kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 25 Ocak 2008, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
MUHARREM SARIKAYA

Çözümün çözümsüzlüğü...

AK Parti ile MHP, türban sorununu çözmek için 2 maddelik Anayasa değişikliği üzerinde anlaştı.
Bu haberin ulaştığı dakikalarda Meclis'te şu sorulara yanıt aranıyordu:
- Anayasa'nın 2 maddesindeki (10 ve 42) değişiklik sorunu çözmeye yeter mi?
- En geç bu yılın sonbaharında sonuçlandırılacağı açıklanan daha geniş kapsamlı Anayasa değişikliği ne olacak?
- Anayasa'nın öz, detaydan uzak olmasının gerektiğini söyleyen her iki parti bu düşüncesinden vaz geçti?
- Anayasa Mahkemesi, yapılacak düzenleme konusunda nasıl bir tavır takınır? 'Şekli bir konu' deyip itirazları dikkate almaz mı; yoksa geçmişteki kararında direnir mi?
- AİHM'nin kararı ne olur?
Sorulara yanıt aramadan önce hemen belirtelim, ortak kanaat değişikliklerin çözüme katkı yapmayacağı noktasında.
Hatta, içinden çıkılmaz bir noktaya gideceği kaygısında.

Olacaklar

Yukarıdaki sorulara yanıt ararsak:
- İki maddelik değişiklik yasağın kalkması için yeterli değil.
Çünkü, Anayasa Mahkemesi'nin kararı Anayasa'nın laikliği içeren "Başlangıç ve 2'nci maddesine" ve "İnkılap Kanunları" na ilişkin 174'üncü maddesine dayanıyor.
Yasağın sürmesini isteyen rektörler, Anayasa Mahkemesi'nin türban kararına gerekçe gösterdiği bu maddelere dayanarak hareket edebilir.
Bu da yeni davaya neden olur; türbanlı öğrenci veya türbanı üniversitede istemeyen öğrenci idari dava açar; karar Danıştay'a kalır.
- Bir yıldır daha geniş kapsamlı Anayasa değişikliği hazırlığı yapılıyor. Anayasa'nın iki maddesindeki bu değişiklikler, diğer değişikliklerin gölgelenmesini getirebilir.
Nitekim yakın geçmişte AK Parti Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesine ilişkin bir düzenleme yapıp; ardından yaptığı düzenlemeyi değiştirmek zorunda kalmıştı.
Geniş kapsamlı anayasanın her halükarda referanduma sunulacağı açıklanmıştı. Türbanda ise referandum aranmıyor.
- Her iki parti de mevcut Anayasa'nın detaylı yazıldığına inanıyor. Ancak hazırladıkları iki maddelik metin daha fazla detaya iniyor.
- Anayasa Mahkemesi, 1991 yılında YÖK Kanunu'nun iptali için açılan davayı reddetti. Kararında da türbanın "doğrudan laiklikle ilgili olduğunu" kayda geçirdi. Bu da şu andaki yasağın temellerinden birini oluşturdu.
Anayasa Mahkemesi, yakın geçmişteki kararlarından da yola çıkarak "Anayasa değişikliği konusuna şekli yönden bakarım" deyip 10 ve 42'nci maddede yapılacak değişiklikleri iptal yoluna gitmeyebilir.
Ancak, 1991'de olduğu gibi türbanın Anayasa'nın 2'nci maddesindeki laiklik ilkesi ile 174'üncü maddesindeki "İnkılap Kanunları" ile ters düştüğünü yine "yorum" olarak kararına koyabilir.
Bu da türban yasağının devamını getirir.
- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararı doğrudan yasağı savunan rektörler tarafından uygulanabilir. Veya AİHM kararına kimse bakmaz; sorun da çözülür.
Peki sonuç?
AK Parti milletvekili Vahit Erdem, "Türkiye'nin siyasi ve dini açıdan birinci önceliği türban değil..." dedi
MHP milletvekili Gündüz Aktan ise daha net konuştu:
"Anayasa'yı yapanlar öyle kilitler koymuş ki toptan değişmeden çözüm bulunmaz..."