kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 7 Kasım 2007, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Abdullah Oğuz şimdiki aklı olsa; yapımcılık değil, yönetmenlik yönünü ön plana çıkartacağını söylüyor. Oğuz, ikisi bir arada olunca kendisine ‘tüccar’gözüyle bakıldığını söylüyor.

'En İyi Yönetmen Ödülü' aslında benim hakkımdı

BAŞAK ÇOKAN
Bu yıl 44.'sü düzenlenen Altın Portakal Film Festivali'nde 'En İyi Kadın' ve 'En İyi Erkek' oyuncu ödülünü kazandıran 'Mutluluk' filminin yönetmeni Abdullah Oğuz kendisinin ödül alamamasını büyük bir haksızlık olarak değerlendirdi. Oğuz'a göre jüri onu tüccar gibi gördüğü için ödül vermedi ve Fatih Akın'a ayrıcalık tanıdı..
Yönetmen Abdullah Oğuz 21 yaşındayken gittiği New York'tan özgün fikirleri sayesinde yönetmen olarak dönmesinden gişede hayal kırıklığına uğradığı filmlerine kadar her şeyi açık yüreklilikle anlattı. Ünlü yönetmen son filmi 'Mutluluk' 44. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde 5 dalda ödül alırken, kendisine 'En İyi Yönetmen' ödülü verilmemesinin altındaki sebepleri de açıkladı...

* İktisat fakültesinde öğrenciyken nasıl oldu da kendinizi film sektöründe buldunuz?
Sadece sinemada aksiyon filmleri izleyen bir sinemaseverdim. 21 yaşında New York'a gittim. Oradaki 2 senelik çabamın sonucunda 2 katlı bir ofis aldım. Modaya düşkün olduğum için kozmetik sektöründe reklam yönetmeni; oradan da video kataloğu icat edip, prodüktör oldum. Ardından da video kasetle bir moda dergisi yaptım. Sonra Türkiye'ye döndüm.

BANA TÜCCAR GÖZÜYLE BAKTILAR

* Rekabetin had safhada olduğu şu günlerde yönetmenliğe başlamış olsaydınız, aynı başarı grafiğini yakalayabilir miydiniz?
Şu anki kafayla başlasaydım, 'Kültür Bakanlığından para alıp filmimi çekeyim ve ondan kazandığım parayla iki sene yaşayayım' diyebilirdim! İnsanlar üç senede bir klip çekip, yaşıyorlar. Ben bunu anlamıyorum. Demek ki farklı bir yol izliyorlar. Bir de bugünkü aklım olsaydı, yönetmenlik kimliğimi öne çıkararak işe girerdim. Çünkü yönetmenlik ve yapımcılık bir arada olunca bana tüccar gözüyle bakıyorlar...

* 'Mutluluk' filmi ile oyuncularınız ödül aldı. Yönetmen olarak, sizin de kendi adınıza bir beklentiniz var mıydı?
Kesinlikle vardı. Yönetmenliğini yaptığım bir film en iyi kadın ve erkek oyuncu ödülünü alıyorsa bu malzemeleri bir araya getiren bir de yönetmen var. Bunlar kendiliğinden olmuyor. 'En İyi Yönetmen' kategorisinin ödülünü alan Fatih Akın çok iyi bir yönetmendir ama biraz haksızlık olduğunu düşünüyorum. Oscar'da Türkiye'yi değil de Almanya'yı temsil edecek bir film, ulusal bir yarışmada yer almamalıydı. Demek ki, Fatih'in filmi olmasaydı 'Mutluluk' bütün ödülleri toplardı.

FATİH AKIN BİR MARKADIR


* Adınızın açıklanmadığını duyunca ne hissettiniz?
Ben 'En İyi Film' ödülünün 'Yumurta'ya verileceğini ve 'En İyi Yönetmen' ödülünün de Fatih'e gideceğini biliyordum. Çünkü Fatih uluslararası bir markadır. Bu da jürinin Fatih'e verdiği bir ödüldür. Jüri 'Yaşamın Kıyısında' adlı filmden dolayı Fatih'e ödülün verilip, verilmediğini tartışmalıdır. Ortada bir para ödülü olduğu zaman jüri kimin daha çok ihtiyacı olduğunu düşünmüş ve ona göre karar vermiş olabilir.

* Profesyonel jürinin böyle düşünmesi doğru mu?
Tabii ki yanlış... Kültür Bakanlığı'nda da aynı şeyi yaşadım. Avrupa Konseyi'nde ödül aldığımız gün telgraf çekip, kutlamış ve 'Biz bu filmi destekledik mi?' diye sormuşlar. Ancak desteklemediler ve hiçbir gerekçeleri yoktu. Benim bu paraya ihtiyacım yok ancak filmimim var. 1 milyon 700 bin dolar harcadım. Benim böyle bir risk alıyor olmam, sinema adına önemli. Bence bu bile ödüllendirilmeliydi.

* Zarar ettiğiniz filmler oldu mu?
'O Şimdi Mahkum'da zarar ettik. 'O Şimdi Asker'in devamı gibi algılandı ama değildi. 'Mustafa Hakkında Her Şey'den de 700 bin dolar zarar ettik. Bu bir şans işidir. Mesela 'Babam ve Oğlum'da Çağan (Irmak) başka bir yapımcıyla çalıştı ve çok para kazandı.

'ASMALI KONAK' DEVAM ETMELİYDİ


* 'Asmalı Konak' dizisini sinemaya uyarladığınızda beklentilerinizi aldınız mı?
Hayır, alamadık. Bence 2 sene daha dizi olarak devam etseydi daha mantıklı olurdu. O dönemde iki grup arasında kaldım. Ben de filmi sinemada yapıp bu gruplaşmadan kurtulmayı düşündüm. Bir sinemacı olarak ilk işimdi ve son derece özgün olmalıydı. O dönemde Çağan ile 'Mustafa Hakkında Her Şey'i çekiyorduk. Bana 'finali sen yap' dedi. Bunu bile insanlara anlatamadım. Ben çok çabuk küsüyorum. 'Asmalı Konak'ı şimdi izlediğinizde de film gibi hikayesi vardır. Birkaç sene sonra onun prodüksiyon değerini anlayacaklar.

BEN DE ÖZGÜ'YÜ TERCİH EDERDİM

* Ödül töreninde yaşanan tartışmalar ile törene gölge düştü. Sezen Aksu bile daha önce sizinle çalışan Nurgül Yeşilçay'ın ödül alacağını düşünüyordu. Ama ödül Özgü Namal'ın oldu. Siz jüride olsanız kimi desteklerdiniz?
Benim filmim olduğu için değil ama ben de ödülü Özgü'ye verirdim. Nurgül çok iyi bir oyuncu ama bu başka bir konu. 'Meryem' zor bir karakter ve Özgü'nün 'Meryem' olması daha zordu. Biz onunla 'Meryem'e inandık. 2 oyuncunun performansı arasında mukayese yapmadılar. Nurgül'ün yarışan 2 filmi var diye şansı da daha fazla olur diye düşündüler.

* Ödüller içinde sizi şaşırtan oldu mu?
Evet, görüntü yönetmeni ödülüne çok şaşırdım, "Hiçbir ödül almasak bile görüntü yönetmenimiz Mirsat Herovic alır" diyordum. Görüntü yönetmeni ödülünü Özgür Eken adlı genç bir arkadaşa verdiler. O da Şafak stüdyolarıyla çalıştığı için ödülü o almış oldu. Bence 'Mutluluk' kesinlikle görüntü yönetmeni ödülünü de hak etmişti.
Haberin fotoğrafları