kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 16 Ocak 2008, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
MUHARREM SARIKAYA

"Çözümsüzlük..."

Üniversitede türbanın serbest bırakılması, Meclis'te en rahat çözümlenecek konuydu.
Zaten iktidarla birlikte, muhalefetin bir bölümü de çözüm yolu bulunmasına taraftı...
Örneğin, AK Parti ile MHP arasında uzlaşının en çabuk sağlanabileceği konu üniversitede türbanın serbest bırakılmasıydı...
Nitekim MHP lideri Devlet Bahçeli de bir süre önce düzenlediği basın toplantısında, üniversitede serbest bırakılması taraftarı olduğunu açıkça dile getirmişti.
Bahçeli, "adliyede, hastanede türbanla gidenlere ses çıkarılmazken, üniversitede yasak olmasına anlam veremediğini" söylemişti.

Bahçeli'nin sözleri
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın önceki gün Madrid'den, "velev ki bir siyasi simge olarak taktığını düşünün..." diye başlayan türban açıklaması sonrası durum değişti.
Şunu hemen belirtelim MHP, Başbakan'ın sözleriyle çözümün zora girdiğine inanıyor.
Hatta Erdoğan'ın konuyu "bilinçli olarak çözümsüzlüğe iteklediğini" düşünüyor.
Dün Meclis Genel Kurulu'na girişinde karşılaştığımız MHP lideri Devlet Bahçeli de bu düşüncesini çok net bir şekilde dile getirdi.
MHP lideri ile sohbetimize bir süre önce basın toplantısında dile getirdiği türban konusundaki sözleri anımsatarak başladım.
Partisinin dünkü Grup Toplantısı'nda "Başbakan'ın bu sözleriyle sorunu çözümsüzlüğe ittiğini söylediğini" belirtip sorumu yönelttim:
"Açıklamanızla 'bu zeminde çözüme biz yokuz mu' diyorsunuz?"
Bahçeli'nin yanıtı şöyle oldu:
"Hayır öyle demiyoruz; biz başörtüsü sorununun çözülmesi gerektiğini söylemeye devam ediyoruz. Ama Sayın Başbakan türbanı siyasal bir simge olarak göstererek sorunu çözümsüzlüğe itti. Bu şekilde sorunun çözümünü daha da zorlaştırdı..."
Bahçeli, tam çözüme dönük gelişmeler olurken, Erdoğan'ın açıklamasının bunun önünü tıkadığı noktasında...

Anayasa çatışması
Hatta MHP, Erdoğan'ın Anayasa değişikliğini uyum içinde değil, çatışma içinde gerçekleşmesini istediği görüşünde.
Yani, yerel seçime yönelik bir hazırlığın bugünden yapıldığı inancında.
Onlara göre amaç da belli; bir süre önce AK Parti Genel Başkan Vekili Dengir Mir Mehmet Fırat'ın da bu sütunda dile getirdiği gibi, iktidar partisi Anayasa referandumu ile yerel seçim sandığını yan yana koymayı planlıyor.
Anayasa konusundaki tartışmayı, "özgürlüklere karşı olanlar, olmayanlar" noktasına çekip yerel seçim sandığında kendisine oy tahvil etmeyi hesaplıyor.
Ancak MHP de bu tartışmayı farklı bir zemine çekerek AK Parti'ye şu sözlerle yüklenme çabasında:
"Başörtüsü meselesini çözecektik, Erdoğan siyasi zemine çekip çözümsüzlüğe itti..."
Tabii konuyu bu noktada bırakmayıp, "Kürt sorunu" konusunda dile getirilen "siyasi çözüm" söylemini de bunun yanına koymayı hedefliyor.
Bir de Türklüğe hakareti içeren TCK 301'inci madde konusunu...
Bu tartışmalardan kim kazançlı çıkar bilinmez...
Ancak Türkiye gündeminde son bir haftadır konuşulanlar ve tartışılanlar için söylenecek tek cümle var:
"Fay hatlarına dinamit atılıyor..."