Kalli'nin yanlışları

Papaz her zaman pilav yemez " diye bir laf vardır. Eksik Galatasaray geçen hafta meziyeti az, üretici olmayan futbolculardan oluşan bir kadroyla Denizli maçına çıkmıştı. Dün gece de o kadroya bir tek Lincoln ilave olmuş, o çok eleştirilen Hasan Şaş yine sağ bek başlamıştı.
Şimdi Kalli'ye sormak lazım. Geçen hafta her şey kusursuz gitti. Ama dün gece maçın ilk dakikasından 45. dakikaya kadar her şey o kadar çok sırıtıyordu ki. Galatasaray oyun kuramıyor, organize olamıyor, ileride çoğalamıyordu. Ya sakatlıktan yeni kurtulmanın verdiği ürkeklik ya da Kalli'ye olan kırgınlığı nedeniyle Lincoln'ün sahada varlığıyla yokluğu belli olmuyordu.
Gaziantep; Hasan Şaş'ı sağ kanattan çıkartmıyor, oyunu daraltıyor, kısaca maç bangır bangır "Gidiyorum" diyordu. Ama Kalli ne yaptı? Hiçbir şey.Devre arasında yapması gereken gerek oyuncu gerekse taktiksel değişikliklerin hiçbirini yapmadı. Gaziantep'in golü de bağıra bağıra geldi.

ÇOK AÇIK BİR OFSAYT
İşte ondan sonra Kalli bazı şeyleri değiştirmeye kalktı. Hamle gecikmiş, skor üstünlüğü rakibe geçmişti. Sadece Nonda ileride bir şeyler yapmaya çalışıyordu; hepsi o kadar.
Hasan Şaş sağ bek görevini Uğur'a bırakmış, daha ileride oynamaya başlamış, Barış oyuna girmiş ve Galatasaray biraz olsun hareketlenmişti. Nitekim son yarım saat Galatasaray pozisyonlar bulmaya başladı. Ne var ki Galatasaray'ın imdadına bir Galatasaraylı oyuncu değil de maçın hakemleri yetişti.
Uzatma dakikalarında gelen gol çok açık bir ofsayt. Ümit Karan topa vurduğunda Servet en az 1.5 metre ileride. Top kaleciden dönüyor, Servet de topu tamamlayıp gol yapıyor. Böyle bir açık ofsayt hakemlerin gözünden kaçmamalıdır. Kaçamaz da. Ama dün gece kaçtı.
Aynı Yunus Yıldırım son 5 dakika Gaziantep ceza alanı dışında önce Arda'ya sonra da Barış'a öyle fauller yarattı ki üzülmemek, acı acı düşünmemek mümkün değil.
Cumartesi gecesi Kadıköy'deki skora etki eden hakem hatalarından sonra dün gece de maçın sonucunu bir hakem kararı sağladı.