Demirören açmazda

Gençler bilse, yaşlılar yapabilse diye bir deyim vardır. Tecrübenin, hareket stratejisinin ne kadar önemli olduğundan dem vurulur.
Derbi bitmiş, Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören Türkiye'ye "Rest" demişti. Elinde iki yedili de olabilir, kare as da olabilirdi.
Ya İsmet Arzuman'ın ya da Futbol Federasyonu Başkanvekili Affan Keçeci'nin, olabilirse de her ikisinin de kellesini istemişti. Aksi halde Beşiktaş, Sivasspor maçına PAF Takımı ile çıkacaktı. Ama bugün biliyoruz ki, ne Arzuman hakemliği bırakacak ne de Keçeci istifa edecek.
Peki şimdi ne olacak?
Yardan mı geçeceksiniz, yoksa serden mi?
Tükürdüğünüzü yalayıp hiçbir şey olmamış gibi Sivasspor maçına A Takım'la mı çıkacaksınız? Yoksa sözünüzün arkasında mısınız?
Aslında şu anda Demirören ne yapacağını bilmiyor. Mutlaka ve mutlaka "Ben bu PAF Takımı lafını niye söyledim?" düşünüyor.
Canaydın mı şanslıydı, yoksa Yıldırım Demirören mi acemi? Çünkü Canaydın, Ali Aydın'ın kellesini istedi ve aldı. Ama Demirören kelleyi istedi hiçbir şey alamadı.
Tarihe bakın! Kelleyi isteyip alamazsanız, giden kelle sizin olur.
Beşiktaş çare arıyor.
Olacakları söyleyeyim.
PAF Takımı "Biz çıkmıyoruz" diyecek. A Takım da "Bize güven başkan!"
Demirören de "Peki öyleyse çocuklar! Siz nasıl istiyorsanız öyle olsun" diyecek; Türkiye de "Eyvallah!" edecek. Hatta Beşiktaş camiası da yemiş görünecek.
Demirören "Sıyırdım" zannedecek. Ama bunun da bir faturası olacak. Faturanın ne olacağını Beşiktaş Genel Kurulu bilir. Ama keşke "Gençler bilse, yaşlılar yapabilse!"