kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 23 Kasım 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Beynin yoksa güzellik kullanılmaz ki; çöpe at!

Türkiye'ye getirdiği 'dünya güzeli' unvanıyla gönüllerde taht kuran Azra Akın, aranan bir dizi oyuncusu oldu. Londra'da aldığı oyunculuk eğitiminden sonra kendine güveninin arttığını söyleyen Akın, Cosmopolitan dergisine verdiği röportajda; güzellik, oyunculuk ve aşk üzerine soruları yanıtladı...

* Ailenizde herkes mi güzel, yoksa bu size has bir durum mu?
Ailece güzeliz biz. Anneanne, dedeler, hala, teyze, kuzen... Büyükler güzel olunca alt jenerasyona da yansıyor herhalde. Evdeki aile fotoğraflarını gören arkadaşlarım da bu konuda aynı fikirde.

* Güzelliğinizin farkına ne zaman vardınız?
Annem anlatır; ben iki yaşındayken İtalya'ya tatile gittiğimizde, yaşlı bir Alman çift sürekli peşimde kamerayla beni çekiyormuş. Güzel olduğuma dair ilk sinyal buydu sanırım.

HERHANGİ BİRİSİYİM

* Güzel olmanın avantaj ya da dezavantajlarını yaşıyor musunuz?
Hiç sevmediğim bir konu bu. İnsanın güzelliği beynindedir, kişiliğindedir; görünüşünde değil. Tabii ki beğenilmek, iltifat almak insanın hoşuna gider. Ama sadece güzelim diye bunun bana bir avantaj sağlıyor olması iyi bir şey değil. Hele dezavantajlar, kıskançlıklar... O kısmını düşünmek dahi istemiyorum. Güzelliği güzel şeyler için kullanacak bir beynin yoksa, o güzellik hiçbir işe yaramaz, atın çöpe...

* Günlük hayatınızı yaşarken bir dünya güzeli olduğunuz ne sıklıkla aklınıza geliyor?
Dünya güzeli olmam benim için unutulmaz bir tecrübeydi. Elbette zaman zaman her anım gibi aklıma geliyor. Ama sokakta 'Ben dünya güzeliyim' edasıyla yürümüyorum. Herhangi birisinden farkım yok. İnsanların, 'Aa, dünya güzelimiz Azra Akın değil mi bu?' gibi tepkileriyle hatırlıyorum bunu çoğunlukla.

* Sizin 'güzel kadın' tarifiniz nasıldır?
Güzelliğin yanı sıra güzelliği taşıyabilmek çok önemli. Bir kadının insanlığı, kişiliği, saygısı, elektriği ve gözlerinden okunan yaşama sevinci onu bütün olarak güzel yapar bence. O yaşama sevinci var ya hele, giydiği giysiyi bile daha güzel yapar insanın.

DOĞALLIKTAN YANAYIM
* Giyim de güzelliğin bir parçası. Nasıl giyinmekten hoşlanıyorsunuz?
Bana gittiğini düşündüğüm tarz; abartılı olmayan, yerine göre giyim. Kırmızı bir gece elbisesi bile giysem, kumaşında, modelinde mutlaka bir doğallık, sadelik vardır. Onun dışında jean giymeyi, kaba botları severim. Yerine göre maskülen ya da feminen olabilirim ama her zaman doğallık önde olmalı.

* Amsterdam gibi düzenli bir şehirde büyüdünüz, İstanbul'un karmaşasına adapte olmakta zorlandınız mı?
İstanbul'da yaşamanın zorlukları var ama burası o kadar hareketli, renkli ve enerji dolu bir şehir ki, o zorluklara adapte olmakta hiç güçlük çekmedim. Amsterdam artık bana köy gibi geliyor. Orada hayat akşam 18.00'de biter. İstanbul'da istediğim saatte yiyecek ve içeceğe ulaşabileceğim, dans edip eğlenebileceğim, arkadaşlarımla olabileceğim, atıştırabileceğim; kısacası hayatın devam ettiği yerler bulabiliyorum ve bu beni çok mutlu ediyor.

* İstanbul'da yaşamanın ne gibi zorlukları var peki?
Amsterdam'da bisiklete binmek ve toplu taşıma araçlarını kullanmak çok gelişmiş ve güvenliydi. Her yere bisikletle giderdim zaten. Burada öyle bir şansım yok.
Haberin fotoğrafları