kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 19 Ocak 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Fatoş'u Yılmaz Güney yetiştirdi

- Evlilik 40. yılda nasıl bir şekil alıyor?
- C.A:
"Bebek," derim, yüzüme bakar, "Tamam," der. Saatlerce konuşmuş gibi anlaşırız hemen. Ben keyfimdeyimdir, o iyidir. Birbirimizi seviyoruzdur, beraberizdir. O müthiş bir şeydir!

- Aranızda kaç yaş fark var?
- B.C:
10 yaş.

- Yaşça daha büyük olan erkekler kadının kıymetini daha iyi biliyor sanki...
- C.A:
Mesela Yılmaz Güney'le beraber olduktan üç ay sonra kız arkadaşının Sartre okuduğunu gördüm. Kadının olgunlaşmasında, donanımında erkeğin olgunluğu önemli. Fatoş'u da Yılmaz Güney yetiştirdi. Erkeğin emek vermesi gerekir. Ama baskı, ısrarla değil, çaktırmadan. Zekâ işidir bu. Emek vermediğin insanı sevemezsin. Yanında olacaksın, koruyacaksın! Bu çok önemlidir. Kadın güveni, korunmayı çok sever.

- Kadınları ne kadar iyi biliyorsunuz Cüneyt Bey?
- C.A:
Ben doktorum.

- Kaçıncı yılda güvenmeye başladınız eşinize? Dediniz ya, "Bir süre çocuk yapmadım, bekledim."
- B.C:
Üç-dört sene sonra.
- C.A: O kadar çok kadın tanıdım ki hepsi kocasını, sevgilisini aldatan kadınlardı. Şu kadarcık güvenim kalmamıştı kadınlara. Ruhunda ne büyük yaralar açar o! Güvensiz bir dünyaya götürür. Hele ihtiyacım olan kadınlarda "Cinsellik olmasa acaba..." diye düşündüğüm zaman olmuştur. O kadar ideal hale gelmiştim.

- Betül Hanım'la tanışmasaydınız?
- C.A:
Çok tadında geçen bir hayat olmazdı. Şükran borçluyum ona, öyle huzurluyum ki....

- Beklediğinizi buldunuz mu bu evlilikten Betül Hanım?
- B.C:
Onu çok sevmeme karşın, beni sevmediğini, bana çocuklar için katlandığını hissetseydim hiç durmazdım. Hemen giderdim.