kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 21 Ocak 2008, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
'Kürklü Merkür'ün yönetmeni Murat Daltaban, tiyatronun sadece eğlence amaçlı bir sanat olmadığı görüşünde: Tiyatroda şiddet olmamalı diyenlere iyi şanslar diliyorum!

Metni okuduğumda nefesim kilitlendi!

Tiyatrocu Murat Daltaban, oyuncuların sahnede avaz avaz bağırıp, kustuğu 'Kürklü Merkür' adlı oyunu anlattı: İlk izlediğimde değil ama metni ilk okuduğumda sarsıldım, nefesim kilitlendi. Oyunu yumuşattım..
İngiliz yazar Philip Ridley'in çok tartışılan oyunu 'Kürklü Merkür'ü dünyayla eşzamanlı olarak sahneye koyan Murat Daltaban; "Bu oyunun oynanması da, sahnelenmesi de, izlenmesi de zor. Ama çok yüksek bir enerjisi var. Söylediği şey de, oynanış tarzı da hep yüksek enerji dalgasında geziyor" dedi. Daltaban; oyuncuların kustuğu, mastürbasyon yaptığı ve küfredip avaz avaz bağırdığı 'Kürklü Merkür' adlı oyunu, Harper's Bazaar dergisinden Şebnem Kırmacı'ya anlattı.

SAPIK FANTEZİLER DEĞİL
* 11 Eylül'den sonra yazılan oyunların çoğunda, ümitsiz bir dünyaya doğru yol aldığımızın hissi var. Sonuçta tüm bunlar insanın ütopya peşinde koşarken ne hallere düştüğünün kurguları. Bu oyun da onlardan biri ama daha güncel bir kurguya sahip. 'Kürklü Merkür', meseleyi çok güncel bir yerden yakaladığı için çok önemli. Yani 'sapık fanteziler' diyerek üzerinden geçilecek bir oyun değil.

*
'Kürklü Merkür' özellikle bizim kuşağı çok etkileyen bir hikaye. Ama bu oyunun neresinin etkileyici olduğunu merak eden bir jenerasyon da söz konusu. Onlarla aramızda bir uçurum ve iletişim problemi var. Bence bu algıların evrimiyle ilgili bir şey. Bunu kuşak çatışması anlamında değil, bir kültür ve iletişim problemi olarak söylüyorum.

ÖDÜN VERMEK İSTEMEDİK
* Salonu doldurmak yerine, "Mümkün olduğu kadar inandığımız kalite çerçevesinde iş yapalım, seyirci o işe gelsin" dedik ve bu yüzden küçük mekan seçtik. Salonu doldurmak için bazı şeylerden ödün vermek istemedik. Kitlelerin beğenisinden arınmış, kişisel beğenileri ile bize gelen bir seyircimiz olsun istiyorum.

*
İnandığımız ve sevdiğimiz işleri yapıp, seyircinin bizi bulmasını sağlamak istedik. O yüzden de çok reklam vermiyoruz. Kapıda tabelamız bile yok. Çok dışarıya açılalım, kıyamet kopsun derdinde değiliz.

* Ben 'Kürklü Merkür'ü seyrettiğimde değil ama metni ilk okuduğumda çok sarsılmıştım. Üstelik oyunu yumuşattım, mizah tarafını daha ön plana çıkardım. Seyredilebilirliğini sınırda tutmaya çalıştım. Çünkü bir adım sonrası artık seyirciyi tahammül edemeyeceği bir yere taşıyabilirdi.

*
Metni ilk okuduğumda nefesim tıkandı. "Bu kadarı da çok fazla" diye düşündüm. Çalışma sürecinde metne alışıyorsunuz, "Bu gerçek değil, bir oyun," diyorsunuz. Ve geriye, "Onu nasıl en iyi şekilde oynarım, nasıl yönetirim?" sorusu kalıyor.

EŞZAMANLI OYNUYORUZ
* Bu oyunların hepsinde hınzırca bir şey var. O da seyirciyi avucunuzun içine alıp, onunla oynamaktır. Bu hınzırlık, seyirciyi bambaşka yerlerden çarpan bir şeydir.

*
'Kürklü Merkür'ü dünyayla eşzamanlı oynuyoruz. Bu işi çok güncel yapınca, seyirci de hissediyor. Sonuçta elli kişilik bir seyirci grubuna oynuyoruz. Belki üç yüz kişiye oynasak salon dolmazdı. Ben tiyatronun çok kalabalıklara oynanmasına da inanmıyorum.
Haberin fotoğrafları