Türkiye barış sürecinde

İSRAİL Filistin barışı sağlanmadıkça, Ortadoğu'ya huzur gelmez.
Konu bizi yakından ilgilendiriyor. Her şeyden önce, Filistinlilerle manevi bir bağımız var. Ama onun da ötesinde, Amerika, sırf İsrail'i himaye için, bölgemizde savaş çıkarmaya eğilimli. Irak, Bush'u kesmedi, İran'a da göz dikti. İsrail'e "yol arkadaşı" olsun diye, Kürdistan devletinin peşinde olduğu bile ileri sürülüyor. ABD, İsrail ile iyi geçinmeleri şartıyla, otoriter rejimlere de sesini çıkarmıyor. İslâm'ın radikalleşmesinin temelinde, Filistinlilerin bağımsız bir devlet kuramaması yatıyor.
Artık Türkiye, soğuk savaş sonrası oluşan ilişkilerin yeniden şekillendiği dinamik konjonktürde, aktif bir tutumla dünya politikasına ağırlığını koymaktan çekinmiyor. Bölge ülkeleriyle Osmanlı döneminden kalan bir geçmişimiz var. Biz hem Ortadoğu, hem Akdeniz, hem Asya, hem bir Avrupa ülkesiyiz. Uzakdoğu'dan, Kafkasya'dan Balkanlar'dan göçenleri bünyemizde barındırıyoruz. Anadolu, Türkler kadar Kürtler ve Arapların da anavatanı. Önce İspanya'dan, sonra da Hitler'den kaçan Musevilere kucak açtı atalarımız. Annapolis'te neticeye hemen ulaşılamasa dahi, barışa giden yolda, ilk kilometre taşının Türkiye'de atılması tarihimize yakışan bir gelişme.