Estetik

BAL Mahmut anlatırdı. Kendisini davet eden arkadaşına, adam, "Yemeğimi zehir, oturduğum yeri zindan etmeyip, sevdiğini de sevdirmeyeceksen gelirim" demiş...
Hani bir eve misafirliği gidersiniz, gözünüzün kestirdiği yere ilişirsiniz. Ev sahibi başlar:
-İlla şu koltuğa geç... Arkana yastık vereyim mi? Aman burası esintili, pencereden rüzgâr geliyor kanepeye otur...
Yemek vakti... zamanımızda malum, fazla yenmiyor; cami yıkılsa bile mihrabı korumak gerek. Mümkün mü...
-Patlıcan yemeğinden tatmayacak mısın? Küserim vallahi. Bu tatlıyı karım elleriyle yaptı. Bu böreği yemeden olmaz...
Yemek biter, tam bir rahat nefes alacaksınız. Torun tosun, evlat salona doluşur.
-Öp amcanın elini... Amcası, bizim oğlan çok akıllı. Hep sınıfının birincisi... Mehmet, Türkan, Ayşe siz de gelin. Okulda öğrendiğiniz şarkıyı birlikte okuyun.
Çoğumuz kendi seçimimizi dayatmayı, iyi ev sahipliği sanırız.

Bu hikâyeyi Ankara'da Keçiören'den geçerken hatırlayıverdim. Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok bölgede büyük değişiklikler yaptı; gecekondu ile mücadelede başarılı; halk da onu çok destekliyor. Ama baktım inşa edilen apartmanların üzerinde hep mozaikten işlemeler var. Keçiören, "Mozaik-kent" haline gelmiş. Ankara değil Antakya olsa, Roma döneminden kalan mozaiklere bir nazire diyeceksiniz, o da değil.
Yüksek makamlara çıkan insanlar kendi estetik zevklerini kente dayatmayıp, uzmanlara başvurmalı.
Bütün bunları düşünürken, aklıma Çankaya takıldı. Basına yansıyan fotoğraflarda, dekorasyonun ne kadar alelade olduğunu gördük. Keşke, devletimizin başının ikamet ettiği bu bina, Osmanlı zevkinin de katkısıyla, bizim kültürümüzü yansıtır bir şekle sokulsa. Mangallar, sandıklar, nargileler, sahanlar, siniler, Türk ressamlarının tabloları, bol yastıklı sedirler vs... mevcut eşya ile karıştırılır ve bütün bunlar bir dekoratörün nezaretinde gerçekleşirse, hiç değilse herkesin kabul edebileceği estetik seviyesi yakalanmış olur.

Turgut Altınok başarılı bir belediye başkanı ama yönetimindeki Keçiören bir mozaik kent haline dönüşmüş. Keşke kendi zevkimizi başkalarına dayatmama inceliğini gösterebilsek.