadın bunu bilmeli," derken hafif de sitemkâr... Bir pazar günü kahvaltı sofrasında buluştuk. Üç saatin sonunda biraz biraz açılabildiler. İşte genç siyasetçi ve eşinin ilk röportajları...

FERDA DEMİRCAN
İlk kez Yeşilköy'de buluştuk. Çok isteyerek gitmedim randevuya. Orta yaşlı, göbekli, bıyıklı bir adam bekliyordum. Ahmet karşıma çıkınca çok şaşırdım. Hoş giyinmişti, saçları uzundu, üzerinde deri mont vardı.

Kravatlarının sayısı 100'ü bulmuştur. Onları koyacak yer bulamıyorum.

Ahmet küçük bir sivilceyi bile büyütür. Hastalıklar konusunda hassastır.

AHMET MİSBAH DEMİRCAN
Ailemizin mutluluğunu birbirimize olan sevgimizin azalması bozar.

Şekerlemelere dayanamam. Bir de Ferda'nın ıspanak yemeğine!

Küçük kızım stres topumdur. Kızlarım evde yoksa sıkıntılı olurum.

Berberim Hasköy'dedir. Yıllardır ona giderim, saçım sadece askerde kısaydı.

- Dört yıldır Beyoğlu Belediye Başkanlığı'nı yürütüyorsunuz ama özel hayatınızla ilgili neredeyse hiçbir şey bilmiyoruz...
- A.M.D:
İlk kez ailece bir röportaj veriyoruz.

- Nasıl tanıştınız?
- A.M.D:
Aslında ailelerimiz birbirini tanıyordu. Ben de Ferda'nın istihbaratını almıştım önceden. Biz Rizeliyiz, onlar da Rizeli. Aynı köyden.

- Hangi köy?
- A.M.D:
Sütlüce Köyü. Ailelerimiz oradan arkadaş. Babalar aynı zamanda Beyoğlu'ndan, Kasımpaşa'dan dostlar. Rize'den gelip 50 sene önce Kasımpaşa'ya yerleşiyorlar. Ferda'nın dayısı bizim komşumuzdu. Ben Kasımpaşa'da doğdum, büyüdüm. Bir ara Reşitpaşa'da yaşadık. Ferda da dayısına gelip gidiyordu ve bir şekilde Ferda'yı görüyordum. Ondan sonra daha yakından tanımaya gayret ettim.

- Takip ediyordunuz yani...
- A.M.D: İki yıl peşinden koştum. Dayısı ile konuştum, ailesine bir aracı ile ulaşmaya çalıştım, birkaç kez daha bulunduğu ortamlara gidip onu gördüm. Ama o beni tanımıyor. Sonra babam ailesi ile görüşüyor. Randevu ayarlanıyor. Bir yerde buluştuk. Beni ilk o zaman gördü.

ONU GÖRÜNCE ŞOKE OLDUM
- Nerede buluştunuz?
- F.D:
Yeşilköy Çınar Otel'de. Yeşilköy'de oturuyordum. Çok isteyerek gitmedim açıkçası görüşmeye. Babalar araya girmiş.

- Nasıl bir adamla tanışacağınızı düşünüyordunuz?
- F.D: Göbekli, yaşlı, yani kötü görüntülü biri. Orta yaşlı bir görüntüydü hayalimdeki. Ahmet karşıma çıkınca çok şaşırdım. Hoş giyinmişti. Saçlar uzun, hafif kırlaşmış. Üstünde deri mont. Görünce şoke oldum. Hoş görünüyordu, çok sevimliydi, çok güzeldi.

- İlk görüşte mi âşık oldunuz eşinize?
- F.D:
Etkilendim açıkçası. Bir-iki ay filan görüştük, sonra hemen nişanlandık.

- Sizin için ne demek Ferda Hanım?
- A.M.D:
Benim için Ferda, hayatımın ortağı demek. Gelecekle ilgili bu uzun yolculukta bana her anlamda eşlik edecek biriydi. Yani kendimce kafamda bir şey oluşturmuştum, 'Nasıl biriyle evlenmeliyim?' diye. Kendime yakıştıracağım biri olmalıydı. Huyuyla, hızlı çalışma tempom içinde bana yardımcı olacak, belki sükunet bulacağım, beni dengeleyecek biri.

- Kaç yaşındaydınız o zaman?
- A.M.D:
29.

- Siz Ferda Hanım?
- F.D:
22.

- O zamanki işiniz neydi?
- A.M.D:
Turizmcilik yapıyordum. Seyahat acentemiz vardı. Kuzey Afrika ile çalışırdık. Umre, Hac seyahatleri yapardık. Sürekli yurtdışına giderdim.