Baghdatis farkı

Günün ilk maçlarından biri 3 nolu seribaşı Novak Djokovic ile Becker arasında oynandı. Djokovic maça öyle hızlı bir giriş yaptı ki Becker adeta top göremedi. İlk seti 6/0'la geçen Djokoviç, o bildiğimiz paralel forehand ve backhand vuruşlara, taktik servislerdeki başarısını da ekleyince, ikinci seti de 6/2 gibi rahat bir skorla aldı. Üçüncü sette ise Djokovic'in hızlı oyununa ayak uydurmayı başaran bir Becker vardı. Sette bir kez de Djokovic'in servisini kırarak skoru 6-6 ya getirmeyi başararak tie-break oyunu ile şansını zorladı. Ama Djokovic tie-break oyunundaki dikkatli oyunu ve paralel vuruşlarıyla ikinci tura çıkan taraf oldu.

SERVİS KIRMA AVANTAJINI KORUDU
Sabah seansının ikinci maçında, 15 nolu seribaşı, turnuvanın 2006 finalisti Marcos Baghdatis, 2002 şampiyonu İsveçli Thomas Johansson ile karşılaştı. Birbirinin kopyası oyun karakteri olan iki tenisçi ilk sette 6-6 oluncaya kadar birbirlerinin servislerini birer kez kırdı. Seti bitiren tie-break oyununun üçüncü puanını şahin gözü itirazıyla kazanan Baghdatis, kendi rakibinin servislerini de puana çevirince skoru 7-0 yaparak ilk seti 7/6 aldı. İkinci set boyunca önemli puanları kendi hanesine yazdırmada başarılı olan Marcos Baghdatis, 5 ve 7. oyunlarda rakibinin servisini iki defa kırarak seti 6/2 kazandı. Üçüncü setin dördüncü oyununda 40- 0 öndeyken, bu kez servisini kırdıran taraf Marcos Baghdatis oldu. Üçüncü sette servis kırma avantajını koruyan İsveçli raket, seti 6/3 kazanrak skoru 2-1 yaptı. Ancak karşılaşma boyunca dip çizgide geçen mücadeleyi, zaman zaman file önüne gelerek değiştiren taraf olan Baghdatis, dördüncü setin başında servis kırarak tekrar öne geçmesini bildi (3-1). Bu avantajını setin sonuna kadar koruyan Baghdatis bu seti de 6/3 kazanarak ikinci tura yükselen tenisçi oldu.

GÜNÜN SÜRPRİZİ LJUBİCİC'TEN
Erkeklerde ise günün sürprizini Hollandalı Robin Haase'ye 7/6, 3/6, 0/6, 6/7'lık setlerle yenilerek elenen 17 nolu seribaşı Hırvat raket Ivan Ljubicic yaptı. Bu arada en fazla Grand Slam turnuvası oynayan ve artık yaşlı denilebilecek Fransız raketi Fabrice Santoro'nun, Amerika'nın gelecekteki önemli ismi olarak lanse edilen John Isner'i 6/2-6/2-6/4 gibi rahat bir skorla geçmesi ilginç bir sonuç oldu.